Ada halleri
Vapurdan indiğimizde karşılaştığım kalabalık bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Oysa az önce denizdeyken izlediğimiz manzara ne kadar sakin ve huzur verici görünüyordu. Hoş, kalabalık daha vapurdayken başlamıştı ya…
Vapurdan indiğimizde karşılaştığım kalabalık bizi hayal kırıklığına uğratmıştı. Oysa az önce denizdeyken izlediğimiz manzara ne kadar sakin ve huzur verici görünüyordu. Hoş, kalabalık daha vapurdayken başlamıştı ya…
İlk durağımız Büyükada. Prens Adaları diye bilinen 9 takımadanın en büyüğü. Eee biz de en büyük olmasına hürmeten, buradan başlıyoruz gezmeye. Büyükada da, İstanbul ve diğer adalar gibi, tarihin izlerini taşıyor. Yıllanmış köşkleri, kiliseleri, sokaklarda ara sıra duyulan fayton sesleri, çiçeklerle bezeli sokakları, sıkça görülen bisikletlileri ile yine de huzur verici.
Araba gürültüsünden, trafikten uzak, martı çığlıkları ve deniz kokusu ile bezeli. Bütün bu güzelliklere rağmen, ara sokaklar haricinde aradığınız sükûneti bulamıyorsunuz. Turistik geziler yoğun olduğu için kurulan işletmeler ve sonradan yapılma binalar şehrin o tarihi dokusunu ve tabii güzelliğini bir parça gölgeliyor. Bu durum, gezdiğimiz Heybeliada, Kınalıada ve Burgaz Ada'da da hemen hemen aynı. Denize atılan çöplere üzülüyor, bunu vapurda uzaktan gördüğümüz güzelim manzaraya ihanet sayıyoruz. Sakinlik isteyen biri buralara kışın gelmeli diye geçiriyorum içimden. Sait Faik o günlerde bunları görmüş olacak ki bir yazısında:
"Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da görmeyeceksiniz. Bizim için değil ama çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük." demiştir. Bugün bu manzarayı görseydi, denizin bu haline kim bilir neler yazardı üstad.
Bütün bunlara rağmen, denizin kokusunu duymak, martıların denize olan sevdasını, ağaçların bu sevdaya tanıklığını görmek zor değil. Öyle bir sevda ki bin yıllardır devam ediyor. Nice şaire yazara muhteşem eserler yazdıran güzelim doğası, edebiyatımıza da can vermiş. İşte büyük edip Reşat Nuri Güntekin'in Büyükada'da kaldığı evi.