Almanya'da Siyaset

Sevgili Vanlı hemşerilerim, merhaba.
Almanya'da oturan, çalışan ve siyaset yapan; her yıl tatilimi memleketim Van'da geçirmekten, Van'ı gözlemlemekten keyif alan bir Vanlı olarak Almanya siyaset birikimlerimi, deneyimlerimi, başarılarımı ayrıca farklı konulardaki gözlemlerimi siz değerli Vansesi okurlarıyla paylaşmaya, sizden gelecek soruları da bu köşede cevaplandırmaya çalışacağım. Bundan böyle zaman zaman Almanya'da bulunan Vanlılar ve vatandaşlarımızın başarılarını, yaşadıklarını, ilginizi çekeceğini düşündüğüm konuları sizlere aktaracağım.
Değerli okurlar,
İlk köşe yazımda Almanya'da siyaset anlayışı nasıldır? Bunu siz Vanlı hemşerilerime anlatmaya çalışacağım. Her Alman vatandaş ve Avrupa üyesi istediği şekilde adaylığını duyurabilir. Tabii ki bu adaylığını duyurmakla kalmaz, mensubu olduğu partisinde kendini aday gösterir ve parti üyeleri demokrasi çerçevesinde adaylığını kabul eder, tabii ki seçilebilirse. Bu süreç rekabet halinde geçer, yukarıdan kimse kalkıp da birilerini bir yerlere getirmez, sadece tavsiye ve önerileri olur. Almanya'da il seçimleri ve eyalet seçimleri bir arada yapılır. Bunlar her 5 yılda bir gerçekleştirilir. Belediye başkanları bizim bulunduğumuz Aşağı Saksonya Eyaleti'ndeki gibi bazı eyaletlerde 8 yıllık göreve getirilir. Bu seçimlerde 16 yaş üstü, Alman vatandaşı veya bulunduğu eyalette en az 3 ay ikamet etmiş AB üyesi başka bir ülke vatandaşı oy kullanabilir, 16 yaş üstü, Alman vatandaşı veya bulunduğu eyalette en az 6 ay ikamet etmiş AB üyesi başka bir ülke vatandaşı da adaylığını koyabilir. Federal milletvekili seçimleri her 4 yılda bir gerçekleştirilir ve 18 yaş üstü Alman vatandaşları oy kullanabilir ve adaylığını koyabilir. Eyalet sistemlerinde eyalet başbakanları bulunmaktadır, iç işleri bakanlığı, sağlık bakanlığı ve tarım bakanlığı gibi bakanlıklar bulunmaktadır. Almanya'nın genelinde sadece bir adet Dış İşleri Bakanlığı bulunmaktadır.
Almanya'da Vanlı olarak kapı kapı dolaştım?
Benim siyasi hayatıma gelecek olursak,18 yaşındayken Gençlik Kolları'nda başladı ve şu an 3. Dönem Aşağı Saksonya Eyaleti Delmenhorst Meclis üyesi ve grup başkanıyım. Meclisin halkla ilişkiler komisyon başkanıyım ve Aşağı Saksonya Eyaleti'nde (Hür Demokrat Partisi'nin çalışma grubu Landesfachausschuss) Sağlık Komisyonu üyesiyim. Tabii ki Almanya'da siyasetle uğraşmak o kadar kolay değil, bir yabancı olarak bazı insanlardan daha üretken olmak ve daha fazla çalışmak zorundasınız. Rekabetler çok büyük ve yabancı olmam daha çok dikkat çekiyor, hele ki bir Müslüman olmam 11 Eylül'den sonra beni daha çok zorladı. İlk adaylığım 2001'deydi. O zor dönemleri tabii ki benden başka kimse bilemez, beni en alt sıraya koydular ve sıraya koyarken ilk etapta Türk uyruklu Alman vatandaşlarının oyunu almak niyetindelerdi. Almanya'da kişilere oy verildiği için kendi propagandamı yaptım ve ev ev, kapı kapı dolaştım. Dolayısıyla halkın onayını aldım ve bulunmuş olduğum partide en çok oy yüzdesine sahip oldum, tabii ki bu partide bulunan bazı arkadaşların hoşuna gitmedi; ama sonuçta demokrasi çerçevesinde beni kabul etmek zorundalardı..
Nasıl başardım, neler yaptım?
Benim o esnada birçok projeleri gerçekleştireceğimi hayal dahi edemezlerdi; ama bunlardan en önemlisi samimi olmamdı Sizlere projelerimden birkaç örnek verecek olursam; engelli vatandaşlar için şehir merkez planı oluşturdum, kadın sığınma evi projesi gerçekleştirdik ve birçok projelerim şu an internet üzerinden erişime açıktır. Hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değil, halkı temsil etmek o kadar kolay bir şey değil, Cenab-ı Hakk çalışana verir ve ayrım yapmaz. Ben bu doğrultuda yola çıktım ve çalışmaya devam ettim. 2006'da 2. Dönem oldu ve orada da ben 1. Sıradan aday gösterildim, oradan da aynı şekilde başarıyla meclise girdim ve bu kez talebim grup başkan vekilliğini almaktı, meclisteki arkadaşlar buna tepki gösterdi; fakat ben isteğimi demokrasi çerçevesinde oylamaya sundum ve bir oy farkla kazandım. Orada da mümkün olduğu kadarıyla başarılı projeler gerçekleştirdik ve 2011'de tekrar aday oldum ve çok muhafazakr bir bölgeden aday oldum, seçilebilir miyim diye kendimi denemek istedim. Oradan da partim adına en çok oyu aldım ve tekrar bu kez grup başkanı olarak meclise girmeyi başardım ve meclisin halkla ilişkiler komisyonu başkanı oldum. Tabii ki grup başkanı olarak işin bu kadar zor olacağını tahmin edemezdim; çünkü mecliste grubunuz adına tüm yük sizin üzerinizde; ama hamd olsun orada da hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadım.
Halktan bana gelmelerini bekleyemem
Bana göre az önce kelimelerimi ifade ettiğim gibi bu işte önce samimiyet gelir. Bana göre siyaset her yerde aynıdır, fakat buradaki vekillerin sıkıntılarını bizler yaşamıyoruz, bu da bir gerçek; çünkü bu zamana kadar hiçbir vatandaş Almanya'da da işsizliğin yüksek olmasına rağmen bana gelip de iş istemedi, Türkiye'de ise zannedersem her vekil bu sıkıntıyı yaşıyor. Benim siyasi anlayışımda insanlarla iletişim çok önemlidir, ben kalkıp halktan bana gelmelerini bekleyemem, benim kalkıp onların sorunlarını çözmem gerekir. O yüzden seçilmiş olduğum ilin sorunlarını halletmem gerekir. Esen kalın. vanhaber,murat kalmış,köşe yazıları

Bakmadan Geçme