102 YIL SONRA BURUK KUTLAMA
Dünyada hızla yayılan, can almaya devam eden koronavirüs pandemisi Van'da kurtuluş etkinliklerini de vurdu. Van'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümü kutlamaları, koronavirüs pandemisi nedeniyle yapılamadı. Tören yalnızca Valilik Atatürk Anıtı'na Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez'in çelenk bırakmasıyla gerçekleştirildi. Hiç kimsenin olmadığı tören görüntüsü üzüntü yarattı.
Vansesi Haber Merkezi
Van'da her yıl düzenlenen 2 Nisan Van'ın kurtuluş yıl dönümü kutlamaları heyecanı coşkusu yerini bu yıl hüzne bıraktı. Koronavirüs salgını nedeniyle tüm etkinlikler iptal edilirken 2 bin 500 Müslüman Vanlının toplu katledildiği Zeve Şehitliği ziyareti de ilk defa bu yıl gerçekleştirilemedi.
Sabah saatlerinde valilik önünde düzenlenen çelenk bırakma törenine Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş'ın dışında kimse davet edilmedi. Halkın, öğrencilerin, askeri erkânın olmadığı törende Valilik Atatürk Anıtı'na Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, valilik ve büyükşehir belediyesi çelenklerini, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş ise garnizon komutanlığı Çelenk'ini bıraktı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam eden tören, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajının okunmasıyla son buldu.
VANLILAR SOSYAL MEDYADA KUTLADI
Van başta olmak üzere İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Aydın, Yalova, Adana, Mersin, Kocaeli gibi illerde yoğun olarak yaşayan Vanlılar planladıkları Van'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılı kutlamaları ve 2 Nisan Dünya Vanlılar Günü etkinliklerini koronavirüs salgını nedeniyle iptal etmek zorunda kaldılar. Sosyal medyada bir araya gelen Vanlılar Van'ın kurtuluşunu ve 2 Nisan Dünya Vanlılar Gününü makaleler, şiirler, eski fotoğraf ve karşılıklı mesajlar paylaşarak kutladılar. 2011 depremleri nedeniyle 2012, 2013 yılı kurtuluş kutlamaları da bu yıl olduğu gibi buruk törenlerle kutlanmıştı.
2 NİSAN VAN'IN KURTULUŞU
Van, İran Körfezi ve İç Asya ticaret yollarına hükmeden Askeri ve stratejik bir köprü konumundadır. Bu özelliği ile tarih boyunca birçok devletin sahip olmak istediği bir kent olmuştur. Osmanlı Devleti'nin son döneminde Van ve çevresinde yaşanan olayların temelinde ''Şark Meselesi''yatmaktaydı. Bu dönemde Batılı Devletlerden birçok din adamı, araştırmacı Van çevresine gelerek burada istihbarat ve misyonerlik faaliyetlerine başlamıştı. Bu doğrultuda misyoner okulları açarak Ermeni öğrencilere ''Bağımsız Ermenistan''fikrini aşılamaktaydılar. Bu sayede Osmanlı Devleti'ne düşman vatandaş yetiştirmede oldukça mahir olmuşlardır. Rusya'nın başını çektiği Emperyalist Devletler ve misyonerlerin bu çalışmaları çok geçmeden sonuç vermiş, asırlardan beri Millet-i Sadıka olarak adlandırılan Ermeniler isyan hareketine girişmeye başlamışlardır. Ağustos 1914'te 1.Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Van'da Ermeni Ayaklanmaları etkisini arttırmaya başlamıştır. Aralık 1914'te yaşanan Sarıkamış Faciası Doğu Anadolu'nun deyim yerindeyse savunmasız kalmasını sağlamış, bu durumu fırsata çeviren Ruslar ve Ermeniler 1915 yılının İlkbaharı ile birlikte Doğu Anadolu'da ilerlemeyi hızlandırmışlardır. 28 Şubat 1915 tarihinden itibaren Vestan (Gevaş) ,Çatak, Tımar gibi ilçe ve köylerde Ermeniler isyan başlatmıştır. İsyanlar kısa bir süre sonra Van merkezde yoğunlaşmaya başlamıştır.
Ermeni komitacı Aram Manukyan önderliğindeki çeteler 20 Nisan 1915'te 2.Van İsyanını başlatmış, kent günlerce ağır silahlarla adeta dövülmüştür. Yaklaşık 1 ay kentin kahramanca Müdaafa edilmesini sağlayan Van Valisi Cevdet Bey 17 Mayıs 1915'te daha fazla kayıp verilmesini engellemek adına Müslüman nüfus için Tehcir(Zorunlu göç) emri vererek kentin Müslümanlarca boşaltılmasını istemiştir.
