AK PARTİLİ AKTAY VAN’DA

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay, siyasetin kirli bir iş olduğunu savunan insanların siyasetin her zemininde bulunduklarını ifade etti.

Bazı gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Van’a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Nuri Gülaçar ile Memur-Sen’e üye akademisyenlerle bir araya geldi. Yapılan ikramların ardından kısa bir konuşma yapan Gülaçar, böylesi bir toplantıda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Van’ın geleceği için, bu memleketin geleceği için dik duruşun önemine değinen Gülaçar, bu seçimlerin Van için bir milat olduğunu kaydetti.
Bilimin önemine değinen Yasin Aktay ise, iyi insanların iktisat ilmi ile dünyada daha fazla adalet, daha fazla eşitlik ve insanların hepsinin mutlu bir dönüşümün nasıl mümkün olacağının hesabını yaptıklarını ifade etti. Kötü insanların ise kendi karını, kendi grubunun karını, kendi aşiretinin karını artırmanın hesabı içerisinde olduklarını anlatan Aktay, “Bu da bir siyasettir, yani bu da neticede fesat üreten bir bilim olmuş olur. Bilim hiç de siyasetten uzak bir şey değildir. Dünyada fesat varken, ‘Bu beni ilgilendirmez’ deyip kenara çekilmek doğru olmuyor. Bu insanlar siyasetin her zemininde yer almışlardır ama bir partiye girip yer almamışlardır. Halbuki siyasetin dik alasını yapmışlardır ama onlar siyasete bulaşmış olanlardır ama siyasetin bütün faydalarını da almışlardır. Siyaset bu kadar kirli ise, yıllar önce Nur talebelerinin dışında genel olarak din ve siyaset işlerini ele alan insanların bir kısmı dini kutsal ulvi amaç olarak görmüşler. Dindar insanların siyasete girmelerini dinin istismarı olarak görmüşlerdir. Siyasete siz bulaşmayın, demişlerdir. Neden çünkü din ulvi bir şey, siyaset kirli bir şey. Bunu söyleyen insanlar genellikle siyasetçi insanlardı. Şu sorunun kendilerine sorulmaması ise çok ilginç olmuştur. Eğer siyaset bu kadar kirli ise giren insanlara, ‘Sizin orada ne işiniz var? Biz kendimizi kurban ettik mi?’ diyorlar. Bu sahtekarca bir söylemdir. Böyle yaparak insanları siyasetten soğutmak doğru bir şey değil” dedi.

