Ah Atatürk yaşasaydı..

İnsanoğlu, Yüce Rabb'ın en büyük lütfu olan akıl hazinesini 'erken konuşup, saçmalama hastalığı' nedeniyle ucuza pazarlıyor. Bu nedenle de -çoğunlukla- ulaştığı her sonuçta tatminsizlik/başarısızlık duyguları yaşıyor.

İnsanoğlu, Yüce Rabb'ın en büyük lütfu olan akıl hazinesini; "erken konuşup, saçmalama hastalığı"  nedeniyle ucuza pazarlıyor. Bu nedenle de; -çoğunlukla-  ulaştığı her sonuçta tatminsizlik/başarısızlık duyguları yaşıyor.

 

Bu nedenle de doyum/doymak nedir bilmiyor.

 

Bunun  pek çok örneği var dünya tarihinde...

 

İnsanlık/milletler; iki büyük savaşı doymazlık ve kendilerine sömürü alanları yaratmak hırsıyla, amacıyla  yapmadılar mı?

 

Savaşa girdikten sonra; iki tarafın da "Barışı sağlayacağız" çağrısı yaptıklarını ve savaş sonrası günlerini anımsayınız bu arada...

Bütün dünya,  "barış bayramı"  yapıyordu savaş bittiğinde...

 

Ya bugün?..

 

xxx

 

Dönüp-dolaşıp yine aynı noktaya geldi insanlık...

 

Hırs... Kin, nefret dengesizliği...

 

Sömürü doyumsuzluğu...

 

Gaddarlık/acımasızlık..

 

Katliamlar, onursuzluklar...

 

Bütün bu insanlık suçlarının arka yüzünde, perde arkasında; çağlar öncesinin "Haçlı Seferleri"ni düzenleyenlerin zihniyetinin/anlayışının yattığını inkar etmek mantıklı mı sizce?

 

Yüzyıllar sonrasında da;  iki  büyük savaşı başlatıp yaşayan Batılılar, böyle bir anlayışın, doyumsuzluğun tutsağı olmalılar ki, bir süre sonra aynı çıkar noktasında buluşup/karşılaşınca  çatıştılar, birbirlerini boğazladılar.

 

İhtiyar dünyamız, işte hep bu doyumsuzlukları körükleyenlerin yarattığı acıları yaşayarak  bugünlere geldi.

 

Dikkatlerinizi çekmek isterim;  iki büyük dünya savaşı Haçlılar arasında başladı. 

 

Bundan, yaşadıkları acılardan kendilerine ders çıkarmış olacaklar ki, şimdi  taktik değiştirmişler.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme