Belediye.... beldeyi ye!..
Şimdi değil, öteden beri yerel yönetimlerin lokomotifi belediyeler ülke ekonomisinin kamburu oldu. Olmaya da devam ediyor. Böyle devam edeceğinin de işaretleri var.
Şimdi değil, öteden beri yerel yönetimlerin lokomotifi belediyeler ülke ekonomisinin kamburu oldu. Olmaya da devam ediyor. Böyle devam edeceğinin de işaretleri var.
Geçmişte yaşanmış olaylar üzerinden değerlendirsek; belediyeler deneyimsiz kişilerin işbaşına getirilmesiyle hep sorunlar batağına düştü ve oradan bir türlü çıkamadı.
Günümüzde de; kimi Büyükşehir belediyelerinin mali sorunlarla boğuştuğu, rahat yönetilmediği, sorunlarla başbaşa olduğunu gazetelerden öğreniyoruz.
Kimi belediyelerin, geçmişte çalışanlarının sosyal güvenlik primlerini ilgili kuruma yatırmadığı suçu yaşandı. Pek çok çalışan bu nedenle zamanında emekli olamadı.
Kent imarında sorunlar, yolsuzluklar yaşandı. Hala yaşanıyor.
Tüm bu suç/kabahat konularının bilgisizlikten kaynaklandığını söyleyebiliriz. Biliriz ki; "bilgisiz cesaret sahibi olur."
O nedenle belediyelerin yönetim kadrolarının -demokrasinin gereği olarak- seçimle işbaşına gelmiş olmalarının yasallığına karşın; deneyim ve bilgi eksikliğinin günümüzdeki sorunları yarattığını söyleyebiliriz.
Belediyeleri siyasetçinin eline "atlama taşı" olarak teslim edişimizin cezasını bu ülke insanı yıllardır çekti/çekiyor.
***
Kentlerde vali-belediye başkanı... İlçelerde kaymakam-belediye başkanı "ikibaşlılığı" yaşanan bu ülkeyiz.
Hizmet verim ve koordinasyonunda da doğal olarak ikibaşlılık...
Zaman kaybı, denetimsizlik ve israf...
Bunun yanında iktidar parti başkanının havalara girip hem mülki yönetim, hem yerel yönetimler üzerinde bir denetim uygulamak istemesi...
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