ABD'den vururuz mesajı! Tansiyon yükseldi
Suriye'deki son durumu görüşmek üzere toplanan BMGK'da Rusya ve İngiltere arasında Moskova'nın bazı Batılı devletlerin İdlib'te kimyasal saldırı düzenleyeceği yönündeki iddiaları konusunda tartışma yaşandı.
BM Genel Sekreteri Guterres ise Suriye'nin kuzeybatısında artan askeri gerginliğin korkunç sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. Öte yandan ABD Savunma Bakanı Mattis, Pentagon'da yaptığı değerlendirmede 'Bizim yönetimimizin kimyasal kullanımına verdiği tepkiyi iki defa gördünüz' ifadesiyle 'vururuz' mesajı verdi.
ABD Dışişleri de olası bir saldırıdan Rusya'yı sorumlu tutacaklarını vurguladı. Rusya ise 'Beyaz Miğferliler'in Suriye'nin Serakib kentine kimyasal madde getirdiğini öne sürdü.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, BMGK'daki toplantı sırasında yaptığı konuşmada, İngiltere'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ağustos ayı dönem başkanı Karen Pierce'in toplantı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.
Pierce'in, Rusya'nın bazı Batılı devletlerin İdlib'te kimyasal saldırı düzenleyeceği yönündeki iddialarına ilişkin kullandığı "Bu iddiaları kimin ortaya attığı önemli. Bunu söyleyen tek bir ülke var o da Rusya. Bu Rusya için bile olağan dışı bir yalan haber." ifadelerini hatırlatan Nebenzia, "Rusya Savunma Bakanlığı tuhaf ya da yalan açıklamalar yapmaz. Eğer bir açıklama varsa sağlam bir temeli vardır." savunmasında bulundu.
"TEHLİKEDE 3 MİLYON SİVİL"
Nebenzia ayrıca, Suriye'deki durumun iyiye gittiğini, insanların evlerine geri dönüşlerinin mümkün olabileceğini iddia etti.
Pierce ise Nebenzia'nın Suriye'deki durumda ilerleme kaydedildiğine dair açıklamalarına tepki göstererek, "Bu açıklamalar İdlib'teki insanlara yardımcı olmayacak. Hayatları tehlikede olan 3 milyon sivil var ve Suriye rejimi bu insanlara karşı saldırganlığını artırıyor." diye konuştu.
İngiltere, Fransa ve ABD'nin geçen hafta yaptıkları açıklamada herhangi bir kimyasal saldırıya gerekli cevabın verileceğini belirttiklerini anımsatan Pierce, "Rusya'nın, İngiltere'ye yönelik iddialarını yeniden reddediyorum. İngiltere hükümeti kimyasal silahların yasaklanmasına dair taahhüdünü ve bu yasağın sağlanması için ulusal partnerlerimizle çalışmayı sürdüreceğini bir kez daha tekrar ediyorum." diye konuştu.
"İNSANİ DURUM KÖTÜYE GİDİYOR"
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Direktörü John Ging de toplantıda yaptığı açıklamada, son haftalarda Suriye'nin kuzeybatısında insani durumun daha da kötüye gittiğini açıkladı.
Ging, "Son haftalarda İdlib, Halep, Hama ve Lazkiye'de düzenlendiği bildirilen, sivillerin ölümü ve yaralanmasına, ayrıca da okullar ve hastanelerde hasara yol açan yoğun hava saldırıları ile Suriye'nin kuzeybatısındaki insani durumun ciddi şekilde kötüleştiğini görüyoruz." açıklamasında bulundu.
İdlib ve çevresinde gerginliğin azaltılması, bölgeye sürekli insani yardım ulaştırılmasının sağlanması, sivillerin ve altyapıların korunması için konseyin tepkisinin de önemli olduğunu vurgulayan Ging, "İdlib'te en kötü senaryo Suriye'deki kriz boyunca görülmemiş boyutta bir insani acil durumun ortaya çıkması. Bunun önüne geçmek için BMGK üyelerini yapabilecekleri ne varsa yapmaya çağırıyoruz. Kofi Annan'ın da söylediği gibi eğer siyasi iradeyi bulabilirsek, problemlerimizle başa çıkacak yolumuz ve kapasitemiz var demektir." değerlendirmesinde bulundu.