Van 17 Mayıs 1915'te boşaltılmasına rağmen kent Ermeniler tarafından ateşe verilmiş 3 gün 3 gece duman kentin üzerinden eksik olmamıştır.20 Mayıs 1915'te Rus Ordusu General Turukhin önderliğinde kente girdiğinde yangın bazı yerlerde devam etmekteydi. Ruslar kente girmelerinde her türlü desteği sunan Ermeni komitacı Aram Manukyan'ı deyim yerindeyse ödüllendirip, Van Valisi yapmışlardır. Bu gelişmeler Ermeni Ahali nezdinde sevinçle karşılanmış adeta bayram havası yaratmıştır. Kiliselerde ayinler yapılmıştır. Ekmek ve tuz ikram edilmiştir.9 Ağustos 1915'te Van kısa bir süreliğine Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Kente gelen Vali Cevdet Bey, Rusların ve Ermenilerin Van'da yapmış oldukları korkunç yıkıma şahit olmuştur. Bu yıkımı şöyle ifade etmiştir:''Müslüman mahalleleri tamamen yakılıp yıkılmış, Ermeni mahallelerinin de bir kısmı yıkılıp, yağmalanmıştır. Van büyük felaket geçirmiş olup, durum çok acıklıdır. Ahalinin durumu çok kötü, zayiat çok. Van'dan göçenler de yollarda yüzlerce şehit vermişlerdir.
Van yöresinde Rus-Ermeni işgali ve zulmü 3 yıl sürmüştür. Rusya'da gerçekleşen 1917 Bolşevik (Ekim) Devriminin ardından Sosyalistler 1.Dünya Savaşı'ndan çekilme kararı almışlardır. Osmanlı Devleti ile de 18 Aralık 1917'de imzalanan Erzincan Mütarekesi ile D.Anadolu'yu boşaltmaya başlamışlardır. Bu konjonktürde harekete geçen Türk Ordusu ciddi bir Ermeni direnişi ile karşılaşmamıştı.
2 Nisan 1918 tarihinde Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki Türk birlikleri Van'a girmiş ve kenti Düşman işgalinden kurtarmıştır. İlerleyen süreçte Muhacir olan Vanlılar kente dönmeye başlayacaklardır. Lakin durumları pek iç açıcı değildi. Birçoğu Van'a yetişemeden yollarda açlık ve hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmişlerdi. Van'a ulaşabilenler harabe bir şehir bulmuşlardı. Bu yüzden bugün ki Van kentinin kurulu olduğu alana yerleşmişlerdi. Bu süreçte Van'ın durumunu en iyi Van Eşrafından Kayaçelebizade Vehbi Bey anlatıyor dersek çok ta yanlış olmaz diye düşünüyorum. Vehbi Bey ve ailesi 1915'te Van'ın Rus ve Ermeni birlikleri tarafından işgali ile birlikte İstanbul'a göç etmek zorunda kalmış, işgalin bitimiyle beraber tekrar Van'a dönmüşlerdir. Karşılaştığı manzaradan oldukça etkilenen Vehbi Bey tüm Vanlıların duygularına tercüman olarak ''Van'a yanarım'' adlı ağıtı yakmıştır.
''Vardım ki Van'a gör neler olmuş
Yıkılmış yakılmış virana dönmüş
Bülbül otağına baykuşlar konmuş
Yanarım Ana ben Van'a yanarım
Sinemde ateş var içten yanarım
Hiç kimsem kalmamış viran konakta
Çoluğum çocuğum kara toprakta
Bir ben kaldım Anam harap otakta
Yanarım Ana ben Van'a yanarım
Yitirmişim ben nazlı yarı ona yanarım''
Van kenti özellikle 1915-1918 yılları arasında belki de Dünyadaki çok az şehrin yaşamış olduğu büyük bir felaket, yıkım yaşamıştır. Binlerce insanını şehit vermiştir. Binlerce insanının Ata yadigârı topraklarını bırakarak başka diyarlara göçmesine neden olmuştur. Kent, hafızasını yitirmiştir. Bugün Van, Anadolu topraklarında Şeriyye sicilleri yakılmış ender kentlerden biridir.
Vanlılar 102 yıl önce kaybettikleri hafızalarını, kimliklerini aramaktadır. Maalesef 1915-1918 yılları arası yaşananlar bugün bile kentin her alanda geri kalmasının en önemli nedenlerindendir diyebiliriz. Allah bir daha böyle bir acı, felaket, yaşatmasın inşallah.
Birlik ve Beraberlik iklimine her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu bu günlerde Vanlılık ruhu ile Dünya'nın neresinde olursak olalım 2 Nisan'ı anlam ve önemine yaraşır şekilde her daim analım ve kutlayalım. Çünkü Van'ın her zamankinden daha fazla sahiplenilmeye ihtiyacı var.
Tüm Vanlıların ve Van dostlarının 2 Nisan Dünya Vanlılar gününü kutluyoruz.