Afganistan için tek alternatif Türkiye
Kabil Üniversitesinden Fazıl Ahmet Burget, Batılı güçlerin Afganistan'daki varlığının bu yılın sonlarında sıfırlanacağını belirterek Kabil'de 6 bin kişilik Türk gücünün konuşlanacağını kaydetti. Burget 'Afganistan'da Türkiye menfaatsiz, istikrar ve huzur isteyen, arayan kardeş ülke olarak kabul görüyor. Bu yönü ile de tek alternatif diyebiliriz. Türk askerinin varlığı önemli bir şans' dedi.
ABD, Taliban ile geçen yıl şubat ayında yaptığı Doha Mutabakatı gereği 2001 senesinde işgal ettiği Afganistan’dan çekiliyor. Ülkede 2001-2010 döneminde sayıları 150 bini bulan yabancı güç sayısı 2 binin altına düşerken, başta ISAF’ın merkez üssü olan Bargam dâhil olmak üzere tüm stratejik noktalar boşaltıldı. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Kabil Üniversitesi Öğretim Üyesi Fazıl Ahmet Burget, Batılı güçlerin Afganistan’daki varlığının bu yılın sonlarında sıfırlanacağını belirterek Kabil’de 6 bin kişilik Türk gücünün konuşlanacağını kaydetti. Türkiye’nin Libya, Karabağ, Suriye, Filistin ve Irak’ta üstlendiği role, istikrar ve barış çabalarına dikkat çeken Burget, bu misyonun Afganistan için de önemli bir şans olarak görüldüğünü belirtti.
GÖRÜŞMELER DEVAM EDİYOR
Pentagon ve Türk yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda Kabil merkezli görüşmelerin sürdüğü ifade edilmişti. Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar, ABD kanadı ile görüşmelerin sürdüğünü ve konunun NATO toplantısında da konuşulduğunu belirterek, Türkiye’nin gerekli siyasi, mali ve lojistik destek sağlanması durumunda Kabil-Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nda kalabileceğini kaydetmişti. Akar “Afgan halkı bizim kardeşimiz. Hedef Afganistan’da sulhu, sükûnu sağlamak. Bizim tarihi kardeşliğimiz var. Afgan halkı istediği müddetçe Afganistan’da kalabilmek, yardımcı olabilmek istiyoruz’’ diye konuşmuştu. NATO ve benzeri ittifaklar bünyesinde farklı alternatiflerle birlikte olayın tartışılmaya devam ettiği belirtiliyor.
ABD, NÜFUZUNU DÜŞÜNÜYOR
ABD ve müttefiklerinin Afganistan’a dair farklı seçenekler üzerinde görüşmeler yürüttüğünü aktaran Kabil Üniversitesi Öğretim Üyesi Fazıl Ahmet Burget şunları söyledi:
Amerika, bir yandan çekilme planları ve bunun takvimi ile uğraşırken diğer yandan işgal sonrası 20 yıllık dönemde elde ettiği kazanımları kaybetmeme hesapları yapıyor. Rusya, 1989 yılında Afganistan’dan çekildi ve askerî gücü ile birlikte siyasi ve ekonomik etkisi de tamamen yok oldu. ABD kendince bu duruma düşmemek adına hem iç mekanizmalarda etkin kalmaya çalışıyor. Hem de Afganistan’ı çevreleyen hatta yerleşmeye çalışıyor. Pakistan’ın kuzeyi, Özbekistan, Tacikistan ve Kazakistan’da üs kurmaya çalışıyor.
AMAÇLARI; MÜŞTEREK HÜKÛMET
Washington yönetiminin Afganistan’daki nüfuzunu sürdürme amaçlı bir diğer girişimi de 600 kişilik istihbarat kadrosunu Kabil’de kritik kurumlara yerleştirmek. Bu proje daha çok perde gerisinden yürütülüyor. Katar’ın başkenti Doha’da Taliban heyeti ile anlaşan Amerikalılar grupla olan münasebetleri ilerledi ve Taliban ile Kabil yönetimini uzlaştırma boyutuna evrildi. Amaçları müşterek bir koalisyon hükûmeti kurdurabilmek. Bu kapsamda sürecin işleyişine paralel olarak 3 milyar dolarlık destek vaadinde bulundular. Taliban’ın genel hatları ile hükûmetin yapısı ile sorunu yok. Onlar için en büyük sorun Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin şahsı. Bu konuda Amerikan tarafının esneklik göstereceği konuşuluyor.
