3 Öğüt!
Adamın biri hileyle kuşun birini tuzağa düşürerek yakalamış. Kuş dile gerek yalvarmış: 'Ey ulu hoca sen birçok öküzler, koyunlar yedin, develer kurban ettin. Bu dünyada onlarla bile doymadın, benimle mi doyacaksın. Eğer beni bırakırsan ben sana üç öğüt vereceğim ki bunlara uyarsan her müşkülün hallolacak. "Birincisini elindeyken vereyim eğer beğenirsen beni bırakırsın. O zaman ikincisini şu dama konarken, üçüncüsünü şu ulu ağaçta söylerim " demiş Adam kuşu sıkı sıkıya tutarak:
'Haydi, söyle bakalım. Eğer beğenirsem seni bırakırım'. Kuşcağız ilk öğüdünü vermiş: Olmayacak sözü kim söylerse söylesin inanma! …
Adam kuşu bırakmış, kuş uçarak damın saçağına konmuş.
Kuş ikinci öğüdünü söylemiş:
'Geçmiş gitmiş şey, kaçmış fırsat için üzülüp ah vah etme demiş'. Ardından biraz daha geriye çekilerek, orada bulunan ulu ağaca konmuş.
'Benim karnımda on bir dirhem ağırlığında paha biçilmez bir inci vardı, eğer beni elinden kaçırmasaydın, o şimdi senin olacaktı' demiş. Bunu duyan adam ağlayıp, inlemeye, saçını başını yolmaya başlamış.
Kuş tekrar seslenmiş: 'Ben sana geçmiş gitmiş fırsat için ah vah edip üzülme demedim mi? Madem fırsatı kaçırdın, neden üzülüp duruyorsun. Ya öğüdümü dinlemedin yahut da sağırsın. Ayrıca sana olmayacak şeye inanma demedim mi? Benim bütün ağırlığım üç dirhem, karnımda nasıl on bir dirhem ağırlığın da inci bulunabilir'. Sözler adamı kendine getirmiş.
Şimdi söylediklerini daha iyi anladım. 'Haydi, şimdide üçüncü öğüdünü söyle bakalım' demiş. Kuş, 'Allah için o iki öğüdü güzelce tuttun da, benden üçüncüsünü mü istiyorsun'. Uykuya dalmış kişiye öğüt vermek çorak toprağa tohum ekmek gibidir. Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama tutmaz, diyerek uçup gitmiş.
Hiç kimse ne aptal ne de bilgisiz olduğunu kabul edecek kadar aptal ve bilgisiz değil ! …
O yüzden ne kadar doğru ya da mantıklı gelirse gelsin, düşünmeden, tartmadan verilen kararlarla yaşam denen zamanı tüketip dururuz. Sonra suçlu, neden, kader, kısmet adı altında kendi üzerimize hiç alınmadan, sebepler arar durur, ah eder yanarız başımıza gelene. Bunu başaran, mutlu, kendinden emin insanlarda çok fazla var tabi ki…
En çok yaptığımız hata ise, dilimizdir. Büyüklerimiz " İnsanoğlunun hayatta başına ne geldiyse dilinden gelmiştir" derler.
Yunus Emre ise "Söz ola kestire başı, Söz ola kestire savaşı, Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ eder bir söz" demiş. İnsanın ağzından bir kere söz çıkmaya görsün çıkana kadar sen ona hâkimsin çıktıktan sonra o sana hâkim olur.
Söz yaydan fırlayan ok gibidir. O ok gittiği yerden geri dönmez. Söz ise asla unutulmaz.
Samimiyetsizlik ve bencillikte bir karakterize düşüklüğüdür.
Başkaları hakkında ki duygu ve düşüncelerimizi saklayabiliriz...
Ruh halimizi rol yaparak, bir başka gösterebiliriz...
Her duygu ve düşünce halimizde, kendimizi ve herkesi kandırabiliriz.
Saklayamayacağımız ve başkalaştıramayacağımız tek şey...
Kendimize olan saygımızın niteliği ve ölçüsüdür...
Bu ölçü, hem kendimizin hem de başkalarının gözünde ki gerçek değerimizdir.
Değerleriniz her zaman yüksek olsun…
Sevgiyle İlerleyin…
Bakmadan Geçme





