Alçaklığın sınırı yok
Nusaybinde ele geçirilen anti Tank silahları Amerikan yapımı ve her biri bir buçuk milyon dolar değerindeki silahlardır. Bu silahları PKK, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı kullanmaktadır. Ayrıca PYD armalarını üniformalarının kollarına işleyerek poz veren Amerikan askerlerinin görüntüleri televizyonlarda yayınlanmaktadır.
Değerli okurlarım, Amerika resmen bize karşı düşmanlığını ilan etmiş ve bizimle savaş haline geçmiştir. Rusya da hem İŞİD’i silahlandırmış hem de PKK’yı silahlandırmıştır. Hakkari Çukurca ÇIĞLI köyünde başlatılan operasyonlar sırasında Helikopterimiz Rus yapımı bir silahla vurulmuştur. Bir çok Haçlı şeytanların gizli servis elemanları da PKK saflarında ordumuza karşı savaşmaktadırlar. İŞİD’in kullandığı Katşuka roket atar silahları da Rus yapımı silahlardır.
Bir çok yazımda bunların ülkemize karşı açmış oldukları topyekün savaştan bahsetmiştim. Belki de okuyucularımın bir çoğu bu iddiamı ciddiye almamışlardı. Şu anda görünüm olarak PKK ile savaşıyoruz. Ancak bizimle savaşanlar, arka planda bulunan, Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, İsrail ve diğer haçlı şeytanlardır. Bu iddiamı her yazımda haykırmıştım. PKK ve IŞID bunların taşeronlarıdır. Görünümde PKK, özde ise haçlı şeytanların tamamı ile savaşmaktayız. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin onurudur. Emniyetimizle birlikte her gün onlarca şehit vererek bu alçakları mağlup etmişlerdir. Yani biz PKK’yı mağlup etmedik PKK’nın kişiliğinde tüm Haçlı şeytanları mağlup ettik.
Almanya parlamentosunda oylamaya sunulan Ermeni soy kırımı yasa tasarısı da bu alçak haçlı şeytanların bir başka plandır. Avrupa birliğinin merkezinin bulunduğu Belçika’da PKK’ya çadır kurduranlar ve tüm Türkiye düşmanı teröristleri ülkelerinde barındıran, onlara kol kanat geren Avrupanın diğer ülkeleri de bu alçaklığın ortaklarıdırlar.
PKK, IŞID ve diğer terör örgütlerinin tamamı bir merkezden yönetiliyor. Amerika, Rusya ve Birleşmiş Milletler Teşkilatının diğer daimi üyeleri Dünyayı beşe bölmüş sömürü düzenlerini acımasızca devam ettirmektedirler. Cumhurbaşkanımız, DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR söylemini bir başkaldırı ve isyan noktasına taşımıştır. Bu yiğitçe duruş, bu alçaklar teşkilatını telaşlandırmaktadır. Dünyayı yöneten bu teşkilatın yeniden Adilane bir şekilde dizayn edilmesini istemektedir, Sayın Cumhurbaşkanımız… Bu arının yuvasına çomak sokmak anlamına gelir. Arılar azıtmış bir şekilde ülkemize delice saldırmaktadırlar. Bu saldırıları Allahın yardımı ve kararlılığımız ile geri püskürtmüş durumdayız. Liderimiz kendi hayatı pahasına bu alçak namussuzlara hiç bir şekilde taviz vermeden doğru bildiği ve halkının da doğruluğuna inandığı yolda yürümeyi devam ettirmektedir. Bu yoldan geri dönüş olmaz. Hepimizin canı ülkemize feda olsun. Zafer bizim olacaktır. Biz bu zaferi kazandık. Artıklarını temizlemeye çalışıyoruz. Kürt halkı PKK’nın gerçek yüzünü gördü. Devletinin yanında yerini aldı. Bundan böyle PKK bölgemizde potansiyeli olan Kürt gençlerini yanında bulamayacak. Kimlerin uşağı olduklarını Kürt gençleri görmüştür. Devlet bölgedeki vatandaşlarının yaralarını sararak, bölge halkına iş, aş götürerek onları sahiplendiği taktirde, PKK bölgedeki potansiyelini kesinlikle kaybedecektir. Bölge halkının Devletten beklentileri Devletçe yerine getirilemedi. Bölgeyi kan gölüne çeviren PKK’nın hendeklerini kazan ve PKK militanlarının merkezi haline getirilen Belediyeler ve yöneticilerinin halen iş başında olmaları bölge halkını kahretmektedir. Teröre bulaşan kim olursa olsun Devlet gereğini bir an önce yapmalıdır. Bunu yaptığı taktirde vatandaşın güvenini kazanarak daha güçlü bir duruma gelecektir.
Yirmi ay gibi uzun bir süre, Devletin hiçbir kurumunda teröre ilişkin ciddi bir çaba harcanmamıştır. Bir çok yazımda yazmış olmama rağmen hiçbir şeyin yapılmaması içimi acıtıyor. Devlete olan güvenimiz sarsılıyor. “Neden gereğini yapmıyorlar. Ne zaman yapacaklar” diye umutla beklentilerimiz devam etmektedir. Devlet kurumlarında teröre bulaşmış bir çok terörist vardır. Bunların hiç birisine karşı bir yaptırım uygulanmamıştır.
Devlette çıt yok. Allah aşkına ne yapmaya çalışıyorsunuz? Cumhurbaşkanı sürekli uyarmasına rağmen kimsenin kılı kıpırdamıyor. Böyle Devlet yönetimi olmaz.
Yetkililere sesleniyorum ya adam gibi görevinizin gereğini yapın ya da bulunduğunuz makamları terk edin.
Cumhurbaşkanı çizgiyi çizmiş, herkes o duğrultuda çalışmak zorundadır. Her gün onlarca şehit veriyoruz. Devleti yöneten herkes Cumhurbaşkanı gibi düşünmek zorundadırlar. Ya bu anlayış doğrultusunda ciddi bir şekilde işini yaparsın ya da bulunduğun görevini terk edersin.
Cumhurbaşkanının deyimi ile "Tuzluk gibi oturamazsın".
Saygılarımla