Ahirette liderlerinizle çağrılacaksınız!


Hayat dediğimiz şey iki merhaleden oluşan bir yaşam tarzından ibarettir. Birisi fani, çokta kıymet teşkil etmeyen ve peygamber ifadesiyle oyun ve eğlenceden ibaret dünya hayatı. Ebedi hayat ise gerçek ve hakikati içinde barındıran, yine peygamber ifadesiyle ya cennet bahçelerinden bir bahçe yada cehennem çukurlarından bir çukur olan ve her şeyin açığa çıktığı ahiret hayatı. Hayatımızın birinci etabı olan dünya nizamında, insan kulluk ve itaat çemberinden dışarıya çıkamamaktadır. Ya onu yoktan vareden, tüm nimetleri bahşeden Rabbine kulluk vazifesi gereği itaat etmekte yada kendisi gibi aciz, zayıf ve nimete muhtaç, kullara kul olmakta ve onlara tabii olmaktadır. Bununla birlikte, Allah (c.c) her bir insan için 99 cilt defter tutmakta ve sağımızda-solumuzda bulunan kiramen katibin melekleri her anımızı kayıt altına almaktadır. Mevlamız Yüce Kitabında: “Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur.” (Kamer/52) buyurmaktadır. İşte bütün bir yaptıklarımızı harfiyyen yazan görevli meleklerin tutmuş olduğu bu defterler yarın mahkeme-i kübrada önümüze getirilecektir. Küçük büyük herşey kayıt altına alınmış artık defterimiz dürülmüştür.
Bu baki hayatta peşinde koştuğumuz, şakşakladığımız ve uğrunda malımızla ve canımızla her şeyimizi feda ettiğimiz, liderlerimiz, önderlerimiz, babalarımız yada tabi olduğumuz peygamberlerimizle birlikte bizler Rabbimizin huzuruna çağlılacak ve yaptıklarımızdan dolayı hesaba çekileceğiz. Çünkü, o gün idare edilenlerle, idare edenler karşı karşıya gelecek ve şöyle diyeceklerdir: “(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: 'Biz sizin tabilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?' Onlar da diyecekler ki: '(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.' (İbrahim/21). O gün solcular (defterleri sol tarafından verilenler), peşinden koştukları liderleri, Allah'ın dinine set çekip, hak olanın hakim olmaması için İslam'a ve Müslüman halka zulmederken, adam kayırıp, rüşvet alırken, zalimlere destek çıkıp, yaptığının yanına kar kalacağını zannederken sizlerde onları tüm kalbi duygularınızla sevip, desteklediniz; yardakçıları olup, onları pohpohladınız denilecek, her iki zümrede birlikte huzura çağrılacak; birlikte haşrolup, topluca tadın cehennem azabını denilecektir. “(İnkarcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğin de, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler). Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir. (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.” (Sad/59-60)
Ancak o gün sağcılar (defteri sağ tarafından verilenler), yani sırat-i müstakim üzere olanlar ise imtihan dünyasında Rabbine boyun eğmiş, peygamberine tabi olmuştur. Allah ve Resulü'ne itaatte kusur etmeyen, imanlı, inançlı, iyi ile kötüyü ayrıt etme kabiliyetine sahip şuurlu ve tebaasının dünya ve ahiret saadeti için canla başla çalışan ulul emr (idareciler) ve onları Allah için sevip, destekleyenler (idare edilenler) ise onlar da kurtuluşa ermiş, tabi olduklarınızla birlikte giriverin cennete denilecektir. “Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar.” (İsra/71)
İşte bizler bahsi geçen bu iki farklı zümreden birine zaten tabi olmuşuzdur. Ancak tabi olduğumuz ve peşinden koştuğumuz makam sahiplerini belirken o dehşetli gün olan ahiret gününü düşünmeli; tercih sebeplerimizi çok daha iyi analiz etmeliyiz. Hak ile batıl arasındaki farkı çok iyi belirlemeli, tercihimizi haktan yana kullanmalıyız. Ben öbür dünyada filancayla beraber olmak istemem yada falancayla haşrolmak isterim diyebilmeliyiz. Bu sebeple; Mevlamız: “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Nisa/58) buyurmaktadır.
Selam ve dua ile... vanhaber, van, haber, van haber ömer gündüz, ahiret, lider, allah, öbür dünya

Bakmadan Geçme