112 - Yavuz
'Kadınlar Kulakları İle Severler' Gerçekten doğru bir laf, gördüğüm, yaşadığım bir kaç olaydan bahsetmek istiyorum.
“Kadınlar Kulakları İle Severler” Gerçekten doğru bir laf, gördüğüm, yaşadığım bir kaç olaydan bahsetmek istiyorum.
Van'da dükkan komşumuz marangoz Ali usta vardı, sanıyorum Ahıska Türklerindendi. At arabası, fayton yapardı, çok iyi tanınmış bir ustaydı, Van dışından da müşterileri vardı. Ali usta son derece yakışıklı, güzel yüzlü etkili konuşan biriydi. Leyla ve Kübra adlı iki kız kardeşle bir yerde tanışmış, yakışıklığı, kibarlığı bilhassa esprili konuşmalarıyla kızların ikisini de kendisine deli gibi aşık etmişti. Ali usta kızlar arasında tercih yapamamış, iki kız kardeşle de, gayri resmi olarak evlenmek zorunda kalmıştı. Kızlar dostlar başına, hele Kübra evlere şenlik, gece yetmez gündüz de Ali ustayı görmeye gelir, çarşıya girince, çarşı esnafı teyakkuza geçer, Ali ustaya da acilen haber ulaştırılırdı. Ali usta dükkânın arkasından merdivenle dükkanın damına çıkar saklanırdı. Van da o tarihlerde ev ve dükkanların damları düz ve topraktı. Kübra Ali ustayı görmeyince bir müddet söylenir sonra giderdi. Çarşı esnafı da bu ara, bize bulaşmadı diye, rahat bir nefes alırdı.
Ankara'da Üniversitede okurken Rehabilitasyon Merkezinde de Döner sermaye veznedarı olarak çalışıyordum. Hastane personeli çoğunlukla bayandı. Seviyeli, içtenlikli, bir iş arkadaşlığımız vardı, sık sık birbirimize takılır şakalar yapardık. Arkadaşlarımızdan Naile, esmer uzun boylu fotomodel bir vücuda sahip güzelce bir kızdı. Her zamanki gibi şaka olsun diye ”Kız Naile gel seni alayım” dedim. Keşke söylemez olaydım, Naile'nin bakışları değişti, tavırları değişti, yürüyüşü değişti. Her gün ayağına bir pantolon çekip üstüne bir bluz giyen Naile etek giymeye, kıyafetine daha özen göstermeğe, makyaj yapmaya başladı. Birilerine de fısıldadı mı, Ekrem bana evlilik teklifi yaptı diye. Bir anda hastanenin gündemine oturduk. Millet nerede ise tebrik kuyruğuna girecek, şaka yaptım da diyemiyorum Naile'nin gururu kırılır diye. Her haliyle evlenecek konumda değilim, kıza karşı da en ufak bir his de yok içimde. Allah'tan, o sıralar Ankara'nın Çubuk ilçesinde ”Çutaş” diye bir firma kurmuştuk, süt toplayıp mamul hale getirip Ankara'ya pazarlıyorduk, bu nedenle memuriyetten ayrılmam gerekiyordu bende kimseye, nereye gideceğimi söylemeden, istifa ederek ayrıldım. O günden sonra ne zaman Naile'yi hatırlasam içim burkulur.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...