“BAZI ÖĞRETİM ÜYELERİ TAM BİR KARA PROPAGANDA MAKİNESİNE DÖNÜŞMÜŞ”
AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte mazlumların yanında yer alarak tavırlarını ortaya koyduklarını vurgulayan Yasin Aktay, yıllar öncesinde bir partiye, sivil toplum örgütüne veya derneğe üye olmanın yasak olduğunu belirtti. Son dönemlerde bu alanda iyileştirmelerin söz konusu olduğunu anlatan Aktay, “28 Şubat’tan bu yana Rabb'im bizi hep mazlumların yanında yer almayı vesile kılmıştır. Hiçbir zaman ayrım yapmadık. İlmimizi aktarırken sınıf ortamında propaganda tarzı bir konuşmadan da uzak durduk ama son günlerde görüyoruz sözüm ona çok bilmiş bazı çok sosyal demokrat, solcu veya Kemalist zihniyetli öğretim üyeleri, sınıflarında AK Parti ile başlayıp AK Parti ile bitiriyorlar. Tam bir kara propaganda makinesine dönmüşler. Onlar yaptıkları zaman bilimsel oluyorlar ama bizimkiler hasbelkader ufak bir ilişki kurdukları zaman AK Parti, muhafazakar veya dindar bir siyasi yaklaşımla yaklaştıklarında onlar yandaş oluyorlar. Böyle bir yaklaşım tarzı da var. Türkiye’de daha güçlü akademisyen olması, daha kaliteli akademisyen olması yönünde çok önemli bir sorumluluk yüklüyor bize. Kendi işini yaparken, hiçbir din, ideolojiye sahip değilmiş gibi üretken şekilde o işi yapmak, aynı şekilde Türkiye’nin gidişatında söz sahibi olmak gerekir. Sorumlu, aydın akademisyen tipine de ihtiyacımız var. Bu iki dengeyi bir arada götürebilmek bir ahlak işidir, bir etik işidir. Bunu yaparken başkalarına haksızlık etmemeyi de öğrenmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Baş örtüsünün serbest kaldığını, ‘Hakimlikte neden serbest olmuyor?’ denildiğinde başörtülü hakimin hükmettiği insana yeterince adil davranmayabileceği gerekçesinin sunulduğunu da söyleyen Aktay, “Bu mantık o kadar saçma sapan bir mantık ki. Başörtülü tarafsız davranmıyor da başörtüsüz mü tarafsız davranıyor? Bunun nasıl bir garantisi var? İnsanların siyasi görüşleri bilindiği zaman emin olun kararlarında daha tarafsız olma konusunda daha fazla baskı hissediyorlar. Bir insanın siyasi görüşünün olması ve biliniyor olması, tarafsızlığına ve adaletine mani olmamalı. Her durumda herkes taraftır. Tabii ki siz bir tarafsınız, biz bir tarafız. Her insan her durumda taraftır ama biz taraf olduğumuzu dürüstçe ifade ediyoruz. Bazıları taraf olduklarını ifade etmiyorlar ama daletsizliğin alasını yapıyorlar, yapmaya da devam ediyorlar. Oysa biz taraflılığımızı bilerek adil davranmayı taahhüt ediyoruz. Bugüne kadarki performansımız çok çok iyi. Kimlik vasfımızı eni iyi tamamlayan adalettir çünkü adalet çünkü bir felsefedir. Adalet, her şeyi yerli yerine koymaktır. İslam’ın adı İslam olmazsa, 'Adı ne olsa?' diye teklif sorulacak olsa benim önerim adalet olur. Neden çünkü tevhit ve şirk kavramını birbirinden ayırt etmemizi sağlayan kavram adalettir. İnşallah Allah bize o sıfata uygun davranmayı nasip eder çünkü adaleti sürdürmek ayrı bir sorumluluktur. Adalet işi herkese kolay geliyor ama adalet güçlü bir kişiliğe sahip olmadan insanın kolay üstlenebileceği bir rol değildir. Adalet için iyi bir nefis muhasebeniz yoksa yapamayacağımız bir şeydir. Allah’ı tanımıyorsanız yapamayacağınız bir şeydir çünkü kainatın dengelerini gözetmek, insanlar arasındaki dengeleri gözetmek gerekir. Öfkelendiğiniz anda aleyhinize dahi olacak olsa bile adaletle hükmetmektir. Buna yürek ister, cesaret ister. Biz tabii ki bu konuda iddiadayız. Bu iddia, bunu çok iyi yaptığımız anlamına gelmiyor. İnşallah onu iyi yapma yolunda bir azim ve kararlılık içerisindeyiz” dedi.
Aktay, konuşmalarını Türkiye’nin katettiği mesafelerden de bahsederek sürdürdü. Türkiye’nin 2002 yılından itibaren yepyeni bir yola çıktığını ve bu yolun Türkiye’nin ayakları üzerinde durma yolu olduğunu ifade etti. Aktay, “Dünya dengeleri içinde sözü geçen ülke haline gelme yoludur. Çok yollar katledildi. Bu yolda çok mesafeler katedildi ama katedilen her adımda engeller çıkarıldı ve çıkarılmaya da devam ediliyor. Bu engeller bir bir aşıldı, aşılmaya da devam ediliyor” ifadelerini kullandı.

“BAŞBAKANIMIZ VAN İÇİN EN İYİ ADAY TERCİHİNDE BULUNMUŞ”
Daha sonra konuşmasına yerel seçimlerle devam eden Aktay, “Bildiğiniz gibi aday belirleme süreci çok zor bir süreçtir. Doğru bir aday memleketin kaderini değiştirir. Başbakanımızın da Van için en uygun aday tercihinde bulunduğuna biz de şahit olduk. Osman Bey insanlarla kurduğu iletişimde oldukça başarılı. Yoğun bir tempoda ilerliyor ve çok gayret ediyor. Yalnız tek başına çalışmak yetmez. Siz akademisyen arkadaşlarımızın da Van’ın geleceği adına daha aktif rol alması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Aktay’ın konuşmaların ardından Gülaçar yoğun programı nedeni ile oradan ayrılırken, toplantı soruların cevaplanması ile sona erdi.

Bakmadan Geçme