Az yemek, az uyumak
Mide bedenimizin havuzu gibidir. Bütün organların ihtiyacı olan besin maddeleri ve vitaminlerin hazırlandığı mutfaktır mide. Midede oluşan yeme ve açlık hissi; bütün isteklerin başıdır. Peygamberimiz, bütün hastalıklar mideden zuhur eder. Şifa ise hazımdadır, buyurmuştur. Mideyi fazlaca doldurmanın da israf olduğunu biliyoruz. Çok yemenin zararları bugün tıp tarafından da tescil edilmiştir. İstatistik rakamlarının Türkiye'de bir yılda israf edilen ekmekle ikinci bir yıl insanların doyabileceğini göstermesi acıdır. Fakirlik çeken insanlar varken, ekmek ve yemeği israf etmemizin bedelini bedenen hastalık çekmek, manen de bereketsizlik içinde yaşamak şeklinde çok pahalı ödüyoruz.
Bütün günahların başı mideye teslim olmak, onun emrine girmektir dersek, sanırız abartmış olmayız. Çok yemek ve mideyi yormaktan kastımız nasıl çalıştığı, sindirim işlevleri değil, mideden doğan arzuların insanı nerelere çektiği, nasıl yüceltip alçaltacağı olacaktır. Ramazan ayı içerisinde çok yeme alışkanlığımızı terketmeye çalışalım. Bununla birlikte dünyanın bir çok yerinde insanların açlıkla ve savaşla mücadele ettiği bir zamanda bizlerin beş altı çeşit yemek sofrasına oturmamız ve tıka basa yememiz, bu nimetler karşısında da gereği gibi şükretmememiz bizleri helaka sürükleyen sebep olabilir. Gerçek Müslüman o kimsedir ki, Suriye'de, Arakan'da, Filistin'de, Alem-i İslam'ın nice ülkesinde tavuk gibi boğazlanıp şehid edilen din kardeşlerini hatırlar ve iştahı kesilir. En iyi iftar sofraları ve ziyafetleri takvaya uygun olanlardır. İslama, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına aykırı iftar ziyafetleri şerli ziyafetlerdir. Bunlardan uzak duralım ve mütevazi sofralara yönelelim.
Bu çerçevede, az yemenin ve az uyumanın faziletleri ve çok yemenin ve uyumanın getirdiği zararlara değinmek gerekirse; 'Allah katında en sevimlileriniz; çok düşünen ve az yemek yiyenlerdir. En sevimsiz olanlar ise; çok yiyenler, çok gülenler ve çok uyuyanlardır.' buyuran Peygamberimiz öğüdünü dinlemeli karnımızın üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de Allah'ın zikri ile doldurmamız gerektiğini bilmeli ve vücudumuzun bu formüle göre adapte etmeliyiz. Peki az yemenin ve dolayısıyla az uyumanın faydalarına baktığımızda; kalp inceliğini ve fikri arttırır, bu da zikir ve duadan lezzet almayı sağlar, çok yemek nefsi azdırır, az yemek ise nefsi yatıştırır ve tezkin eder. Az yiyen sadaka, sabır ve kanaate güç bulur. Az yemek yiyen kişi az uyur, vücut dinç olur ve hem dünyevi hemde uhrevi çalışmalar daha verimli bir hal almış olur. Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır. Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur. Çok yemek heder, çok uyumak kederdir. Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz. Az yiyenin kalb gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez. Az yemek, meyveli bir ağaçtır, hasta kalblere ilaçtır. Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır. Az yiyenin kalbinde hikmet kapıları açılır, ağzından inci mercan saçılır. Çok yemek akıl için kıtlıktır, zeka için sakatlıktır. Oburluk insana düşman olur, çok yiyenler pişman olur. Az yemek, insan için nezafettir, zihni açan firsettir. Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak, kalbe sıkıntı verir, mide şişer, kalb ölür, acıkınca tekrar dirilir. Çok yiyen çok uyur, çok uyuyan çok konuşur, çok konuşan nimetten mahrum olur. Çok yemek mideyi bozar, midesi bozulanın dertleri azar. Az yemek nefse zindan, kalbe gülistandır. Çok yiyen unutkan olur, yüzü gülmez somurtkan olur.
Yiyip içme ilmini öğrenmek, ibadet ilminden önce gelir. Beden sağlam olursa, dünyada rahata kavuştuğumuz gibi, sağlam vücutla daha çok hizmet ve ibadet etme imkanı olacağı için, ahireti kazanmaya da sebep olur. İki cihan saadeti için midemizi düşünmek gerekir. Acıkmadan yememeli, doymadan kalkmalıyız. İlim ve amel, az yemekte, kalb temizliği ise az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.
Yazımızı Üveysel Karani Hazretlerinin yapmış olduğu dua ile sonlandıralım. 'Ya Rabbi çok yiyen karından, çok uyuyan gözden sana sığınırım.
Selam ve dua ile...
omergunduz80@hotmail.com vanhaber,ömer gündüz,köşe yazıları
Bütün günahların başı mideye teslim olmak, onun emrine girmektir dersek, sanırız abartmış olmayız. Çok yemek ve mideyi yormaktan kastımız nasıl çalıştığı, sindirim işlevleri değil, mideden doğan arzuların insanı nerelere çektiği, nasıl yüceltip alçaltacağı olacaktır. Ramazan ayı içerisinde çok yeme alışkanlığımızı terketmeye çalışalım. Bununla birlikte dünyanın bir çok yerinde insanların açlıkla ve savaşla mücadele ettiği bir zamanda bizlerin beş altı çeşit yemek sofrasına oturmamız ve tıka basa yememiz, bu nimetler karşısında da gereği gibi şükretmememiz bizleri helaka sürükleyen sebep olabilir. Gerçek Müslüman o kimsedir ki, Suriye'de, Arakan'da, Filistin'de, Alem-i İslam'ın nice ülkesinde tavuk gibi boğazlanıp şehid edilen din kardeşlerini hatırlar ve iştahı kesilir. En iyi iftar sofraları ve ziyafetleri takvaya uygun olanlardır. İslama, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına aykırı iftar ziyafetleri şerli ziyafetlerdir. Bunlardan uzak duralım ve mütevazi sofralara yönelelim.
Bu çerçevede, az yemenin ve az uyumanın faziletleri ve çok yemenin ve uyumanın getirdiği zararlara değinmek gerekirse; 'Allah katında en sevimlileriniz; çok düşünen ve az yemek yiyenlerdir. En sevimsiz olanlar ise; çok yiyenler, çok gülenler ve çok uyuyanlardır.' buyuran Peygamberimiz öğüdünü dinlemeli karnımızın üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de Allah'ın zikri ile doldurmamız gerektiğini bilmeli ve vücudumuzun bu formüle göre adapte etmeliyiz. Peki az yemenin ve dolayısıyla az uyumanın faydalarına baktığımızda; kalp inceliğini ve fikri arttırır, bu da zikir ve duadan lezzet almayı sağlar, çok yemek nefsi azdırır, az yemek ise nefsi yatıştırır ve tezkin eder. Az yiyen sadaka, sabır ve kanaate güç bulur. Az yemek yiyen kişi az uyur, vücut dinç olur ve hem dünyevi hemde uhrevi çalışmalar daha verimli bir hal almış olur. Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır. Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur. Çok yemek heder, çok uyumak kederdir. Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz. Az yiyenin kalb gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez. Az yemek, meyveli bir ağaçtır, hasta kalblere ilaçtır. Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır. Az yiyenin kalbinde hikmet kapıları açılır, ağzından inci mercan saçılır. Çok yemek akıl için kıtlıktır, zeka için sakatlıktır. Oburluk insana düşman olur, çok yiyenler pişman olur. Az yemek, insan için nezafettir, zihni açan firsettir. Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak, kalbe sıkıntı verir, mide şişer, kalb ölür, acıkınca tekrar dirilir. Çok yiyen çok uyur, çok uyuyan çok konuşur, çok konuşan nimetten mahrum olur. Çok yemek mideyi bozar, midesi bozulanın dertleri azar. Az yemek nefse zindan, kalbe gülistandır. Çok yiyen unutkan olur, yüzü gülmez somurtkan olur.
Yiyip içme ilmini öğrenmek, ibadet ilminden önce gelir. Beden sağlam olursa, dünyada rahata kavuştuğumuz gibi, sağlam vücutla daha çok hizmet ve ibadet etme imkanı olacağı için, ahireti kazanmaya da sebep olur. İki cihan saadeti için midemizi düşünmek gerekir. Acıkmadan yememeli, doymadan kalkmalıyız. İlim ve amel, az yemekte, kalb temizliği ise az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.
Yazımızı Üveysel Karani Hazretlerinin yapmış olduğu dua ile sonlandıralım. 'Ya Rabbi çok yiyen karından, çok uyuyan gözden sana sığınırım.
Selam ve dua ile...
omergunduz80@hotmail.com vanhaber,ömer gündüz,köşe yazıları