'Acil başvuruları' azaldı
Türkiye'de görülen koronavirüs vakalarındaki artış hızının düşmesi ile birlikte normalleşme süreci ile ilgili projeksiyonların yapılmasına başlandı. Bütün Türkiye'de uygulanan yasakların il il değerlendirilip, Ramazan Bayramı'ndan sonra kademeli olarak esnetileceği belirtildi.
Sağlık Bakanlığı kaynakları, geçen hafta hem il müdürleri hem de hastane başhekimlerinin yaptıkları toplantılarda sahadan ‘umut verici’ bilgiler aldıklarını dile getirdi. Hem İstanbul hem de Anadolu’daki hastanelerin acil servislerine ‘korona’ başvurularında azalma görüldüğü belirtilirken “Son 4-5 gündür vakalar katlanarak artmıyor. Vaka artış hızı eğrisi daha yatay hâle geliyor. Tutarlı bir tablo var. Gelecek için umut verici düzeyde” değerlendirmesi yapılıyor.
GÜN GÜN VAKA-TEST
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunca yapılan değerlendirmelerde de, test sayısı artmasına rağmen vaka artış hızının yavaşladığı, salgının başında test-vaka oranı 20’lerin üzerinde seyrederken, mart sonundan itibaren bu oranın yüzde 20’nin altına gerilemeye başladığı hatırlatıldı. Bakanlığın açıkladığı verilere göre, 31 Mart’ta test vaka oranı yüzde 17,53, 4 Nisan’da yüzde 15,32, 8 Nisan’da yüzde 16,53, 10 Nisan yüzde 15,30, 12 Nisan’da yüzde 13,40, 15 Nisan’da yüzde 12,55, 17 Nisan’da ise yüzde 10,8’e geriledi. 16 ve 17 Nisan tarihlerinde ilk kez yoğun bakım ve entübe hasta sayısı da geriledi. 16 Nisan’da bin 854 olan yoğun bakım hasta sayısı, 17 Nisan’da bin 845’e, entübe sayısı da bin 40’tan bin 14’e düştü.
EŞİTLİK SAĞLANMALI
Bakanlık kaynaklarının dikkat çektiği bir başka veri ise günlük vaka sayısı ile iyileşen hasta sayısı arasındaki oran oldu. Bilim Kurulunda, bu verinin de üzerinde durulduğu belirtilirken, uzmanlar günlük iyileşen hasta sayısı ile günlük yeni çıkan vaka sayısının arasındaki makasın giderek kapandığını, bu iki sayının eşitlenmesi ve iyileşen hasta sayısının günlük vaka sayısını geçmesi ile birlikte normalleşme adımlarının konuşulabileceğini dile getirdi. Sağlık Bakanlığı tarafından, 15 Nisan’da günlük iyileşen hasta sayısı 875 olarak açıklanırken, bu sayı 17 Nisan’da bin 542 oldu. Mayıs başından itibaren günlük vaka sayısı ile iyileşen hasta sayısının birbirine yakın çıkmasının beklendiği belirtildi.
İYİ HABERLER VAR
Sağlık Bakanlığında yapılan değerlendirme toplantılarında, hastanelere yapılan acil başvuruları da masaya yatırıldı. İstanbul’daki bazı hastaneler başta olmak üzere Anadolu’da acillere koronavirüs şikâyeti ile yapılan başvurularda azalma kaydedildi. Bu toplantılarda, İstanbul’daki bir hastane ile ilgili olarak “Geçen hafta günlük acil başvuru sayısı 180-200 olurken, son günlerde bu sayı 160-180 arasına geriledi” bilgisi verildi. Birçok hastanenin vaka artış hızına ilişkin eğrinin son birkaç gündür ‘plato’ çizdiği de belirtildi.
İSTANBUL PİK YAPMIŞ...
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Hasan Tezer de önceki gün yapılan Bilim Kurulu toplantısından sonra “Her şey dört dörtlük değil. Ama olumlu gelişmeler var. Pik dediğimiz noktaya İstanbul’da geldik sayılır. İstanbul’da plato nispeten iyi bir noktaya geldi. Ama Ankara için henüz o pik noktaya geldiğimiz, en çok hastayı göreceğimiz o haftaya geldiğimizi düşünmüyoruz, ama iyi gidiyoruz” açıklamasını yaptı.
