Bakan Çavuşoğlu'ndan Ukrayna'da camiye sığınan Türkler hakkında açıklama
Antalya Diplomasi Forumu'nda basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna'da Türk vatandaşlarının sığındığı cami için, 'Caminin bombalandığı yönünde haberler çıktı ancak caminin imamı iddiaları yalanlandı' dedi.
Antalya Diplomasi Forumu kapsamında düzenlediği basın toplantısında Bakan Çavuşoğlu'na Ukrayna Mariupol'da caminin bombalanması, Türk vatandaşlarının mahsur kalması ve dünkü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la yaptığı telefon görüşmesi soruldu.
Savaş başlamadan önce, hatta Rusya'nın tanıma kararından önce 12 Şubat'ta Türk vatandaşlarını özellikle Ukrayna'nın doğusundan ayrılmaları konusunda bizzat arayarak ve telefonla mesaj atarak uyardıklarını hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, 'Dönen vatandaşlarımız 5 bin civarında. Ayrılan vatandaşlarımız oldu. Savaşın başladığı günden bu yana 14 bin 480 tam rakam vatandaşımızı tahliye ettik. Bunlardan 4 binden fazlası sınıra geldi kendi imkanlarıyla, sınırdan geçişlerini sağladık. Bizden habersiz sınırı geçenler de oldu. Bu bizim desteğimizle ve bizzat bizim tahliye ettiğimiz rakamları oluşturuyor.
Dün akşam da yine 489 vatandaşımızı çatışmaların olduğu bazı bölgelerden Herson, Harkov dahil buralardan da vatandaşlarımızı tahliye ettik. Yine bakanlığımızda Covid salgını başladıktan sonra koordinasyon ve destek merkezi kurduk. Konsolosluk Genel Müdürlüğü ve tüm bakanlıklardan da arkadaşlarımızdan da ekipleri oluşturduk. Pandemide 165'e yakın ülkeden 100 bin vatandaşımızı tahliye etmiştik' diye konuştu.
Cami açıklaması
Yaklaşık 14 bin 500 vatandaşın getirildiğini ama çatışma bölgelerinde kalanların olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, 'Bunlardan bir tanesi de Mariupol. Mariupol'de de özellikle de Lavrov ve Kuleba'yla da yaptığımız üçlü görüşmede de, burada insani bir koridorun açılmasını özellikle gündemde tuttuk. Çünkü burada sadece bizim vatandaşlarımız değil, farklı ülkelerin vatandaşları da var. Burada artık bir sokak çatışmasına döndüğü için savaş, sokakta çatışmalar devam ettiği için vatandaşları çıkarmak çok riskli oluyor. O yüzden bir insani ateşkesin ve koridorun açılması gerekiyor. Bu konuyu sürekli her iki tarafla da görüşüyoruz. Maalesef ne tarafa doğru açılacağına dair koridorların anlaşılabilmiş değiller. Burada başka bir problem daha var, şehrin altyapısı tamamen gitmiş. Yani cep telefonları çalışmıyor, bazı uydu telefonları var. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile bir görüşme gerçekleştirdik. Uydu telefonuyla bile görüşmek çok zor. Evet oradaki camide bizim vatandaşlarımız var. Biz onlarla aracı telefon hatları kesildikten sonra yine sahadaki kontaklarımızla, uluslararası kuruluşların telsiz, uydu telefonlarıyla da teması sağlıyoruz. Dün caminin bombalandığına dair bir haber çıktı, daha sonra caminin imamı bunu doğrulamadı. Yani çok uzak olmayan ama çok da yakın olmayan bir bombanın düştüğünü söyledi ya da füzenin fakat camide şu anda herhangi bir hasar yok. Rusya özellikle burada bize kaç vatandaşımızın olduğunu da sormuşlardı. O bilgileri de biz Ruslarla aynı zamanda paylaştık. Biz tabii ki bir taraftan Ukrayna'nın sınır ve toprak bütünlüğünü çok güçlü bir şekilde destekliyoruz ama diğer taraftan insani amaçlı her iki tarafla da çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz' dedi.
'Otobüslerimiz bekliyor'
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'la dün yaptığı görüşmede özellikle o günkü toplantı için teşekkür ettikten sonra Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba'yı da aradığını dile getiren Çavuşoğlu, 'Lavrov'a hem teşekkür ettim hem de o gün görüştüğümüz gibi bu Mariupol'da vatandaşlarımızın tahliyesi için destek istedim. Çünkü çatışmalar devam ediyor. Biz birkaç gündür oraya otobüslerimizi gönderiyoruz. Fakat şehir içinde çatışmalar devam ettiği için otobüsler giremiyor. Dün akşamüstü de bayağı çaba sarfetti arkadaşlarımız, biz de katıldık, mümkün olmadı. Bugün vatandaşlarımızı oradan tahliye etmek için gerekli çalışmalarımızı devam ettirdik. Son bilgiler de Yavuz beyde. Dünden beri zaten otobüslerimiz orada bekliyor. Tabii burada sıkıntı cep telefonu kullanılamadığı ve çatışmalar devam ettiği için biz orada beklesek bile oradan vatandaşlarımızı nasıl getireceğiz ama bugün bu konuda bir mesafe katetmeyi düşünüyoruz. Bu tahliyeyi de yaptıktan sonra tek tük farklı şehirlerde kalmayı düşünenler de vardır herhalde. Vatandaşlarımızın tahmin ediyorum yüzde 90'dan fazlasını tahliye etmiş olacağız. Bazen bu rakamlar değişiyor, bazen dönmek istemeyenler sonra dönmek istediğini söylüyor. Ama bizim görevimiz de sağ salim vatandaşlarımızı ülkemize getirmek. Vatandaşlarımızın tahmin ediyorum ki yüzde 99'dan fazlasını tahliye etmiş olacağız' açıklamasını yaptı.
'Dünyadaki devletlerin üçte biri Antalya'daydı'
Rusya-Ukrayna krizinde En başından beri ilkeli ve diplomasiyi önceleyen bir tutum sergilediklerini kaydeden Çavuşoğlu, 'Bu yöndeki samimi gayretlerimizi sürdüreceğiz. Geçtiğimiz cuma günü Antalya Diplomasi Forumumuzun açılışını yaptık. Son üç günde birçok güncel konuda serbest bir ortamda samimi görüş alışverişinde bulunduk, farklı bakış açılarını dinledik. Yeni fikirler üzerinde çalıştık. Antalya Diplomasi Forumu artık uluslararası düzeyde tanınan ve bilinen bir etkinlik haline geldi. Bu yılki forumu geniş bir katılımla gerçekleştirdik, 3 binden fazla kişiyi Antalya'da ağırladık. 17 devlet ve hükümet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası teşkilat temsilcisi forumumuza iştirak etti. 75 ülkeden katılımcıyı bir araya getirdik. Dünyadaki devletlerin üçte birinden fazlası, yaklaşık yüzde 40'ı burada en üst düzeylerde temsil edildi. Antalya Diplomasi Forumu'na artan bu ilgi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüttüğümüz girişimci ve insani dış politikamızın bir yansımasıdır. Forum vesilesiyle Cumhurbaşkanımız 11, ben ise 67 ikili görüşme gerçekleştirdik. Konuklarımız da birbirleriyle çok sayıda temasta bulundu. Böylece dört gün boyunca diplomasinin nabzı Antalya'da atmış oldu' diye konuştu.
'Diplomasiye odaklandık'
Bu yıl forumu içerik bakımından zenginleştirdiklerini belirten Çavuşoğlu, 'Cumhurbaşkanımızın açılış konuşmalarında işaret ettiği 'dünyadaki adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için diplomasiyi nasıl daha iyi kullanabiliriz' sorusuna odaklandık. Diplomasinin içinden geçtiği dönüşümü çok boyutlu bir şekilde ele almayı hedefledik. Bu anlayışla forumumuzun temasını 'Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak' olarak belirledik. Üç gün boyunca 3 liderler oturumu, 27 panel, 4 söyleşi, 3 yuvarlak masa toplantısı, 3 yan etkinlik düzenledik. Panellerde söz alamayan gençlere söz verdik, konuşmacı oldular düşüncelerini paylaştılar. O noktada 64 gencimiz konuştu. Her coğrafyadan değerli katılımcıların vizyonlarından da istifade ettik. Siyasetçilerden uluslararası teşkilat temsilcilerine, düşünce insanlarından iş dünyasına kadar herkesi dinledik. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya Diplomasi Forumu'nda gençlerimizin sesine kulak verdik. Ülkemizin her köşesindeki 97 üniversiteden 400 öğrencimiz Antalya Diplomasi Forumu'na katıldı. Yarısından çoğu kız öğrencilerimizdi. 'ADF Gençlik' temasıyla iki ayrı etkinlik düzenledik. Gençlerimiz forum çatısı altında üst düzey yetkililer ve düşünce insanlarıyla serbest bir ortamda iletişime geçebildi. Günümüzün liderleriyle geleceğin liderleri aynı çatı altında buluştu. Bu yılki Diplomasi Tüneli'nde 'diplomasinin tarihi kökeni', 'modern diplomasi' ve 'diplomasiyi yeniden kurgulamak' başlıkları altında yaklaşık 400 görsele yer verdik. İki dijital sergi düzenledik' dedi.
