Ah İskele Ah!

Üzerinde yaşadığımız harika yeryüzü Çeşitli bitkileri, rengârenk çiçekleriyle, binlerce değişik ağaçların üzerinde tat, koku ve biçimleriyle sonsuz güzellikte yaratılmış olan meyveleriyle bizlerin beğenisine sunulmuştur.

Üzerinde yaşadığımız harika yeryüzü; Çeşitli bitkileri, rengârenk çiçekleriyle, binlerce değişik ağaçların üzerinde tat, koku ve biçimleriyle sonsuz güzellikte yaratılmış olan meyveleriyle bizlerin beğenisine sunulmuştur.

Göklere baktığımız zaman, avize misali güneş, Ay, yıldızlar ve bulutlarla beraber direksiz olarak müthiş güzellikte yaratılmış olan gökyüzü Rabbimizin bizlere bir lütfüdür!

Bahar gelince Van bahçelerinde renk cümbüşü gibi açan; Leylaklar, zeringadekler, kişmiri güller ve daha nice çiçekler seyrine doyulmaz güzelliklerdir.

Sabah Erek Dağı'ndan güneşin doğuşu veya akşam İskele sahillerinde bir bardak çayı yudumlarken güneşin batışıyla oluşan muazzam güzellikleri seyretmek bulunmaz nimetlerdendir.

Akarsular, göller, denizler, gökyüzünde uçan kuşlar, esen rüzgârlar, böcekler, arılar, kelebekler ve kuzular, hepsinin güzellikleri başka başkadır.

Göller, özellikle "Vangölü" bizim için çeşitli güzellikleri bünyesinde barındıran vazgeçilmez bir dünyadır. Beş yaşından itibaren onun rengine, kokusuna, zehir gibi tadına, gözlerimizi kızartan sertliğine ve yüzümüzde bıraktığı pereğine alışkınız. Edremit, İskele, Gevaş ile Amik sahillerinin ince kumlarında unutulmaz hatıralarımız kaldı! İskele ve Edremit çocuklarının yaz boyunca suya girmekten dolayı saçları limon sarısına dönüşür "çuro" olurlardı!

Yukarıda saydığım güzellikleri aratmayan İskele Mahallesi'nden bir nebze bahsetmek ve denizinin üstüne yazdığımız yazıları, çizdiğimiz resimleri hatırlatmak istiyorum…

Sıcak bir Temmuz günü arkadaşlarla Beşyol merkezdeyiz! Çantalarımız ellerimizde, İskele'de siloların önündeki sahilde yüzmeye gidiyoruz. Kalaylı tastan birkaç yudum kehris suyu içtikten sonra, Erol ağabeyin "Murat 124 yeşil taksi dolmuş"una binip yola koyuluyoruz!

İskele Caddesi'nin kavaklarının arasından süzülerek ilerliyoruz. Karayolları, Tebrizkapı Mahallesi, TRT binası derken üçyol ağzında arabadan iniyoruz. Salkım söğütlerin bize eşlik etmesiyle aşağıya doğru keyifle yol alıyoruz. Biraz yürüdükten sonra sol tarafımızdaki siloların önünde uzayıp giden sahil ve gözlerimizi kamaştıran Vangölü'nün sonsuz maviliğiyle beraber karşımızda duran Tahta İskele bizi karşılıyor.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme