Aşkla Savaşmak
II. Bayezid Devri/1499 Durgundu Barak Reis. En sevdiği levendi Mehmet, ondan da durgundu. Her ikisi de Mora'nın güneybatı ucundaki Gallo Burnu açıklarındaki Venedik Donanmasına bakıyorlardı.
II. Bayezid Devri/1499
Durgundu Barak Reis. En sevdiği levendi Mehmet, ondan da durgundu. Her ikisi de Mora'nın güneybatı ucundaki Gallo Burnu açıklarındaki Venedik Donanmasına bakıyorlardı. Barak Reis derin bir nefes aldı ve sırf bir konuşma açmak için
-"Tüm dünya ile başa çıktık ama şu Venedik'le bir türlü başa çıkamadık." Dedi. Gülümsedi Mehmet.
-"Onlarla başa çıkmak kolay be Reis! Lakin şu aşk derdi ile başa çıkmak zor! Kaç zamandır bir Rum kızına vurgunum ancak babası Nuh diyor Peygamber demiyor!" Şaşırmıştı Barak Reis. Onu açıp konuşturmak isterken bu kadar erken döküleceğini hesaba katmamıştı. Ciddi bir tavra bürünerek bir teklifi olduğunu söyledi ve devam etti:
-"O halde şu sevdan ile nasıl başa çıkacağını ben anlatacağım; Venedik belasını da sana havale ediyorum, anlaştık mı?"
-"Anlaştık reis."
-"Şimdi dinle evlat! Müptela olduğunu iddia ettiğin aşk, iki türlüdür aslında. Biri ilahi diğeri ise mecazidir. İlahi aşk, Yaratıcıya olan aşktır ve aslolan aşk da budur. Yalnız maksadım mecazi aşkı küçümsemek değil. Mecazi aşkı bilmeyen, ilahi aşka eremez zaten. Mecazi bile olsa aşka düşünce önce yaralanacak sonra yanmaya başlayacaksın. Belki çok canın yanacak fakat çok geçmeden bedeninin daha doğrusu bedenini de taşıyan ve aslında özün olan ruhunun bu yanmaya intibak ettiğini göreceksin. Derken intibak eden ruhun ve ona uyum sağlayan bedenin, yandıkça yanacak ve ilginç bir şekilde bu yanmaları kâfi görmeyip daha çok yanmak isteyeceksin."
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