'600 basın mensubu izledi'
Diplomasinin artık geniş kesimlere hitap etmek ve çok farklı paydaşların katkılarını gözetmek zorunda olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu sene forumu 27 ülkeden yaklaşık 600 basın mensubunun izlediğini söyledi. Çavuşoğlu, forumun organizasyonunda 2 bin 500'den fazla kişinin görev aldığını kaydetti. ADF ile ilgili açıklamalarının ardından Çavuşoğlu, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
'Azerbaycan ile Ermenistan arasında atılacak her adımı destekliyoruz'
Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarını geri almasından sonra hem Azerbaycan hem Türkiye olarak barışa, bölgenin istikrarına vurgu yaptıklarını söyledi. Bu amaçla Azerbaycan'ın Ermenistan'a kapsamlı bir barış anlaşması teklif ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, 'Ermenistan'ın buna cevap vermesi bekleniyor. Barış anlaşmasından bahsediyoruz. Bir arabuluculuktan bahsetmiyoruz. Herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Aliyev'in 3+3 formatında güney Kafkasya ülkeleri, Türkiye, İran Rusya formatında toplantı teklifinde bulununca ilk desteği Erdoğan verdi. İlk toplantı Rusya'da yapıldı. Yarın ilişkiler normalleşirse, barış anlaşması da olursa neden Ermenistan'ı da buna dahil etmeyelim. Barış ve istikrardan bahsediyoruz. Ermenistan'ın da aynı anlayış içinde olması gerekiyor. Bana göre bir barış anlaşmasının müzakeresinde üçüncü bir tarafa ihtiyaç olmamalı. Biz Ermenistan'la Azerbaycan arasındaki atılacak her adımı destekliyoruz. Ermenistan'la olan, şu anda yürüttüğümüz sürece de Azerbaycan destek veriyor. Azerbaycan'la her konuda istişare ederiz. Kimse bunu yadırgamasın. İki devletiz ama bir milletiz. Bundan sonraki süreçte de böyle olacak' dedi.
'Müzakerelere başlamak önemli adım oldu'
Dün Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan'la forumda bir görüşme gerçekleştirdiğini anlatan Çavuşoğlu, 'Görüşme çok verimli geçti. Tabii iki ikili ilişkilerde özel temsilcilerimizin de gündeme getirdiği
konuları değerlendirdik. İlişkilerimizin tam normalleşmesi için olması gerekenleri konuştuk. Fakat özellikle Azerbaycan'ın teklif ettiği barış anlaşmasına Ermenistan'ın da olumlu yanıt vermesini beklediğimizi bunun herkes için yararlı olacağını söyledik. Mirzoyan da Azerbaycan'la barış anlaşması müzakerelerini başlatmak istediklerini söylediler. Biran önce başlamasında fayda var, müzakerelere başlamak bile önemli bir adım oldu' açıklamalarını yaptı.
Taliban'ın tanınması
Forumda Taliban yönetiminin uluslararası tanınma çağrısı ve Kabil Havalimanı sürecinin durumunun sorulması üzerine Çavuşoğlu, 'Antalya Diplomasi Forumu'nun kapsayıcı olmasını istiyoruz. Herkesi davet ettik. Burası özgür bir ortam, herkesin sesi buradan duyulsun istiyoruz. Afganistan paneli de vardı. Afganistan'ın geçici yönetimini davet etmemiz de doğaldır. Herkes Afganistan için bir şeyler söylüyor, Afganistan'ın da orada olmasında fayda var. Afganistan'ı da dinlemek lazım. Uluslararası tanınmak için hangi adımları atmaları gerektiğini dostane bir şekilde kendilerine söyledik. Tanınma olmadan Afganistan'daki birçok sorun çözülmez. Herkes insani yardım yapıyor ama ülkenin güvenliği, istikrarı, ekonomisi için atılması gereken başka adımlar var. Tanınma için Afganistan yönetiminin de kapsayıcılık dahil bazı olumlu adımları atması lazım. Mesaj değil, adım görmemiz lazım. Biz de, dünya da bunu bekliyor. Tanıma konusunda çok da aceleci davranmıyoruz' cevabını verdi.
