Abdullah Yüce'nin kızından Vanlılara selam var

Kayıp kentin kayıp çocuklarının izlerini sürerek arayıp bulmaya devam ediyoruz.

Birinci Dünya Savaşı sırasında 1915'te isyan eden Ermeniler katliamlar yaparak yakıp yıktığı,  güzel Van'ımızı Ruslar işgal edince Müslüman Vanlılar, canlarını kurtarmak üzere yollara düşerek göç etmek zorunda kaldı.

1915'ten geride küle dönen hafızasını kaybeden Van;  hayatını kaybeden, parçalanan, kaybolan;  kuru yaprak misali dört bir yana dağılan aileler kalmıştır. Bu gerçekleri, trajik insan hikâyelerini birileri inkar etmeye, yok saymaya kalksa da tarih yaşananları yazıyor, derin izler bırakan travma ve sosyal hasarlar kuşaklar boyu hissediliyor. Muhacir olan Vanlı ailelerin nesilleri arasından ünlü romancımız Yaşar Kemal,  TRT sanatçısı Mustafa Sağyaşar, Türkiye'nin önemli klasik gitar eğitmeni ve müzik insanı Ziya Aydıntan gibi saygın isimler çıkıyor. Bunlardan biri de oyuncu, hüzünlü şarkıların yanık sesi, bestekar ve güftekar merhum Abdullah Yüce'dir.

 

Vanlılar, Abdullah Yüce'yi Van doğumlu bilirler. Bu nedenle severek dinlerler, kendisinden övgüyle söz ederek sahiplenirler. Ancak 18 yaşında beste çalışmalarına başlayan 50 Taş plağı, 12,45'lik plağı, 3 Longplayı olan;  bir dizide, yedi filimde rol alan büyük sanatçının Vanlı kimliği,  aile hikâyesi hakkında bilgi sahibi değiller.

75 yıllık hayat hikâyesini üç kelimelik "bedava geldik geçtik" sözleriyle özetleyen Abdullah Yüce'nin Vanlılığı ve aile hikâyesini anlatmaya çalışacağım. .

Ama önce…

Abdullah Yüce'nin İstanbul Yeniköy'de ikamet eden kızı Sultan Sezgin hanımefendiye ulaşmamı sağlayan, TRT ses sanatçısı, besteci, koro şefi, İstanbul'da Mehmet Özkaya Müzik Akademisi sahibi olan, değerli dostum, Vanlı hemşehrim Mehmet Özkaya'ya teşekkür ediyorum. Dostum olmasaydı okuyacağınız bilgilere ulaşmamış olacaktık.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

 

Bakmadan Geçme