BM'DEN KORKUTAN RAPOR
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suriye'ye insani yardım ulaştırılması konusunda alınan kararlar hakkında BM'de tartışılmak üzere rapor hazırladı.
Suriye'nin kuzeybatısındaki askeri hareketliliğin "korkutucu bir gidişat" gösterdiğini ve söz konusu alanda 3 milyon kişinin yaşadığını vurgulayan Guterres, raporda "Artan askeri gerginlik, ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi sadece büyük nüfusun yerinden edilmesine değil, insani yardım ve temel hizmetlerin korunması ve erişimi anlamında da korkunç sonuçlar doğurabilir." ifadesini kullandı.
Guterres, Suriye'deki tüm taraflara tansiyonu azaltma çağrısı yaparak, "Taraflar, uluslararası kanunlar çerçevesinde siviller ve sivil yapıların askeri operasyonlar esnasında hedef alınmaması için üzerine düşeni yapmalıdır. Suriye'de ihtiyaç sahiplerine güvenli, sürekli, zamanında ve hiçbir kısıtlama olmadan ulaşılması, buradaki insani durumun daha da kötüye gitmesini engeller." değerlendirmesinde bulundu.
Raporda, sivilleri hedef alan saldırıları da kesin dille kınayan Guterres, şöyle devam etti:
"Sivillere yönelik saldırıların sorumluları, uluslararası insancıl hukukun ihlalinden dolayı yargılanmalı. Suriye'deki çatışmaların taraflarını, tüm ülkeleri, sivil toplum organlarını ve BM sistemini, Suriye'de Mart 2011'den bu yana uluslararası kanunlarca suç kabul edilen en ciddi eylemleri gerçekleştiren kişilerin soruşturulması ve yargılanması konusunda uluslararası, tarafsız ve bağımsız bir mekanizma kurulması konusunda iş birliğine çağırıyoruz."
BM Genel Sekreteri Guterres, Suriye rejimi ve muhaliflere bölgede siyasi çözüme ulaşılması için tam destek vereceklerini vurguladı.
ABD'DEN 'VURURUZ' MESAJI
Öte yandan ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Pentagon'da ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford ile düzenlediği ortak basın toplantısında Suriye hakkında açıklamalar yaptı.
Mattis, Suriye'de rejimin, muhaliflerin bulunduğu bölgeye kimyasal silahlar taşıdığı yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine, "Bizim yönetimimizin kimyasal silah kullanımına karşı verdiği tepkiyi iki defa gördünüz." dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığının diplomatik kanallarla Suriye'de rejimin kimyasal silah kullanımının önüne geçmek için Rusya ile irtibat halinde olduğunu kaydeden Mattis, "Dışişleri, aktif olarak Rusya ile iletişim halinde, yakın zaman içerisinde de Rusya'nın bu ihtimalin önüne geçmesi için iletişim kurdular." diye konuştu.
"SURİYE'DEN AYRILMAK İÇİN..."
ABD Başkanı Donald Trump'ın, ABD askerlerinin Suriye'den çok yakında ayrılacağı yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Mattis, şunları kaydetti:
"DEAŞ'ı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Başkan bu konuda çok açıktı. DEAŞ'ın yok olması gerekiyor, bu olmalı. İkinci adım olarak DEAŞ'ın yerine geçecek yerel birlikleri eğitiyoruz. Üçüncü adım olarak ise önümüzde Cenevre görüşmeleri var, Birleşmiş Milletler'in tanıdığı bu süreç bu savaşı çözmeyi hedefliyor."
Bakan Mattis, yerel halkın güvenliği sağlaması durumunda ABD'nin bölgedeki asker sayısını azaltabileceğini sözlerine ekledi.
