AK PARTİ 9. BÖLGE İSTİŞARE TOPLANTISI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, artık silahların sustuğu, örgütün dağdaki elemanlarının sınır dışına çıkmaya başladığı bir dönemde barış ve huzur aldıklarını, kin ve nefreti attıklarını söyledi.
AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve beraberindeki heyet, AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanları 9. Bölge Eğitim ve Değerlendirme toplantısı için Van’a geldi. Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve Amasya Milletvekili Prof. Dr. Naci Bostancı, AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve MKYK Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, AK Parti Van Milletvekili Mustafa Bilici, Van, Muş, Bitlis, Batman, Siirt, Şırnak ve Hakkari il ve ilçelerinin ana kademe, kadın kolları ve gençlik kollarının siyasi ve hukuki işler başkanlarının katılımıyla yapılan toplantının açılış konuşması AK Parti İl Başkanı Abdullah Aras tarafından yapıldı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AK Parti’nin bir hizmet partisi olduğunu söyledi. 12 yıl önce kurulduklarını ve 10.5 yıldır iktidarda olduklarını ifade eden Şahin, yola çıktıkları zaman vaat ettikleri her şeyi gerçekleştirmenin ve gerçekleştiriyor olmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti. İktidar olup güvenoyu aldıktan 10 gün sonra ülkede iki farklı yönetim anlayışını kabul edemeyeceklerini belirterek OHAL'i kaldırdıklarını söyleyen Şahin, “Hakların kısıtlandığı, demokratik hakların da önemli ölçüde baskı altına alındığı bölge, başka yerde başka bir yönetim anlayışı olamaz. Ülkenin, bir bölgesinde eksik demokrasi uygulanıyorsa diğer bölgesinde de demokrasi eksiktir demektir. Bunun için her vatandaşımız birinci sınıf vatandaş olarak aynı haklara sahip olmalıdır. Batıda ne uygulanıyorsa ülkenin her yanında da aynı şekilde uygulanabilmelidir” dedi.
“BU SORUN TÜRKİYE’NİN BİR GERÇEĞİDİR”
Biz yola çıkarken Türkiye'yi büyüyen bir ekonomi haline getirme sözü verdiklerini aktaran Mehmet Ali Şahin, 10 yıl önceki Türkiye ile şu anki Türkiye arasında büyük farklılıkların olduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin ekonomik gelişmesini takip eden ve uluslararası sermaye çevrelerini yatırım yapma konusunda yönlendirilen derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'yi dünyada Brezilya'nın ardından ikinci yatırım yapılabilir ülke olarak belirlediğini anımsatan Şahin, “AB ülkeleri yüzde 39 ile en geri sıralarda yer aldı. Türk Lirası’nı pul olmaktan kurtardık ve Hindistan'da bir bankanın kredi işlemlerinde Türk Lirası’nı kullanmaya başladı. Halkı faizler karşısında da ezdirmedik ve faizler Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en düşük seviyelerine geriledi. Parti olarak yola çıktığımız zaman bazıları ‘Güneydoğu sorunu’ bazıları ‘Kürt sorunu’ bazılarının da ‘terör sorunu’ olarak adlandırdıkları sorun Türkiye'nin bir gerçeğidir. Kürt kelimesinin telaffuzunun insanların başına bela olduğu bir dönemde biz sorunun bir Türkiye gerçeği olduğunu söylüyoruz çünkü, 30 yıldır Türkiye'nin sayamayacağımız kadar kayıplarına yol açan bir sorunu çözmeyi, AK Parti olarak önümüze koyduk. 10 yıl sonra böyle bir sorunu çözme noktasına geldik. 'Sorunun çözümü neden gecikti?' diye sorulabilir. Terörle mücadele maalesef Türkiye'de asker ve sivil bürokrasiye havale edildi. Siyaset bu işin dışında tutuldu. AK Parti, 12 Eylül'de yapılan referandumla Türkiye'de sivil siyasetin ülkenin her meselesine sahip çıkmasında güçlü bir iradeye sahip oldu” ifadelerini kullandı.
