Akşener: Biz o gün Birinci Meclis'te olacağız

TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada Cumhuriyet Resepsiyonu'nun İstanbul'da yapılmasına sert sözlerle karşı çıkan Akşener, 'Türkiye'nin başkenti Ankara'dır. Değiştirilmesi teklif bile edilemez. Cumhuriyet Resepsiyonu İstanbul'a taşınamaz. Devlet korsan kutlama yapmaz. Siz kutlamak için değil unutturmak için yapıyorsunuz. Cumhuriyet kutlaması şahsi planlarınıza göre kutlanamaz. Cumhuriyetin resepsiyonunu kahramanların başkenti dururken yandaşların başkentine taşımak yazıktır. Buradan ilan ediyorum siz yandaş müteahhitlerin şantiyesinde Cumhuriyet Resepsiyonu yaparken biz 40 milletvekiliyle Cumhuriyet'in ilan edildiği Birinci Meclis'te olacağız.' dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu…

Akşener'in konuşmasından satır başları:

Ülkemiz bir soluk alsın diye diş sıkıyoruz ama ekonomideki gelişmeler ayakta durmayı güçleştiriyor. Krizin inkarı yerini döviz enflasyon azıcık arttı tespitine bıraktı Azıcık artmış. Daha ne olsun, ne olmasını bekliyorsunuz. Fırınlar kapanıyor, Konfederasyon başkanları ‘Binlerce firma batıyor' diyor. İşi ciddiye almak için daha ne olmasını bekliyorlar bilmiyorum. Hastanelerde nöbet paralarını döner sermayeleri kırpıyorlar.

Ekmek bulamayan pasta mı yesin? Millet kıraathanelerinde beleş kek mi kovalayalım? Azıcık dedikleri artık milleti boğuyor. İktidarın hazırladığı 2019 bütçesinde de bu durum devam ediyor. ÖTV'ler artıyor. Sarayın payı da üç katına çıkıyor. Günde 2 trilyon TL ile geçinmek çok zor tabi. El insaf beyler. Lafa geldimi de ‘Milleitn adamı' milletten alıp tek adama veriyorlar.”

Krizin daha derinleşmemesi için atılması için gereken adımlar var.

Öncelikle Türkiye İstatistik Kurumu'ndan ellerinizi çekin. TÜİK'i rahat bırakın ki ülkenin durumunu net görelim. Rakamlarla oynamayı bırakın.

Açıklanan Sayıştay raporlarının gereğini yapın, israfa son verin. İhtiyaç fazlasını elden çıkarın. 13 Uçağınız bir de uçan sarayınız var. Örnek gösterdiğiniz Almanya'da 11 bin makam aracı var bizde 120 bin araç var.

Yandaş iş adamlarının dövizli sözleşmelerini Türk Lirası'na çevirin. Yarın çıkıp oy verirken “bana mı sordunuz” demekle bu işten kurtulamazsınız.

Geçen hafta bir kamu bankamız 300 milyar dolar borçlandı. 4 katı fazla maliyetle Türkiye borçlandı. Türkiye tefeci piyasasına döndü.

Çalışanlara kriz zammı yapın. Bunları yaparsanız vatandaş nefes alır.

Faize yatan paranın emekten çok kazandığı bir ekonomi iflah olabilir mi? Devletin hazinesini uluslararası tefecilere muhtaç haline getirenler esnafı, sanayiciyi onların kucaklarına bıraktı.

Yerel seçime kadar durumu idare etmekten vazgeçin. Geçtiğimiz hafta milletin gözü önünde yaşandı her şey. Fındık için verilen tasarı AKP oylarıyla reddedildi zafer kazanmış gibi alkışlarla hem de. Bu işin peşini bırakmayacağız.

Fındık milli bir üründür. Fındık ve üreticinin korunması gerekir. Üreticiye fındık alım garantisi verilmelidir. Bölgede fındığa dayalı gıda sanayisine teşvik verilmelidir. Bunlar yapılırsa Karadeniz'de üretilen fındığın fiyatını Hamburg'dan belirleyen kodamanlar rahatsız olur ama üreticimiz rahatlar. Un, maya, elektrik ve su maliyetindeki artış ekmeğimizden ediyor bizi. Bu arada olan fırıncıya ve milletin ekmeğine olacak.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için milletin sırtına yük dedi. Şimdi ben de iktidara soruyorum. Milyonlarca Suriyeli göçmenin 33 milyar dolar diye bilinen yükü milletimize yüklemeye hakkınız var mıydı? Millete harcamaya gelince ‘Sırtımıza yük' öyle mi? Emeklilikte yaşa takılanlar 38 yaşında emekli olma peşinde değil. Kazanılmış haklarının gasp edilmesinden rahatsız. 25 yıl prim ödemiş bir çalışan, maaş alabilmesi için 15 yıl beklemesi gerekiyor. İlk 5 yılında maaşının yarısı ödenebilir. Yaşı dolunca da maaşının tamamı ödenebilir.

Affın kendisine mi yoksa kapsadığı kişilere mi karşı hala anlamadık. Bizim duruşumuz net ne devlete ne millete karşı işlenen suçları affedemezsiniz. Hele ki millete sormadan affedemezsiniz. Size gelince bağırıp çağıran iktidar, Suudi gazetecinin öldürülmesiyle ilgili hala sus pus.

Bu arada konsolos elini kolunu sallayıp gidiyor. Kaşıkçı cinayeti için Türkiye özel olarak seçilmiş. Demek ki Türkiye'yi arka bahçeleri gördüler. Devletin itibarını yere serdiler. Egemenlik haklarımızın savunmasını Trump'a devrettiler. O Suudi Kral PKK'ya yardım ediyor, bunlar da o Kral'a yardım ediyor. Sonra da ‘ben dünya lideriyim' sorarım size buna kim inanır.

Sayın Erdoğan olaydan 3 hafta sonra diyor ki önemli açıklamalar yapacakmış. Nerede yapacakmış parti konuşmasında bu konu bir devlet meselesi. Partisini devlet devleti de partisi sanıyor ya bu onun tezahürü. Devlet sisin partiniz değil. Milli Şef dönemin söz ediyorsun ama Gayri Milli Şef dönemini yaşatıyorsun. Milletin aklıyla alay etmeyin değerleriyle de kavga etmeyin. İsmail Koncuk Bey'in açtığı dava geçen hafta sonlandı. Kararın ardından olanları ibretle izledik.

Eski, yeni bakanlar PKK seviciler, “Keşke Yunan kazansa” diyenler harekete geçti. O eski bakan Meclis kürsüsünden FETÖ'ye övgü dizmekten rahatsız olmamıştı. PKK ile pazarlıktan rahatsız olmamıştı. Orduya kurulan tuzaktan rahatsız olmamıştı. Türklükten mi rahatsız, doğruluktan mı?

Onlar bilsinler ki bu öksüz Türklüğümüzü bin cihana değişmeyiz. Tayip Erdoğan “Türk'üm demekle Türk olunmaz doğruyum demekle doğru olunmuyor bunu sizden biliyor. Doğruyum demekle doğru olunmuyor bunu da sizden biliyoruz. Partinin adını adalet koymakla adil de olunmuyor bunu da sizden öğrendik.

“29 EKİM'DE BİRİNCİ MECLİSİMİZDE OLACAĞIZ”

Türkiye'nin başkenti Ankara'dır. Değiştirilmesi teklif bile edilemez. Cumhuriyet resepsiyonu İstanbul'a taşınamaz. Devlet korsan kutlama yapmaz. Siz kutlamak için değil unutturmak için yapıyorsunuz. Cumhuriyet kutlaması şahsi planlarınıza göre kutlanamaz. Cumhuriyetin resepsiyonunu kahramanların başkenti dururken yandaşların başkentine taşımak yazıktır. Siz yandaş müteahhit şantiyesindeyken biz 40 vekilimizle Birinci Meclisimizde olacağız.”

Kaynak: Sözcü

Bakmadan Geçme