Bayramları yasaklayamazsınız
Bazen abuk sabuk kararları şakaymış gibi algılıyoruz. Oysa şaka değil. Zaten şakanın bile mutlak gerçek bir yanı vardır.
Doğrudur ülkemiz olağanüstü zor bir geçidin içinde yol almaya çalışıyor.
Şehitlerin her gün yürek kavuran haberleriyle sarsılıyoruz.
Can güvenliğimiz Allah'a emanet.
İşsizlik sorunumuz Suriyeli sığınmacılarla birlikte ikiye katlandı.
Dış politikadaki zikzaklarımız turizmimizi yüreğinden vurdu.
Tüm dünya ülkeleri gibi bizim ülkemizde terörün korkusunun kanatları altına girdi.
Ankara'da, İstanbul'da patlayan canlı bombalar, Doğu ve Güneydoğu'daki askeri operasyonların sonuçları iç sıkıntımızı çoğaltıyor.
Ancak bütün bunlar hayatımızı sürdürmenin önüne bir engel olarak konulamaz. Konulduğu an teslimiyet başlar. Teslimiyette ölümleri kurtuluş yolu olarak görenlerin ekmeğine yağ sürer.
23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Çocuk Bayramıyla ilgili olumsuz haberler toplumumuzda infial yarattı.
Bu çok değerli ve anlamlı bayramın resepsiyonlarının (kabul törenlerinin) bu yıl iptal edileceği söyleniyor.
Ne demektir bu?
Biz terör eylemleri karşısında siniyoruz, korkup köşemize çekiliyoruz demektir.
Ne demektir bu?
Şehitlerimizin acısıyla milli bir bayramı öteleyerek yas tutuyoruz demektir.
Ne demektir bu?
Pes ediyoruz, yıldık demektir.
Peki, çözüm nedir?
Çözüm daha akıllı ve organize bir iç ve dış politikayı yapılamak, yaşanılan yanlış ve beceriksizlikler karşısında özeleştiri yaparak derlenip toparlanmaktır.
Bütün bunların yapılması gerekirken:
'Yastayız ve biz istikrarsız, hastayız.' İzlenimi verdiğimiz an her şey biter.
Bu anlattıklarım madalyonun bir yüzü.
Diğer yüzünde de ulusal bayramlara karşı son ön dört yılın yönetim erkinin tavrı ve yaklaşımıdır. Liderlerinin toplumsal hayatımız için hayati önemde olduğu bu bayramların törenlerine bakış açılarıdır.
Milli bayramlar öncesi hastalanan ya da başka ülkelerdeki toplantıları bahane ederek yurt dışına giden liderlerin bu soğuk tutumunun hiçbir haklı gerekçesi yoktur.
Buna şark kurnazlığı diyen halkımız, milli bayramlarına sırtını dönme huyundan vazgeçmeyen liderlere şüpheyle bakmaya devam ediyor.
İçteki en önemli sorunumuz olan değerlerimizden vazgeçme ya da vazgeçirme çabalarında ısrar edildiği sürece de güvensizlik artar, saygı azalır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ülkemizin dünü için mukaddes, bugünü için vazgeçilmez ve yarını içinde yol gösteren bir rehber niteliğindedir.
O halde olası tehditlere karşı olağanüstü tedbirler alınmalı, 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Çocuk Bayramı resepsiyonları ve törenlerini geçmiştekilerden daha görkemli bir biçimde sahip çıkılmalı, kutlanmalar için zerre kadar kısıtlama getirilmemelidir.
Ya da korkunun altında kalarak ve çocuklarımızın yüzüne bakmaktan utanarak:
'Biz yastayız, istikrarsızlıktan hastayız.' Diyerek başımızı önümüze eğmeliyiz.