TÜRK ASKERİ, GÜVENCE
Türk askeri yaklaşık 20 yıldır Afganistan’da faaliyet yürüten ISAF bünyesinde görev alıyor. Bu süreçte birkaç istisna dışında hiçbir zaman hedef alınmadı. Türkiye’nin Pakistan ile olan iyi ilişkileri de dikkate alındığında hem Taliban hem de Afgan hükûmeti için Türk askeri varlığı gerçek manada önemli bir şans. Burada en önemli faktör ise şüphesiz Afgan halkının Türkiye sevgisidir. Türkiye dışında hemen her ülke işgalin parçası olarak görüldü ve dışlandı. Afgan kamuoyunda Türkiye menfaatsiz, istikrar ve huzur isteyen, arayan kardeş ülke olarak kabul görüyor. Bu yönü ile de tek alternatif diyebiliriz. Türk askeri burada hem bir güvence olacak hem de güvenlik güçlerine yönelik eğitim faaliyetlerini sürdürecek. Öte yandan Türkiye’nin dönüştürücü bir gücü birçok coğrafyada etkili oldu. Bu pratiğin Afganistan’da da tekrar etmesi muhtemel. Pakistan ile iş birliği hâlinde Taliban’ı sisteme entegre edebilir. Hatta bu konuda en güçlü aday ülke diyebiliriz. Türkiye’nin bu konuda güçlü bir tarihî arka planı da mevcut. Afganistan’ın 1936 yılındaki İran’la olan anlaşmazlığını Türkiye çözmüştü. Bugün halen İran sınırı Fahri Altay hududu olarak isimlendirilir.
Taliban’ın eylemleri ve uluslararası kabul gören yanı ciddi sorun. Ancak mevcut hükûmetin de ciddi sorunları var. Halk nezdinde ciddi destekleri yok. Ekonomik, askeri ve siyasi açıdan tamamen ABD’ye bağlı bir yapı. İnsanlar ekonomik açıdan büyük sıkıntı içerisinde ve artık ekmeklerini kazanabildiği, savaşsız normal bir hayat istiyorlar.
TALİBAN TEK TİP YAPI DEĞİL
Kabil Üniversitesi Öğretim Üyesi Burget, Afganistan’ın şu an yüzde 70’e yakın bölümünün Taliban’ın kontrolünde olduğunu belirterek "Resmî hiyerarşi açısından tepe isim Kandaharlı bir Peştun olan Molla Hibetullah Ahunzade. İkinci en önemli figür ise Molla Ömer’in oğlu Muhammed Yakup. ABD’nin 2001 yılında ki savaşta tek hedefi olan ve 2020’de masaya oturduğu Taliban tek tip bir yapıdan oluşmuyor. El Kaide’ye yakın gruplarla birlikte, 20 farklı grup var. Her ne kadar örgütün ana omurgası Sünni-Hanefi nitelik arz etse de içeride ciddi anlamda Selefi-Hanefi çekişmesi var" dedi.
UYUŞTURUCU VE SİLAH BELİRLEYİCİ
Afganistan’ın geleceği ile ilgili proje ve yaklaşımlarda uyuşturucu ve silah ticareti mutlak manada belirleyici olacağını ifade eden Burget “Çünkü bu iki sektör Afganistan’da ekonominin önemli araçları ve bu işlerden para kazanan baronlar iki tarafta da etkin faaliyet yürütebiliyor. ABD işgali ile Sovyet işgal sürecinde Afganistan’a yapılan dış destek tamamen durdu. Bu noktada uyuşturucu önemli bir gelir aracına dönüştü. Taliban ve Afgan merkezi hükûmeti arasında yaşanacak gelişmelerde bu durum mutlak manada kendisini gösterecek” dedi.
Türkiye Gazetesi