ABD DIŞİŞLERİ: RUSYA'YI SORUMLU TUTARIZ
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert de, Rusların Suriye'de Esad rejimiyle birlikte İdlib'e operasyona hazırladığına ilişkin haberleri değerlendirdi.
ABD yönetiminin İdlib'e olası bir operasyon konusunda uyarılarını en üst düzeyde Moskova'ya ilettiğini belirten Nauert, Dışişleri Bakanı Pompeo'nun yanısıra Genelkurmay Başkanı Dunford ile Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın Rus muhataplarıyla son bir hafta içinde görüştüğünü telefonda görüştüğünü hatırlattı. Nauert, ABD'nin İdlib konusundaki pozisyonuna şu sözlerle açıklık getirdi:
‘Rusya ve/veya Esad rejiminin İdlib'e yapacağı her türlü saldırıdan kendilerini sorumlu tutacağımızı kendilerine söyledik. Özellikle de kimyasal silahların kullanımı konusunda sorumlu tutacağımızı. ABD geçmişte Suriye'de kimaysal silahların kullanımı konusunda ne kadar güçlü bir tavır alabildiğini gösterdi.
ABD İdlib'de ya da Suriye'nin herhangi başka bir yerinde kimyasal silah kullanımına hızla ve kuvvetli tepki vermeye hazır. Rusların bunu kesinlikle tolere etmeyeceğimizi Şam'a açıkça anlatmalarını bekliyoruz.
CENEVRE GÖRÜŞMELERİ YOLDA
Dışişleri Sözcüsü Nauert, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura'nın Cenevre sürecini canlandırmak için 14 Eylül'de yapmayı planladığı toplantıya ABD yönetiminin yeni Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey'i gönderme kararı aldığını açıkladı. Büyükelçi Jeffrey ile yardımcısı Joel Rayburn'ün yeni tur görüşmeler için ABD adına Cenevre'de hazır bulunacağını belirten Nauert, Suriye'deki soruna siyasi çözüm bulunmasının ABD'nin önceliği olduğunu vurguladı. Nauert, ‘Suriye'de sorunun uzun vadeli çözümü için askeri çözüm yeterli değil. Siyasi bir çözüm bulunmak zorunda' dedi.
RUSYA: KİMYASAL MADDE GETİRİLDİ
Rusya cephesinden de Suriye'nin Sarakib kentine 'Beyaz Miğferliler' tarafından kimyasal madde taşındığına dair açıklama yapıldı.
Rusya'nın Suriye'deki Ateşkesi İzleme Merkezi Başkanı Aleksey Tsigankov, Beyaz Miğferliler'in Suriye'nin Sarakib kentinde Ahrar'üş Şam tarafından kullanılan depoya büyük miktarda kimyasal madde getirdiğini öne sürdü.
Tsigankov, “Rusya'nın Suriye'deki Ateşkesi İzleme Merkezi'nin İdlib bölgesinde yer alan birkaç bağımsız kaynaktan aldığı bilgiye göre, Afs adlı yerleşim bölgesinden Sarakib kentine iki ağır TIR'la büyük miktarda kimyasal madde getirildi” dedi.
Merkez Başkanı, “Beyaz Miğferliler örgütünün 8 temsilcisinin eşliğinde kimyasal maddeler, Ahrar'üş Şam militanları tarafından silah ve yakıt için kullanılan depoya ulaştırıldı. Burada onları söz konusu yasadışı silahlı oluşumun iki üst düzey komutanı karşıladı” ifadelerini kullandı.
Tsigankov, “Daha sonra yükün bir kısmı, üzerinde hiçbir işaretin olmadığı plastik variller içinde, kimyasal saldırı mizanseni ve ardından hükümet güçlerini sivillere karşı kimyasal silah kullanmakla suçlamak için İdlib bölgesinin güneyinde militanlara ait diğer üsse taşındı” iddiasında bulundu.
KAYNAK: HÜRRİYET, AJANSLAR