18 MART'I DÜŞÜNÜRKEN...

BRÜKSEL - Dışarıda kar esip savuruyor. Mart'ın 17'si... Eski hesaba göre ayın dördü... Böyle bir soğuğu 58 yıl önce 18 Mart 1960 tarihinde Çanakkale'de yaşadığımı anımsıyorum.

Milli Türk Talebe Birliği, "Çanakkale Zaferini anma programı" için üniversite öğrencilerini de Çanakkale'ye götürme kararı almıştı.

Uludağ gemisiyle Çanakkale'ye doğru yola çıktık. Gemi lebalep öğrenci dolu... Ben hem öğrenci, hem de o zamanlar Babıali dışında yayımlanan iki gazeteden biri Tercüman gazetesinin görevli muhabiriyim.

18 Mart sabahı Çanakkale iskelesine/rıhtımına ayak bastığımızda hava güneşli olmasına karşın -aman Allah'ım- öyle bir rüzgar ve soğuk var ki... 

İnsanın ilikleri donuyor.

Anma törenleri başlayacak, izlemek görevim... Ama öylesine acı/yakıcı bir soğuk ki...

Törenleri Tercüman Çanakkale muhabiri Necmettin Şenay, Milliyet'ten görevli gelen Necmi Onur'la birlikte izledik. Ama ben dondum adeta...

"Çanakkale Soğuğu"...

İçimdeki zafer heyecanı/sevinci tenimi donduran yakıcı soğuğu unutturuyor.

Bugün Milletimin zafer günü... "Yedi düvel"i yendiğimiz, perişan ettiğimiz "Çanakkale Zaferi"nin kazanıldığı gün...

Türk milletinin mutlu günlerinden biri.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

 

Bakmadan Geçme