'Zamanaşımı, devletin borçlarında geçerli değil'
3 Şubat 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına göre, bireyler arasındaki borç ilişkilerinde uygulanan zamanaşımı kuralı, devletin vatandaşa borçlu olduğu ve özellikle bir mahkeme kararına bağlanmış borçlar bakımından artık uygulanamıyor. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Yeniocak, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına konu olan olayı anlatarak yeni durumu açıkladı.
Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Yeniocak, durumun Ankara'daki gecekondusu 1982 yılında yıktırılan bir vatandaşın, yıkılan gecekondu ve ağaçlarının bedeli olarak tazminat talebiyle mahkemeye başvurması üzerine geliştiğini belirtti. Mahkemenin 1988 yılında kesinleşen kararıyla, haklı görülen vatandaşa tazminat ödenmesine karar verildiğini hatırlattı. Yeniocak, buna rağmen kendisine tazminat ödemesi yapılmayan vatandaşın, 2014 yılında idareye başvurarak tazminatının ödenmesini istediğini kaydetti. İdarenin ise, Borçlar Kanunu'na göre on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle vatandaşın ödeme talebini reddettiğini ifade etti.
Vatandaşın hakkını aramayı sürdürdüğünü ifade eden Yeniocak, idareye karşı icra takibi başlatan vatandaşın bu kez mahkeme engeline takıldığını ve mahkemenin, vatandaşın ödeme talebini zamanaşımı gerekçesiyle reddettiğini belirtti. Mahkemenin kararı temyiz edilmişse de Yargıtay'ın da kararı doğru bulduğunu ve sonuç olarak vatandaşa tazminat ödenmediğini söyledi.
“AYM, bireysel başvuru yapan vatandaşı haklı buldu”
Yeniocak, vatandaşın pes etmeyerek, konuyu bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığını kaydetti. Anayasa Mahkemesi'nin burada meseleyi anayasal hak ynünden ele aldığının ve çok önemli bir karar verdiğinin altını çizdi. AYM'nin mahkeme kararı gereği vatandaşa ödenmesi gereken tazminatı ödemek için herhangi bir girişimde bulunmayan devlet idaresinin, vatandaşa karşı zamanaşımı savunması yapamayacağına hükmettiğini açıkladı. Devletin, vatandaşa karşı olan borcunu ifa etmekten hiçbir şartta kaçınamayacağına işaret etti. Aksi durumun, Anayasanın güvence altına aldığı mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğine karar veren AYM'nin, dosyayı yeniden yargılama yapması için mahkemesine gönderdiğini söyledi.