Ailesinin evliliğine müdahale etmesine sessiz kalan yandı
Evliliğin sona ermesinde eşlerin ailelerinin evliliğe müdahalesinin etkili olduğuna dair emsâl bir Yargıtay kararı çıktı. Yüksek mahkeme, ailesinin evliliğe aşırı müdahalesini engelleyemeyen tarafın boşanma davasında ağır kusurlu olduğuna ve tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti.
Ailelerin çocuklarına karşı son derece düşkün ve korumacı olması yuvaları dağıtıyor. Ailelerin evliliklerine müdahalesi sebebiyle şiddetli geçimsizlik yaşayan genç çift, soluğu 1. Aile Mahkemesi'nde aldı. Mahkeme, davacı-karşı davalı erkeğin ailesi ve eşi arasındaki dengeyi kuramadığı ve eşine koruyucu davranmadığına, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının da kıskanç tavırları olduğu, eşine başkaları yanında sinirli ve agresif davrandığı ve hakaret ettiğine dikkat çekti. Kadının ağır, erkeğin daha az kusurlu olduğu belirtilerek, kadının davası reddedildi. Erkeğin davası kabul edilerek, tarafların boşanmalarına karar verildi. Karar davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edildi.
Ailesinin müdahalesine sessiz kalan tazminat ödeyecek
Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Diresi emsl bir karara imza attı. Kararda; 'Mahkemece davalı-karşı davacı kadının 'Eşine ailesi yanında küçük düşürücü sözler söylemesi' vakıası kusur olarak yüklenemez. Davacı-karşı davalı erkeğe ilk kararla yüklenen 'Ailesinin evliliğe aşırı müdahalesi vkıası da' kesinleştiği için, kusur olmaktan çıkarılamayacaktır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı-karşı davalı erkek davalı-karşı davacı kadına göre daha fazla kusurlu olup mahkemece yapılan kusur belirlemesi doğru olmadığından bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın, boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır.
Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi şartları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.'