Ankara'daki patlamayla ilgili ilginç iddia
Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Giresun milletvekili adayı Nurettin Canikli, Ankara Garı önünde meydana gelen patlamayla iki HDPli bakan Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğanın geçici hükümetten istifa etmesinin bağlantısı olduğunu iddia etti.
Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Giresun milletvekili adayı Nurettin Canikli, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ”Neler Oluyor?” programında TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın gündeme dair sorularını yanıtladı. Ankara Garı önünde yaşanan patlama ile ilgili soru üzerine halkın birlikte yaşama isteğine vurgu yapan Canikli, bu tür saldırılarda tek bir hedefin gözetilemeyeceğini ancak saldırının 1 Kasım seçimlerine olan etkisinin de açık olduğunu ve bu tür saldırılardan sonuç alındığını ifade etti. Bu saldırının seçimlere etkisinin yüzde 30 olabileceğini savunan Canikli, 7 Haziran seçimlerinden önce Diyarbakır'da HDP mitinginde yaşanan patlamadan dolayı yüzde 2 oranında oyun AK Parti'den HDP'ye kaydığını belirtti. Diyarbakır saldırısının organize edenler açısından başarılı olduğunu belirten Canikli, Ankara Garı önünde yaşanan patlamada Diyarbakır'dakine benzer bir oy kaymasının olmadığını kaydetti. Canikli, PKK, DEAŞ ve Esed'in Suriye'de çatıştığını ancak başka topraklar üzerinde anlaşmalar yaptıklarını ileri sürerek, çoğu zaman gösterilen fotoğrafın gerçeği yansıtmadığını, onun arka planına bakmak gerektiğini söyledi.
“İKİ BAKANIN İSTİFASI İLE PATLAMA ARASINDA ÇOK İLİŞKİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Geçici hükümete katılan HDP'li bakanların ortada hiçbir şey yokken istifa etmelerini patlamayla ilişkilendirdiğini ifade eden Canikli, “İkisi arasında çok yakın ilişki olduğunu düşünüyorum. Bu ilişkiyi kuvvetlendiren Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları ve oluşturmaya çalıştığı algıdır. Bu patlamalardan sonra doğrudan devleti, Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Başbakanımızı hedef olarak açıkça ahlak dışı bir iddiada bulundu. Eğer o iki bakan hükümette olmuş olsaydı, Selahattin Demirtaş hükümete yüklenemezdi. O zaman denecekti ki senin iki bakanın da hükümette. Bir anda istifa etmeleri, yakında önemli hadiseler olacak ve siz hükümetten ayrılın, biz bunları malzeme olarak kullanacağız illiyet bağını rahatlıkla kurmamız mümkündür” dedi.
Canikli, PKK'ya karşı bugüne kadar hiç görülmemiş bir mücadelenin ortaya konulduğunu ve PKK'nın bu yüzden amaçlarının gerçekleşmediğini kaydederek, “3 ayda 2 binden fazla terörist imha edilmiştir, bine yakın terörist de teslim olmuştur. Geçmişte istihbarat dışarıdan geliyordu. Özellikle Kuzey Irak'ta. O nedenle dağ taş bombalanıyordu. Ama şimdi tüm istihbarat kaynaklarımızın ve savunma aletlerimizin önemli bir bölümü milli. 2 binden fazla nokta tespit edilmiş çözüm sürecinde. Daha sonra terör örgütü saldırılarına başladıktan sonra başarılı bir sonuç alındı” diye konuştu.
“O BÖLGEDE YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN HİÇBİR TANESİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BASKILARINA BOYUN EĞEREK KALKIŞMA PROJESİNE DESTEK VERMEMİŞTİR”
Çözüm sürecinde PKK'nın üzerine gidilmediği ve PKK'nın bu ortamdan faydalanarak şehirlere kadar girdiği iddialarına değinen Canikli, “Terör örgütünün bütün tahriklerine ve kışkırtmalarına rağmen o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın hiçbir tanesi terör örgütünün baskılarına boyun eğerek kalkışma projesine destek vermemiştir. Kalkışma hamlesinde bulunmuş olsaydı biz bu mücadeleyi bu kadar kolay vermezdik ve çok ağır bedeller ödemek zorunda kalırdık. Buradan o bölgede yaşayan vatandaşlarımıza şükranlarımızı iletiyoruz. Bunun yönünün birlikte yaşama iradesi olduğunu görüyoruz. PKK'nın çözüm süreci masasını devirmek için ortaya koyduğu tahriklere kapılmış olsaydık inanın bu algı oluşmazdı o vatandaşlar da. Biz o bölgedeki vatandaşımıza bizim samimi olduğumuzu ve bu sürecin gerçek anlamda sonuca ulaşması için gayret sarfettiğimizi göstermemiz gerekiyordu, gösterdik” ifadelerini kullandı.
“ÇÖZÜM SÜRECİ OLMASAYDI BU KADAR BAŞARI ELDE EDİLEMEZDİ”
Türkiye'nin terör örgütünü ortadan kaldırmadan rahata eremeyeceğini aktaran Canikli, çözüm sürecinin tüm terör örgütü artık tehdit olmaktan kalkana kadar buzdolabından çıkmayacağını söyledi. Baskıya, zorlamalara karşılık Doğu ve Güneydoğu illerindeki vatandaşların terör örgütüne prim vermediğini belirten Canikli, çözüm sürecinin olmaması halinde terör konusunda başarıların elde edilemez olduğunu kaydetti.
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ İLE AK PARTİ'NİN BİR KOALİSYON KURMASI MÜMKÜN DEĞİL”
7 Haziran'dan bu yana nelerin değiştiği ve koalisyon ihtimalleri üzerine konuşan Canikli, “Bu dönemde Türkiye'de koalisyon kurulamadı. Türkiye kolay koalisyon kurmaya alışık bir ülke değil. Türkiye'de koalisyon kurmanın ne kadar zor olduğunu 7 Haziran'dan bugüne kadar bir kez daha gördük. Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti koalisyonu gerçekten denendi. Koalisyonun yürüyeceği bir mekanizma olması lazım. Koalisyon kurulması için o partiler arasında minimum müşterek gerekli. Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti'nin bir koalisyon kurması mümkün değil, bugün de değil, yarın da olmayacak. AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin koalisyon kurması hemen hemen imkansız. Her olaya bakışımız CHP ile çok farklı. Bizim A dediğimize o B diyor, bizim ak dediğimize o kara diyor. Her gün kriz potansiyeli taşıyan bir hükümet olacak. 40-50 yıldır milletin iktidar yapmadığı CHP'yi şu veya bu şekilde iktidara taşımış olmak toplum nezdinde bir kusurdur, bu bedeli bu millet bize uzun süre ödetir. Ama biz Milliyetçi Hareket Partisi ile koalisyon kurmak istedik. Bizim tabanımızın yüzde 70'e yakını MHP ile koalisyon kurmamızı istiyordu” değerlendirmesinde bulundu.
BAHÇELİ'NİN KOALİSYON ŞARTLARI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AK Parti ile koalisyon şartlarından birisi olan Cumhurbaşkanının anayasal sınırlarına çekilmesini “garabet” olarak nitelendiren Canikli, Cumhurbaşkanının bu pozisyonunun koalisyon konusu yapılamayacağını belirterek, bu tavrını sürdürmesi halinde MHP'nin 1 Kasım‘dan sonra da koalisyona kapalı olacağına işaret etti.