Anne ve babalara tavsiyeler
Uzun ama çok uzun tatiller süresinden sonra okullar açıldı.
Çocuklar heyecanlı… Anne ve babalar heyecanlı… Öğretmenler heyecanlı.
Dolaysıyla okulların açılması herkese sorumluluklar getirdi. Okuldaki yardımcı personele, servis şoförüne, kantinciye, sokaktaki yurttaşa…
Görevimiz bizim olsun olmasın çocukları, gençleri kollamak, gözetmek. Çünkü onlar bizim yarınımız, bu ülkenin istikballeri.
Anne ve babalar doğal olarak herkesten daha çok duyarlı olmak zorunda. Çocuk demek sadece üstünü başını giydirmek, karnını doyurmak değil. Yaş itibariyle her çocuğun ve gencin evreleri, davranış şekillenmeleri vardır. Anne ve babalar bunlara dikkat etmeli kendilerini yeterli görmedikleri durumlarda okulların rehberlik birimlerine başvurmalı ve hatta okul dışında uzmanlarla görüşmekten kaçınmamalıdır.
Henüz toprakla buluşmuş bir fidanı düşünmeli… Kök salacağı toprağın niteliği, dikilirken rüzgâr ve güneşle olan teması, can suyu, doğal ortama uyum sağlayıp sağlayamadığının gözlemi önemlidir. Bunlardan birisi fidanı ya kökünden kurumaya ya da eğri, büğrü, doğal şartlara dayanaksız bir ağaç olmaya doğru iter ve gün gelir yeşili eksik, meyvesi yoksun olur.
Okullu çocuklarımızın anne ve babaları bıkmadan usanmadan ama bunu çocuklarına fark ettirmeden gözlemler yapmalı, çocuklarını izlemelidir. İnsan mimarı dediğimiz öğretmenleriyle sıkça görüşmeli ve her gün sonu çocukları uyuduktan sonra ceplerini, çantalarını, defter kitaplarını kontrol etmelidir. Çocuklarındaki olumlu ve olumsuz davranışlar gözlemlendiğinde ön yargısız olarak ilk başvuracakları insan öğretmen olmalıdır.
Gelişen teknoloji bugün çocuklarımızın sıradan oyuncakların ötesinde sanal dünyanın araçlarıyla buluşmasını sağladı. Bilgisayardaki internet ortamı, akıllı telefonlar bilinçli kullanıldığında çocuklara yarar tam aksi kullanımda ise zarar verebilir. Bu kullanım için yasaklar koymak yerine belirli zaman dilimlerini çocuklarıyla planlamaları sağlanmalı, internet ortamındaki iyi ve kötü alanlar anlatılmalıdır. Ancak önceden de belirttiğim gibi yasaklara sığınmak çocukların ilgi duyduğu alanları daha da cazip kılacağı için yasakçı yöntemlere yer verilmemelidir.
Ve tüm bunların ışığında Dorothy Nolte'nin:
“Çocuk yaşadığını öğrenir.” Düşüncelerini hatırlamanızı isterim.
Bakınız ne güzel sıralamış:
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
'Kınama ve ayıplamayı öğrenir.'
Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
'Kavga etmeyi öğrenir.'
Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
'Sıkılıp utanmayı öğrenir.'
Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,
'Kendini suçlamayı öğrenir.'
Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
'Sabırlı olmayı öğrenir.'
Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,
'Kendine güven duymayı öğrenir.'
Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,
'Takdir etmeyi öğrenir.'
Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
'Adil olmayı öğrenir.'
Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,
'İnançlı olmayı öğrenir'
Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
'Kendini sevmeyi öğrenir'
Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
'Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir'
Yazan: Dorothy Law Nolte, 1975
Çeviren: Doğan Cüceloğlu
Yeni öğretim yılının öğretmenlerimize, çocuklarımıza, velilerimize tüm ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.