Ahlak Toplumsal Bir Değerdir

Ahlak, insanın temel yapısında bulunan, aile ile, çevre ile, kültür ve eğitim ile gelişen çok önemli toplumsal ve insani bir değerdir.

Bu değerin bireyler bazında gelişmiş olması, toplumu olumlu yönde biçimleyen önemli bir kazanımdır.

Ahlak, namuslu, temiz, karakterli, edepli, faziletli, onurlu ve haysiyetli değerlerle birlikte anılır. Ancak sevgi ile taçlandırıldığında gerçek değerine ulaşır. Din’in, gelenek, görenek, örf ve adetlerin ahlak'ın biçimlenmesinde etkili olduğu söylenebilir.

Kişinin ahlaksızlığı aileyi etkiler. Ailenin ahlaksızlığı da toplumu etkiler. Hiç bir millet ahlaksız bir toplumda yaşamak istemez. Yaşamak istese bile o milletin orfü, gelenek ve göreneği ona izin vermez.

Her milletin kendisine uygun ahlaki değerleri vardır. Bu değerlerin dışında yaşamaya çalışanlar toplumdan dışlanırlar. Toplum kendine uygun olmayan yapıları bünyesinde barındırmaz.

          Bir milleti, ülkesini işgal ederek, yok edemezsiniz. Köle edebilirsiniz. Topraklarını işgal edebilirsiniz. Ancak o milleti yok edemezsiniz.

Bir milletin yok olması için; öncelikle o milletin kültürünü, ahlakını, örfünü, namusunu, onurunu, gelenek ve göreneklerini yok etmeniz lazım. Başka türlü yok etme imkanınız yoktur.

Bu anlamda İnsanı insan eden bu önemli değerler var olduğu sürece toplumda var olacaktır. Millette var olacaktır.

İnsanı insan eden bu önemli değerler gibi insanı canavarlaştıran, insanlık dışına çıkaran, her türlü alçaklığı yaptıran kötü duygular da insanın yapısında mevcuttur.

İnsanda var olan iyi ile kötü duygular savaş halindedirler. Hangisi galip gelirse insanı o duygular biçimlendirir.

Canlı bomba olarak kendisini imha eden ve kendisiyle birlikte bir çok günahsız insanın ölümüne sebep olan insanın canavarlaşması buna en basit bir örnektir.

Paradan başka bir şey düşünmeyen, para kazanmak için her şeyi meşru sayan ve bu anlamda silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar, insanların yok olmasını hiçe sayan, insan görünümündeki canavarlardır.

Para gibi, mevki ve makam peşinde koşan, her şartta amacına ulaşabilmek için her yolu mübah gören bir anlayış içinde olan insanlar da alabildiğince tehlikeli insanlardır. Bu bağlamda; Adolf Hitler ve Josef Stalin dünya tarihinin yüz karalarıdırlar.

Ahlak çok ulvi bir değerdir. Bu değere sahip olmayanların ağzına ahlak kelimesi yakışmaz.

Ancak ne acıdır ki kendisinde bulunmayan bu kutsi değeri “gündem oluşturmak için dillendirenlerle bir arada yaşama ve aynı havayı teneffüs etme şansızlığına sahibiz.

Kaset Genel Başkanı son grup toplantısı konuşmasını yaparken Ahlak kelimesini konu almıştı. Yinehedefinde Cumhurbaşkanımız vardı. Bu adamın Cumhurbaşkanından başka bir derdi yok. Onunla yatıp onunla kalkıyor. Ülkenin hiç bir meselesi onu alakadar etmiyor. Bu kaset başkanı adam kendisinin sarfettiği küfürlü, hakaretli cümleleri unutup Cumhurbaşkanının söylediklerini konu alarak ahlak ve edep dersi vermeye çalışıyor.

Cumhurbaşkanımıza, namussuz şerefsiz, diktatör bozuntusu diyen bu kendini bilmez adamın Ahlak gibi bir ulvi kavramı ağzına alması abesle iştigaldır.

CHP’ye genel başkan olması CHP için ve ülkemiz için önemli bir talihsizliktir. İlçe başkanı dahi olamayacak durumda olan bu zat, kasetle genel başkanlığı kapmış durumdadır.

Bakalım nereye kadar götürecek.

Allah öncelikle CHP’lilere sonra da ülkemize acısın, şeytanın şerrinden bizleri korusun.

Saygılarımla…

Bakmadan Geçme