Almanya'yı kınayalım, peki bizim hükümetimizi alkışlayalım mı?
Bir ülke parlamentosu daha tarihi olay hakkında karar aldı. Hakkı ve haddi olmadığı halde.
Alman parlamentosunun 1915 Ermeni olayları ile ilgili olarak 2 Haziran'da oylama yapacağı,uzun süredir biliniyordu.
Bilinmesine rağmen, başta AKP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP ve AKP'nin Saray hükümetleri bize bir şey olmaz havasında davrandılar.
İşleri güçleri ve tüm enerjilerini, kendi vatandaşlarının bir kesimine gol atmaya ayırdılar.
Başkanlığı garantiye almak için ucube bir Anayasa değişikliği ile (dokunulmazlık) günlerce meşgul ettiler TBMM'yi.
Hangi bahaneleri üretelim de, 19 Mayıs Atatürk'ü anma ve Gençlik Bayramını iptal edelime yordular o berrak beyinlerini.
2 Haziran oylaması yaklaşırken AKP kurmayları ile AKP'li belediyeler, milyonlarca lira masrafla 'Fetih Kutlaması!' heyecanını yaşıyordu. Alın size Almanya'nın fethi.
Başta AKP cumhurbaşkanı, hükümet ve AKP göz göre göre uyudunuz ya da bilerek ihmal ettiniz. Hatalısınız...
TBMM dışındaki partiler (Vatan Partisi), MHP ve CHP tüm güçlerini harcadı. Almanya'yı uyarma yolunda. Eski CHP li vekiller mektup yazdı, CHP genel başkanı Almanya'yı uyardı.
Almanya'da yaşayan yurttaşlar ve Azerbaycanlılar Alman Parlementosu önünde gösteri yaptı.
AKP Cumhurbaşkanı, Afrika gezisine giderken havaalanında sadece bir kaç cümlelik bir açıklama yaptı.
Atanmış sözde başbakan ise, 'bundan bir şey çıkmaz' dedi Kıbrıs'a giderken.
TBMM'de HDP hariç 3 parti ortak kınama yayımlayacak.
HDP niye yok, 1915 ve sonrasındaki karşılıklı Müslüman- Ermeni kavgasının baş aktörlerinden biri Kürtler değil mi?
Olmaz da, biran varsayalım ki Kürtlerin hayali gerçek olduğunda, Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır ne olacak?
Bu 100 yıldır kimse, sadece bize, Ermeni çetelerinin zulmünü yaşayan insanlara, bir şey sormadı.
İngilizlerin ve Rusların verdiği o günün gelişmiş silahlarıyla Ermeni çetelerinin yaptıkları sorgulanmadı. Örneğin Amcam dahil bir çok akrabam ardarda dizilip mavzerin kaç kişiden geçeceği testi yapılırken o yiğit insanların neden silahsız oldukları sorgulanmadı.
Kendi mahallelerinden tüneller kazarak, Müslüman mahallerini gece baskınlarıyla ateşe vermeleri, insanları öldürmeleri sorgulanmadı.
Sadece Van'da on binlerce yaşlı, çocuk, kadının kitleler halinde muhacır olup, ülke içine dağılmaları sorgulanmadı.
Yakılan, yıkılan evleri sorgulanmadı.
Ermeni çetelerinin ihanetleri sorgulanmadı, Ermeniler de sizin yüzünüzden vatanımızdan olduk diye, onlar da sorgulamadı.
Bir iki yaşlıya 'o günlerde neler oldu' sorusunu bir iki duyarlı insan sordu o kadar.
Üniversitelerimiz, özellikle Van YYÜ bu konuda ayrıntılı çalışmalar yapıp, makaleler yayımlayabilirdi. Onlar da hamasetin dışında bir şey yapmadı.
Bir söz var 'arkadan atılan taş topuğa değermiş'.
Şimdi, Türkiye elçisi geri çağrılacak istişare! için, Almanya büyükelçisine uyarı yapılacak v.s v.s. Yani bir sürü hikaye.
Bizler, acıları yaşayanlar hiç bir zaman Ermeni düşmanı olmadık, anamız, üvey anamız, üvey ninemiz olarak yüzlerce Ermeniyle koyun koyuna dostça yaşadık.
Şimdi bile vatan özlemiyle yanan Ermenileri turist olarak ağırlıyor ve daha çok gelmelerini bekliyoruz.
Almanya'yı amcalarım, babamın dayıları ve öteki akrabalarım adına, katliama uğramış binlerce hemşehrim adına, yollarda acı çeken muhacırlar adına şiddetle kınıyorum. Ve maalesef kendi iktidarımı da......