Kabil Havalimanı'nın işletimi
'Kabil havalimanı ile ilgili Katar'la mutabakatımız var' diyen Çavuşoğlu, 'Taliban yönetimi ile anlaşılırsa nasıl işleteceğimiz görev dağılımı dahil Katar'la Türkiye arasında firmalar arasında hiçbir sorun yok. Ortak bir şirkette kuruldu. Taliban'la müzakereler yürütülüyor. Taliban'ın İstanbul - Doha - Afganistan'da Kabil'de güçlü şekilde yaptığımız görüşmelerde ilettiğimiz teklifler var. Bu projeyi kar getirici bir proje olarak görmüyoruz. Biraz da kalkınma desteği olarak görüyoruz Katar'la birlikte. Sahadaki şartların ve taleplerin de karşılanması gerekiyor. Şu anda tam anlamıyla bunu gördüğümüzü söyleyemeyiz. Arada bazı farklılıklar var. Tam mutabakat sağlanmadı. Ama bazı detaylarda görüş ayrılığı var. Onların isteği üzerine üç havalimanı da yönetmeye başlayacağımızı mutabakatımıza koyduk' dedi.
'Yaptırımlar sorunu çözmez'
Bakan Çavuşoğlu, Rusya'ya uygulanan yaptırımlarla ilgili soruya şu cevabı verdi:
'Türkiye'nin tutumu başından beri ilkeli, net, açık. Bazı açıklamalarımız ve attığımız adımlar Rusya'yı rahatsız edebiliyor. Bazı atmadığımız adımlarla ilgili Batı beklenti içinde oluyor, ama bunu açıklıyoruz. Bizde bunları iyi şekilde anlatıyoruz. Hava sahasının kapatılması. Montrö Anlaşması'nın ilgili maddelerinin yerine gelmesi halinde ilgili maddeleri uygulayacağımızı söyledik. Montrö'ye göre hava sahasını kapatamayız. Burada hukuki bir yükümlülük var. Diğer taraftan yaptırımların sorunu çözmeyeceğine inanıyoruz. Türkiye'nin bu konudaki tutumunda bir değişiklik yok.'
'Anlaştıklarını söyleyebiliriz'
ABD ile İran'ın nükleer silah konusunda anlaştıkları yönündeki durum sorulan Çavuşoğlu, 'Savaştan dolayı maalesef herkesi ilgilendiren önemli konularda bile tıkanıklıklar yaşanabiliyor. Yaptırıma karşı bazı gelişmeleri diğer taraf engelleyebiliyor. Nükleer anlaşmada da bunu görüyoruz. Bir ay önce nükleer anlaşma konusunda yüzde 95 anlaşmışlardı, forum başlarken yüzde 99.9'a çıkmıştı. Tamamen anlaştıklarını söyleyebiliriz. Rusya'nın burada olumsuz bir tavır takındığını da söylüyorlar. Umarım böyle bir tavır olmaz. Burada yapılacak bir anlaşmanın olumlu etkisi iki taraf içinde değil herkes tarafından hissedilecek. İnşallah en kısa zamanda tam mutabakat sağlanır' ifadelerini kullandı.
'Biran önce ateşkesin sağlanması lazım'
Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
'O gün hem Lavrov hem de Kuleba'nın basın toplantısında ayrı ayrı söyledikleri gibi liderlerin bir araya gelmesinde başından beri çaba gösteriyoruz. Putin, prensip olarak bu görüşmeye karşı olmadığını Cumhurbaşkanımıza söylemişti. Ukrayna tarafı hazır. Teknik konularda ciddi bir müzakere devam ediyor Belarus'ta. Başka kanallardan girişimler var, bizim de desteklediğimiz. Tarafsız bir ülke olarak, her iki tarafın güvendiği bir ülkeyiz. Sürecin içinde olmamızı onlar da istiyor. Görüşlerin, tutumların yakın olduğunu, anlaşmaya yakın olduğunu görüyoruz. Ama bir an önce ateşkesin sağlanması lazım. Bazı konular silahların sustuğu bir ortamda müzakere edilmesi lazım. Sürecin başlamasına da katkı sağladık. Bunun da ateşkesle sonuçlanmasını arzu ediyoruz. Bazı konularda gelişme olduğu için Putin, 'Olumlu gelişme var' demiştir.'