Ah seçim kaybetme korkusu...

Anladığım kadarıyla Türkiye 'Eyalet sistemi'ne geçiş öncesi 'Büyükşehir' uygulamasını devreye sokup deneyim kazanmak istiyor. Böyle bir uygulamanın gerekçeleri arasında yurttaşın ayağına götürülecek hizmetlerin daha seri/hızlı olması ve düzeninin sağlıklı işlemesi amacı güdüldüğünü biliyoruz.

Anladığım kadarıyla Türkiye 'Eyalet sistemi'ne geçiş öncesi 'Büyükşehir' uygulamasını devreye sokup deneyim kazanmak istiyor. Böyle bir uygulamanın gerekçeleri arasında yurttaşın ayağına götürülecek hizmetlerin daha seri/hızlı olması ve düzeninin sağlıklı işlemesi amacı güdüldüğünü biliyoruz.

Doğru-yanlış... zaman gösterecek.

Bugün uygulamalara siyasal amaçlar bulaştırılınca hizmetlerde aksaklıkların yaşanılır olması biraz değil, epey düşündürücü...

'Büyükşehir Belediyesi...' Güzel bir ünvan yakıştırması...

Ama 'büyük' demekle işler büyük olmuyor; ya da yoluna girmiyor, tıkır- tıkır işlemiyor.

Yurttaşın yüzü gülmüyor.

Beşikdüzü ilçesinde yaşanan sel olayı bunu gösterdi.

Ağır-aksak bir hizmet anlayışıyla ilçede normal yaşama dönüş çalışmalarında büyük şikayetler yaşandı. Yerel yönetim olarak Beşikdüzü Belediyesinin zaten eli-ayağı bağlı durumda kalmışken ilçe merkezinin sel atıklarından temizlenmesi çok yavaş yürütüldüğüne tanık olduk.

Oysa, 'Büyükşehir Belediyesi' böyle acil durumlarda yurttaşın/esnafın mağduriyetini giderecek, sızlanmasını önleyecek/dindirecek ön denemeleri/çalışmaları yapıp bu bilgilerin ışığında olaya el koymalıydı.

Bu yavaş yürütüldü.

Umarız Beşikdüzü olayı - inşallah bir daha olmaz ama- yaşanacak yeni olaylar için gerekli dersi vermiştir ilgililere...

Bu, kent merkezindeki bir olaydı.

İşin asıl öte yüzü üzücü...

Trabzon, Ordu ve benzeri illerin kent merkez nüfusları 'Büyükşehir' olmaya yeter gelmeyince 'siyasette kazanma hırsı' hemen buna çözüm buldu geçmişte...

Örneğin Trabzon'da Sis Dağı'nın , Soğanlı Dağı'nın eteklerindeki köyler de 'Büyükşehir' sınırları içine alınırken siyasal bir zafer kazanılmış olmanın sevinci seçim yapılmadan yaşandı.

Kimi siyasetçinin ifadesiyle 'daha iyi hizmet için...' böyle bir uygulama şarttı.

Öyle olsa, can kurban...

Elbette daha iyi hizmet için ama, bu uygulamanın yani; dağı-taşı 'Büyükşehir' uygulamasının içine almanın asıl amacı 'seçimi kazanmak' olmadığını inkar edecek kadar saf kişi var mı aramızda acaba?

Seçim kazanmak demek; her şey tıkır-tıkır işliyor demek değil. Bir ilçe merkezinde yaşanan sel olayında yaşam nasıl felç oluyorsa, Allah'ın dağına değin serpili mahallelerde neler yaşandığı olduğu konusunda bilgisi olan var mı?

Kısacası, yaşanan sel olayı ile ilgili ilçeler baz alınarak ne gibi raporlar düzenlendi ki?

xxx

Ah siyaset...

Ne diyebiliriz ki şimdi?.. Siyaset kurumu demokrasinin omurgası...

Onsuz ayakta duramıyor.

Ama siyaseti kendi amaçları doğrultusunda, kendi çıkarları için kullananların demokrasimizi nasıl labirentlere, darboğazlara ittiğini ötedenberi görerek/yaşayarak bu günlere geldik.

Siyasetin benliğine sinen, onu kirleten 'seçim kazanma hırsı' yüzünden demokrasinin gelişip olgunlaşması bir düş olarak yaşanıyor yıllardır bu ülkede...

Balıkesir de Büyükşehir oldu, Trabzon da...

Balıkesir merkezde şimdi Balıkesir Büyükşehir Belediyesi yanında/nezdinde Karesi Belediyesi ve 6 Eylül Belediyesi var.

Yani kente hizmet eskiden tek belediye 'Balıkesir Belediyesi'nce hizmet getirilirken, 'Büyükşehir' olunca kent iki belediyeye bölünüp hizmette etkinlik sağlandı.

Doğrusu da bu zaten.

Trabzon'da mı?

Niçin soruyorsunuz? Seçim kaybetme korkusu kente hizmet getirme anlayışının önüne geçti. Trabzon Belediyesi' gitti, yerine 'Ortahisar Belediyesi' geldi.

Yani, 'sıfıra sıfır, elde var sıfır...' anlayışı.

Bir de bunun yanına 'Büyükşehir' yakıştırması...

xxx

Ah seçim kaybetme korkusu... Seni içimizden bir atabilsek ancak o zaman siyasette doğru yola yöneleceğiz.

Bakmadan Geçme