Ahh... Benim canım, güzel ülkem...
BRÜKSEL : Ülkeme dışarıdan bakıyorum. İçim sızlıyor... Canım acıyor... Tüm iç dinamikleri birbiriyle kavgalı bir ortam... Her gün birilerince belirlenip, her gün değişen anlamsız gündem...
Kavram kargaşası ortasında kalmış insanlar...
Siyasetçiler parti-parti bölünmüş!.. Her birinin kafasından bir ses çıkıyor. Hiç bir söylem diğerini tutmuyor. Hesaplar hep ileriye yönelik bir 'koltuk savaşı'mı...
Yurttaş bu anaforda kime inanacağını yitirmiş... Sağduyusunu bulma peşine düşmüş...
Yahu, Allahaşkına yok mu şu güzelim ülkede ortaya çıkıp bu 'şaşkın ortamı' giderecek sağduyu sahibi bir ses? Çıksın ortaya doğruyu bağıra-bağıra söylesin...
XXX
Dış güçlerin Güneydoğu'da iç bedbahtlarla birlikte kurduğu terör tezgahı ülke bütünlüğünü/birlikteliğini tehdit ederken siyasetçilerin 'toplu ses-toplu yürek' olamamaları dışarıda görünen yürek parçalayıcı acı bir manzara...
Ülke medyası ikiye bölünmüş... Yurttaş, medyaca yaratılan kirli bilgi ortamında neyin gerçek, neyin yalan olduğu konusunda karar veremiyor. Çünkü, her gün değişen ülke gündeminin üzerine yoğunlaşıp bir sonuca varılamıyor. Ülke gündemi her gün, ama her gün değiştiriliyor birilerince...
Böylece 'sağduyu hapsediliyor' birilerinin keyfince...
Medyanın kendi iç dünyasında içinin boşaltılıp ülke gerçeklerinden uzaklaştırılması...
Ruhsuzlaştırılması...
Kendi etik kurallarını unutması...
Ülke/ulus çıkarlarını çiğnemesi...
Atı, kiralık kalemlerin birer ayrık otu gibi bu alanda boy atması...
Bugünkü manzaranın oluşmasında önemli rol oynadı/oynuyor da...
XXX
Nereye böyle?
Böyle bir 'hay huy ortamı'nda düşünmek ve gerçeği bulmak elbette zor. Ama ne yazık ki, dışarıdan bakıldığında güzel ülkemin Güneydoğusu'nda kan kaybı yaşanıyor. Her gün yiğit evlatlarımızın şehit naaşları geliyor.
Ağıtlar yükseliyor hanelerden...
Feryatlar yükseliyor cenaze törenlerinden: '-Şehitler ölmez, vatan bölünmez!..'
Elbette ki vatan bölünmez, şehitler de ölmez...
Ama... 'vatana ihanet' davranışlarının da sergilendiği bir ortam da yaşanıyor ne yazık ki...
Cumhuriyet'in temel değer ve söylemlerini inkar edip; koltuk sevdalanmalarının peşinde koşan bir siyasal kadronun varlığı da güzel ülkem için ayrı bir tehlike değil mi sizce...
Ahh... Benim canım, güzel ülkem...