Batı'nın doyumsuzluğu Dünyanın başına bela...

Beklentilerin kaynağındaki umutlardır kişiyi yaşama bağlayan... Var olanların zamanla eskimesi, yetersiz olması/bitmesi durumudur, kişiyi/toplumları arayışa yönelten, aramaya/bulmaya koşturan...

Beklentilerin kaynağındaki umutlardır kişiyi yaşama bağlayan... Var olanların zamanla eskimesi, yetersiz olması/bitmesi durumudur, kişiyi/toplumları arayışa yönelten, aramaya/bulmaya koşturan...

Değişen yaşam koşullarının kişinin/toplumların önüne getirdiği ihtiyaçların farklı farklı oluşudur dünyayı renklendiren...

Barış içinde İNSANCA yaşanılır yapan...

Kişiden kişiye oluşan düşünce ve davranış farklılığının kaynağında/özünde bu yaşanılırlık vardır belki de...

Öyle olmasaydı ne olurdu?

Yaşanılır bir dünyayı, daha çok arardık belki de...

Her neyse...

Kişinin kendi özündeki bağımsız düşünce dünyasının önündeki engelleri aşması, sanıldığı gibi kolay değil. Herşeyden önce farklı algıların yaşandığı bir dünyada; önceliğin maddiyata bağlılıktan kurtulmak olduğu bilincini kazanmış kişilerin çoğunluğu oluşturması gerekiyor.

Dünyamız böyle olamamanın sıkıntısını/ıstırabını yaşıyor nicedir. Yaşayacak da bu gidişle... Bu anlayışla.

***

Farkındasınız; biliyorum, teknolojik çağdaşlaşmanın zirvesine ulaşma savaşı veren Batılı toplumlar; kendilerine daha çok yaşanılır ortamlar yaratmak uğruna bu yarışta geri kalmışların başına musallat olup, onları yakıp-yıkıp, yok edip kendilerine yaşam alanları yaratıyorlar günümüzde.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme