Allah'ın zikri ile dilimiz ıslak olsun

Bütün bir kainat, tüm canlı ve cansız varlıklar, her zaman ve mekanda bizleri yoktan vareden Allah'ı (c.c.) zikreder; tespih ve tehlil ile anarlar. Zikir, zihinde tutmak, hatırlamak, anmak gibi manalara gelir. Kur'an-ı Kerim'de ise, kitap , Kur'an, Allah'ı anmak, namaz, şeref gibi anlamları içerir. Rabbimiz: 'Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.' (Nur/ 36-37) buyurarak dünyalık hiç bir uğraşının ve metanın Allah'ı anmaktan ve zikrinden alıkoymaması gerektiği ve her daim dilimizin zikirle ıslak olmasını bilmemiz önemli bir konudur. Peygamberimiz (s.a.v) 'Sizler Allah'ı o kadar çok zikredin ki diliniz ıslak olsun. Bir diğer hadiste ise 'Sizler o kadar çok Allah'ı zikredin ki sizi görenler size deli desin' buyurmaktadır. Bütün canlı ve cansız varlıklar da Allah'ı zikrederler. Kapının cırıltısı, rüzgarın uğultusu, deniz dalgasının gelgiti, kedilerin mırıltısı, kuşların serzenişi v.b bütün bu saydıklarımız kendi lisanı halleri ile Rabbimizi tespih eder ve Yüce Mevlamıza hamdü senada bulunurlar. Akıl ve düşünme melekeleri olmayan bu kadar varlık kendilerine düşen görevleri eksiksiz bir şekilde yerine ketirirken, bizlere verilmiş en güzel nimetlerden biri olan akıl nimeti ve idrak kabiliyetimiz varken neden Allah'ı her mekan ve zamanda anmayalım, zikredip, yüceltmeyelim.
'Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra (kanat çırparak uçan) kuşların Allah'ı tespih ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir. (Nur/ 41) Kur'an bizler için gönderilmiş en büyük zikir ve fikir kaynağıdır. Mevlamızın Kur'an'da buyurmuş olduğu her bir ibadet ve güzel öğütü yerine getirmek; yapma dediği ve bizlerede yasakladığı her bir emir ise Müminler için en büyük zikir ve tesbihtir. 'Size öyle muazzam bir kitap indirdik ki, bütün zikriniz (şerefiniz) ondadır.' (Enbiya/ 10) Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kur'an) indirdi. (Talak/ 10) buyrulmaktadır.
Aslında Müslümanın hayatı, idamesi ve ölümü alemlerin Rabbi olan Allah içindir. Eğer gerçek manada iman etmiş ise kişinin yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, uyuması ve çalışmasının bütünü bir ibadet mukabilindedir. Çünkü hayatta yapılan her şeyin onun izni dahilinde ve onun emri ile gerçekleşmektedir. Biz kullar ise ya onun cizmiş olduğu hayat nizamına göre yaşantımızı sürdürürüz, yada beşeri bir takım sistemlerin kontrolünde bir yaşam tanzim ederiz. İşte bahsettiğimiz bu konuda da safımızı ve cizgimizi hangi tarafta belirlersek o yöne doğru bir koşuş ve o taraftan bir bekleyiş içerisine gireriz. Ancak hak dediğimiz asıl fıtrat üzere olan bir yaşam tarzını İslam'ı benimser ve o uğurda bir çaba sarfedersek, her bir hareketimiz zikir mukabilinde olacak ve ibadet hükmüne geçecektir. Buda bu dünya da ahiret adına yapılacak en büyük karlı bir alışveriş ve sonuç olarak bir kazançtır.
Mumsema Ebu Hureyre'nin (r.a) haber verdiğine göre: Allah Resulü (a.s) şöyle buyurmuştur: 'Şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum. Eğer o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu gönlümde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım; kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım; o bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım.'
1. Rabbim bizleri Allah'ı (c.c.) gerçek manada çokça zikreden ve anan kullarından eylesin. Amin
Selam ve dua ile... vanhaber,ömer gündüz,köşe yazıları

Bakmadan Geçme