Merhaba güzel insanlar, nasılsınız, Herşey yolunda mı? Bugün 8 Mart Dünya emekçi Kadınlar günü. (Woman’s Day)
Tarihçesine biraz değinecek olursak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından bu şekilde tanımlanmış ve her sene 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gündür.
8 Mart, tüm dünyada insan hakları temelinde kadınların siyasal ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasal ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Bu arada ben 8 Mart'ın kutlanmasını, gereksiz buluyorum. 8 Mart'ı anma ve mücadele günü olarak görüyor, böyle yaklaşıyorum.
Kadın olmak, zor zanaat açıkçası… Bu önemli günün bir hak arayışının başlangıcı olduğunu düşünüyorum. Kadınların kendi özgürlük mücadelesini vermeye başladığı bir hak arayışı ve büyük bir mücadelenin resmiyete atılan ilk adımları olarak görüyorum.
Kadınların buradaki en büyük çabası insan haklarını eşit kullanabilme temeline dayanıyor.
ABD'nin New York Eyaletinde 8 Mart 1857'da başlayan grevde tekstil sektöründe çalışan kadınlar, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve insani olmayan koşulları protesto etmeye başladılar. Grevin sürdüğü günlerden birinde fabrika önüne kurulan barikatlarda yangın çıktı. O yangında çoğu kadın 129 işçi hayatını kaybetti. İşte o günlerden bugünlere geldik.
Kadınlar ne zaman mücadele etmeye çalışırsa canlarıyla kanlarıyla ve ruhlarıyla bedel ödemek zorunda kaldılar. Bu zaten tarihin her döneminde böyle olmuştu.
Bugünün bir kutlama günü olarak anılmasının bir sebebi ise yaşanan bu olaylardan 52 yıl sonra kazanılan kadın haklarıdır. Dile kolay mücadele ve sabırla 52 yıl… Kimbilir o 52 yıla ne hikayeler, ne acılar ne ölümler sığmıştı?
52 yıl sonra kazanılan bu mücadele’nin, temel yapı taşları dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlama gereksinimi idi.
Çünkü Kadınlar iyi, güçlü ve mutlu olursa, tüm dünya da aynı şekilde iyi, güçlü ve mutlu olacaktı. Kadının toplumun temel yapı taşı olduğu da bence bu şekilde anlaşılmıştı.
Günümüzde ise biz kadın hareketi destekçisi kadınların nereden geldiğimizi unutmamak adına her sene andığımız bir gün 8 Mart! Pandemi öncesinde İstanbul’da milyonlarca kadın kol kola yürümüştük tekrarını sağlıklı günlerde ümit ediyorum.
Eskiye istinaden bu yeni yüzyılda kadın mücadelesi oldukça güzel bir noktaya vardı. Fakat asla yeterli görmediğimi belirtmek isterim. Çünkü dünyada hâlâ daha ezilen yoksulluk, şiddet ve yaşam kaybı yaşayan milyonlarca kadın var. Bunun en bâriz örneği her gün okuyup izlediğimiz kadınların katledildiği haberleridir.
Daha aydınlık günler için barış ve kardeşlik için “yaşasın kadınların onurlu mücadelesi “ diyorum. Nice 8 Martlara... Sevgiyle görüşmek dileğiyle, hoşçakalın güzel kadınlar, tüm güzel insanlar...