“BARIŞ VE HUZUR ALIYORUZ, KİN VE NEFRETİ ATIYORUZ”
Türkiye'nin gündeminden bu sorunu mutlaka çıkarmaları gerektiğini, ancak kendilerine ‘Ne aldınız, ne veriyorsunuz?’ sorularının yöneltildiğini dile getiren Şahin, “Artık silahların sustuğu, örgütün dağdaki elemanlarının sınır dışına çıkmaya başladığı bir dönemde barış ve huzur alıyoruz, kin ve nefret veriyoruz. Barış ve huzuru çekiyoruz, kin ve nefreti bünyemizden atıyoruz. Bu çözüm sürecinin anlamlarından biri budur. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Bize bilgi verilmiyor. Biz bir şey bilmiyoruz’ diyor. 4 aydır şehit cenazeleri gelmiyor, anaların gözyaşları akmıyor. Erzurum’da askerler operasyon yerine ağaç dikmek için dağa çıkıyor. 93/2 tertip askerlerimiz askere gidecekler. Davul zurnalarla uğurlanıyorlar. Daha önce annelerin yüreğinde bir acı vardı. ‘Oğlumuz gidiyor acaba şehit cenazesi mi gelecek’ diye. Artık bu kaygılar ortadan kalktı. Bu yaşadıklarımız inşallah kalıcı olacaktır. Köylerimiz boşaldı. Binlerce insanımız göç etmek zorunda kaldılar. Orada varlıklıydılar ama varlıksız hale geldiler. Diyarbakır Valisi açıklamış 40 bin civarında göç eden insan köye dönmeye başlamış. Küçükbaş hayvan 60 milyondan 23 milyona düştü. Şimdi inanıyorum bu süreç devam ederse bir kaç yıl içinde küçükbaş hayvan sayısı 100 milyonu bulacak. Bugün 3 ayların başlangıcı. 3 aylarda kavga etmek haram sayılırmış. Peygamberimiz öyle diyor. İnanıyorum ki alacağımız manevi feyizle bu topraklarda kan ve gözyaşı akmayacak. 3 aylar münasebetiyle Hz. Peygamberimizin Veda Hutbesi’nde söylediği 'ey insanlar' sözü beni çok etkiledi. 'Ey Müslümanlar' diyebilirdi. Ama 'ey insanlar' dedi çünkü tüm insanlığın peygamberiydi ve mesajı da tüm insanlığaydı. Ananız babanız birdir. Kimsenin kimseye takvadan başka bir üstünlüğü yoktur. Bugün bu mesajlara sadece bizim değil tüm dünyanın ne kadar ihtiyacı var. Dünyada farklı nedenlerden dolayı o kadar kan akıyor ki” diye konuştu.
“EKONOMİ TELAFİ EDİLEBİLİR AMA CANIN TELAFİSİ YOK”
Mehmet Ali Şahin’in yaptığı konuşmanın ardından AK Parti Gaziantep Milletvekili ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı Şamil Tayyar ise, "Darbeler ve demokrasi" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Bazı odakların bu sürece karşı çıktığını dile getiren Şamil Tayyar, “Bizim derdimiz ölümler üzerinden siyaset yapmak mı? İnsanların sevinçleri bize yetmiyor mu? Ekonomi telafi edilebilir ancak canın telafisi yok. Sorunu çözdüğümüz zaman hedeflerimize daha hızlı varacağız. 2023 yılında ihracatımız 500 milyar dolar olacak dediler. Bu hedeflere nasıl varacağız. Kürt meselesini çözmüyorsak, başörtüsü gibi meseleden kurtulamıyorsak, bu ayak bağlarından kurtulamazsak Türkiye asla büyük bir devlet olamaz. Umut ediyorum ki barış projesi sonuca ulaşır. Artık Türkiye bu meseleyle ilgili konuşmaya devam ediyor. İnanıyorum ki başörtülü arkadaşlarımız önümüzdeki seçimlerin ardından mecliste temsil edilirler. Bu memlekette bir başbakan kendi çocuklarını yurt dışında okutmak zorunda kalmıştır. Kur’an-ı Kerim 23 yılda indirildi. Rabbimizin bir günde indirme gücü vardı. Ama zamana ihtiyaç var. Kürt sorunu başta olmak üzere başörtüsü buna eklenerek Türkiye kronik sorunlarından kurtulacak. Darbeler bizi heyecanlarımızdan uzaklaştırdı. Demokrasiye olan inancımızı azalttı ama son yılda yapılanlarla inanıyorum daha güzel yerlere varacağız” dedi.
Yapılan konuşmanın ardından öğle arası nedeniyle toplantıya ara verildi.