ARTIK MODERN BİR KÜTÜPHANEMİZ VAR
Ümit Kayaçelebi yazdı...
Nereden nereye!
Dün tek odalı tek salonlu çok küçük ve iptidai denebilecek bir kütüphaneden bugün her şeyiyle dört dörtlük bir kütüphaneye sahip olduk.
Van'da kütüphane ile tanışmam 1964 yılına rastlar. Kütüphane dediğimiz yer bir zamanlar Halk Evi olarak kullanılan yer. Zamanla Halkevleri kapanınca o zamanki Halk Evinin kuzeye bakan bölümü 'Şehir Sineması' olmuş güney cephesindeki müştemilat ta bir bölümü Belediye Elektrik su Tahsilatına tahsis edilmiş ve geriye kalan bölümde İl Halk Kütüphanesi olmuş.
Kütüphane dediğimiz yer sadece tek bir oda yaklaşık olarak 50 metrekarelik bir yer ve içinde de Baş memur için tahsis edilen camekanlı mini bir makam odası ve geriye kalan yer de okuyucuya ayrılan yer. O zamanlar kütüphane Müdürlüğü diye bir kadro yoktu ve ta 80 li yıllara kadar hep Baş memur unvanıyla işler deruhte edildi.
Takriben 8-10 metre uzunluğunda cevizden yapılmış bir tahta masa ve etrafına dizilmiş belli sayıda tahta sandalye. Sandalyeler sayılı sonra gelen gerisin geri gidiyor. Çünkü salonun belli bir kapasitesi var.
O zamanki Baş memur rahmetli Hakkı Yakupoğlu sinirli ha bire tansiyonu fırlayan zaman zaman bağıran çağıran birisi. Çok titiz ve işine son derece itina gösteren biri. Salonda konuşmak sohbet etmek yasak sesini yükseltmeye kalksan Hakkı baba tepende kızar ve tutar kulağından salondan atar.
Kış aylarında sadece bir kömür sobası ile ısınıyor kütüphane. İşte böyle bir kütüphanede ders çalışmak falan da yok sadece kitap kartotek dolabına bakar oradan istediğin kitabı istersin vazifeli alır getirir sen de alır masaya yaslanır okursun.
Koca kütüphanede sadece bir Baş Memur bir memur ve bir de müstahdem var hepsi bu. Öyle bir yer ki kütüphaneden çıksan kulağını aradaki duvara dayasan gündüz sinemada matine varsa sinemanın sesini duyarsın. Sinema bir yanda, kütüphane bir yanda.
Zaman geçti bir zamanlar Van da valilere konak vazifesi gören Vali Konağı dediğimiz yer önce Kız Enstitüsü oldu, daha sonra Ticaret Lisesi derken bu okullar da zamanla burayı terk edip gidince burası il Halk Kütüphanesi ve Müze oldu.
Burası iki katlı oldukça müştemilatı geniş daha kullanışlı bir yerdi. Nakli mekan olununca oohh çok şükür kütüphane için daha elverişli bir yere kavuştuk diye sevindik.
Bu kez Yukarıda iki oda okuyucu salonu olarak hizmete açıldı. Bir de dışarıya kitap götürme servisi açıldı ki bu eski kütüphanede yoktu. Okuyucu kartı olan buradan belirtilen sürede iade edilmek şartı ile evde okumak için kitap alabiliyordu.
Yalnız o yıllarda bu kitap alıp götürme işi için kart alabilmeniz için 5 lira depozito yatırmanız icap ediyordu.
Burada amaç kitap gidip gelmezse veya kitap zarar görürse yerine aynı kitabı alabilmekti maksat.
Zaten siz kitabı aldığınız zaman Hakkı babaya giderdiniz o aldığınız tarihi ve geri geleceği tarihi yazar öyle verirdi. Daha sonra kitabı iade ettiğiniz zaman alır kitabı evirir çevirir inceler ondan sonra sizden geri alırdı.
Çok korkardık geç getirmeye onun için mümkün mertebe zamanında okur getirirdik . Hakkı baba işine sevdalı işini çok seven hatta bu huyu yüzünden personeline bile okuyucunun yanında ulu orta kızan bağıran çağıran biriydi. İşin en iyi şeklide yapılması onun için esastı
İşte bu yüzden gerekli veya gereksiz çok konuştuğu içindir ki Van halkı ona 'Bülbül Hekki' lakabını taktı.
Uzun yıllar Baş memur olarak görevini en iyi şekilde yaptı. Bu arada beni de çok severdi geçmiş yıllarda dedem 2.Mektep Başmuallimi Yusuf Ziya Kayaçelebi ile de Halkevinde çok teşviki mesaileri olduğu içindir ki, bana dededen babadan ötürü ayrı bir muhabbeti vardı.
Hatta hiç unutmam bir gün salonda oturur kitap okurken geldi yanıma kalk dedi ayağa. Ben birden korktum. Ayağa kalktığımda orada kitap okuyanlara dönerek bakın dedi çocuklar bu Ümit Kayaçelebi benim milli okuyucumdur deyince ben rahatladım ve Vanlı tabiri ile şiştim.
Bu seneler boyu devam etti gitti, sonra zamanı geldi o görevden ayrıldı. Derken kütüphanede Devlet Tiyatrosunun oraya nakledildi. Ondan sonra yine ben gidip gelmeye devam ettim.. Bu arada birçok kütüphane müdürüyle okuyucu olmanın dışında dostane ilişkilerimiz oldu.
Sağ olsunlar seneler boyu hep kütüphaneler haftasında beni açılışa davet ettiler bazen konuştuk bazen şiir okuduk ama hep onlarla olduk.
Kütüphaneler Haftasında rahmetli Hakkı Yakupoğlu ile birlikte çağırırlardı hem onu hem de beni onore ederlerdi.
Bu haftalarda rahmetli ne zaman kürsüye çıksa sayın Valim ben 45 yıllık memuriyet hayatımda Ümit Kayaçelebi kadar kitap okuyan birini görmedim ve o benim milli ok-uyucumdu der ve bende kendimle gururlanırdım.
Çok müdürler gördüm çok personelle tanıştım ama okuyucudan öte abi kardeş gibi yaşamı boyunca muhabbetimiz hiç bitmedi.
İşte en sonunda bir küçük odada açılan kütüphane bu gün bir zamanlar Erkek Sanat Enstitüsü olarak kullanılan yer şimdi Van İl Halk Kütüphanesi olarak kullanıma açıldı.
Gittim gezdim gördüm her şeyiyle çok mükemmel bir kütüphane şimdi çocukların gençlerin yetişkinlerin emrinde.
Nereden nereye nasıl geldiğimizi kısaca anlattım. Bu gün modern bir kütüphanemiz var kıymetini bilelim inşallah.
Senelerdir bunca Kütüphane müdürünün hayal ve hülyasıydı böyle bir kütüphane ama onlara nasip olmayan kütüphaneye müdürlük yapmak Aysun Hanım efendiye nasip oldu.
Kendisine ve emeği geçen herkese eski bir okuyucu olarak minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Van'a böyle bir kütüphane yakışırdı hayırlı ve uğurlu olsun her daim okuyucusu bol solsun.