12 EYLÜL TARİHİN GÖĞSÜNDE BİR KARA LEKEDİR
Prof. Dr. Ahmet Özer yazdı...
“Asmayalım da besleyelim mi?" diyen zihniyet, toplumu çürütüp geri götürmekten başka ne işe yaradı, söyler misiniz.
Zulmü bir at gibi eyerleyip sırtına binenler nereye gittiler, söyler misiniz?
Ne işe yaradı zulümleri zelaletleri?
İnsanlara acı yaşatıp,
analara göz yaşı döktürmekten başka ne işe yaradı, bir zamanların muktedirlerinin yaptıkları.
Ülkenin onca zamanını yutarak tarihin çöp sepetine savrulup gittiler sonunda. Tarih af etmez çünkü.
Ne ki;
Olan, yiten onca canlara oldu.
Acı dolu yaşamlara,
sürgünlere,
zindanlarda insanlık dışı işkencelere tabi tutulanlara oldu...
Olan,
İrtifa kaybefen demokrasiye,
itibar kaybeden ülkeye,
faili meçhullere (ya da aslında faili bellilere demeli)
yoksullaşan topluma oldu.
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
650 bin kişi gözaltına alındı.
230 bin kişi yargılandı.
517 kişiye idam verildi,
50 infaz gerçekleştirildi.
Yüzbinlerce insan işinden gücünden edildi.
Sürgünler yaşandı,
İnsanlık dışı işkenceler yaşandı,
baskı ve zulüm arşa çıktı;
toplum açlığa yoksulluğa mahkum oldu ve toplum her türlü yoksunluğa mahkum edildi.
Şimdi soru şu: Peki nerede herkesin o zamanlar selam durduğu apoletli muktedirler?
Cevap basit: Tarihin çöp sepetindeler şimdi.
Her kesin ders çıkarması gerekir bu ibreti alem durumdan, bu yüzden.
Çünkü Diktatörler döktükleri kanda boğulurlar sonunda. Bu onların kaderidir. Çünkü lekelidirler. Çünkü zulümle abad olmaz dünya.
İşte bu yüzden,
Türkiye'nin kara lekesidir,
12 Eylül Darbesi. Durup düşünmeli.
Bu nedenle elzemdir,
bundan herkesin ders çıkarması.
Usta yazar Yaşar Kemal romanında İnce Memed’e söylettiği bir söz var. Bu günün anlam ve önemine dair derslerle yüklü bir not. Bize neyin ne olduğunu söylüyor ve ne yapmak gerektiği konusunda yol gösteriyor.
“İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe, insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale düşecektir.”
(Yaşar Kemal/İnce Memed)
Buna bir şey eklemeye gerek var mı, bilmem ki...!?