İL İL PLANLAMA
Sağlık Bakanlığında yapılan değerlendirmelerde 5-6 gündür vaka verilerinde yaşanan iyileşmeler devam eder ve kurallara en az yüzde 85-90 uyum olursa, Ramazan Bayramı’ndan sonra, bazı yasaklarda esnetmeye gidileceği tespiti yapılıyor. Bu konudaki planlamalar da bayram sonrasına göre hazırlanıyor. Salgının başlamasından itibaren kademeli olarak gündeme getirilen yasaklardan bazılarının, bayramdan sonra yine kademeli olarak kaldırılması gündeme gelecek. Bu yasaklardan hangilerinin, hangi ilde ne şekilde esnetileceğine il pandemi kurullarında karar verilecek. Okulların açılması konusunda da kademeli bir süreç işleyeceği belirtiliyor. Yurt içi seyahat yasağına yönelik bazı esnemelere gidileceği, kademeli olarak şu anda kapalı olan bazı iş yerlerinin açılması, yine dışarı çıkması yasak olan yaş gruplarına yönelik de bazı istisnalar getirileceği belirtiliyor. Bütün bu esneklikler il il değerlendirilecek ve salgının kontrol altına alındığı illerde lokal olarak gündeme gelecek. Ancak, risk görülen illerde yasaklar devam edecek. Uzmanlar “81 ilin 81’i aynı süreci izlemez. İstanbul’da başka türlü, Kayseri’de başka türlü bir süreç var. Yasakların kaldırılması konusunda, her il kendi vaka durumuna, yayılma hızına veya salgının gidişine bakarak karar verecek” değerlendirmesini yapıyor.
UZMANLAR NE DİYOR?
Hastalar stabilleşti
∂ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen: Şu an Türkiye’de bir plato çizer gibi olduğunu düşünüyoruz ama önümüzdeki haftalar belirleyici olacak diye düşüyorum. Bir dik gitti. Şu anda dikine gidiş plato düzeyine geldi. Ondan sonra aşağıya inişi de 2 ay alır zaten. Belki 3 ay alır. Sağlık bakanlığında daha büyük veriler var tabii. Onlar çok daha iyi değerlendirir ama son bir haftadır bizdeki hasta sayıları stabilleşti.
İkinci dalga olabilir
∂ Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Midilli: Yaz aylarında salgın hız kesip kontrol altına alınsa bile özellikle başka ülkelerden olabilecek yeni girişler sonucunda salgının kontrol altına alındığı bölgelerde sonbaharda ikinci bir dalga ile karşı karşıya kalınması büyük bir ihtimal olarak görülüyor.
Anahtar bizde
∂ Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Pınar Çıragil: Aralık 2019’dan önceki hayatımıza ne zaman döneceğimizin cevabı aslında bize bağlı. Otoritelerin koyduğu tüm kurallara uyar, evde izole kalır, dışarı çıkmamız gerekiyorsa maske kullanır ve sosyal mesafeyi korursak bu süreç daha da kısalacaktır.
SONRASI DAHA ÖNEMLİ
Tıbbi Viroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Şahiner: Virüsün kalıcı olup olmayacağını bilmiyoruz ancak kalıcı olacağı varsayımından yola çıkarsak, bu herhangi bir ülkeden gelebilir. Ancak hiçbir kontrol önlemi almayan ülkelerde daha uzun süre döngüde kalabilir. Bu ülkeler önlem alamayan gelişmemiş ülkelerin yanı sıra kontrol önlemlerini önemsemeyen gelişmiş ülkeler de olabilir. Asıl önemli ihtimal ise virüslerin kalıcı olmasında hayvan rezervuarlarının daha büyük rol oynamasıdır. En uygun hayvan rezervuarlarının ve ara konakçıların bulunduğu ülkeler daha büyük risk potansiyeli taşır. Burada başı yine Çin ve Uzak Doğu ülkeleri çekiyor diyebiliriz.
Kaynak: Türkiye Gazetesi