Berkin Elvan davası ertelendi Van ayrıntısı!
Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşma öncesi açıklamada adalet talebi öne çıktı. Dava 6 Temmuz'a ertelendi. Sanık polis Fatih Dalgalı duruşmaya Van 2. Sulh Ceza Hakimliği'nden SEGBİS'le katıldı.
Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin davanın ilk duruşması sonuçlandı.
Berkin Elvan'ı öldüren sanık polis Fatih Dalgalı'nın "olası kastla öldürme" suçundan yargılanacağı davanın ilk duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanık polis Fatih Dalgalı duruşmaya Van 2. Sulh Ceza Hakimliği'nden SEGBİS'le katıldı. Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, babası Sami Elvan ve kardeşleri Gamze Elvan, Özge Elvan ile ailenin avukatları duruşmada hazır bulundu. Çeşitli hukuk örgütlerinden avukatlar ile barolar da dosyaya katılma talebiyle salondaki yerlerini aldı. Duruşmayı CHP Milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi, Hilmi Yarayıcı, Ali Şeker, HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Celal Doğan, Hüda Kaya, Garo Paylan, EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel, Taksim Dayanışması, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, Avrupa Parlamentosu Meclisi Sol Grup Başkan Yardımcısı Andrej Hunko ile Gezi direnişi sırasında hayatlarını kaybeden Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Mehmet Ayvalıtaş, Dilek Doğan, Ethem Sarısülük'ün aileleri de izledi.
BAROLARIN MÜDAHİL OLMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme heyeti, taraflara yeterince söz hakkı verilmesi amacıyla duruşmanın sesli ve görüntülü olarak SEGBİS'le yapılmasına karar verdi. Gülsüm Elvan, Sami Elvan, Gamze Elvan ve Özge Elvan davaya katıldıklarını ve şikayetçi olduklarını söyledi. Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, Aydın Barosu, Antalya Barosu, Manisa Barosu, Balıkesir Barosu ve İzmir Barosu, Diyarbakır Barosu, Van Barosu avukatları da duruşmaya müdahil olmayı talep etti. Sanık polis Fatih Dalgalı'nın avukatları ise baroların katılma taleplerinin reddedilmesini istedi. Savcı da, müdahil olma talebinde bulunan baroların suçtan zarar görmediklerini belirterek kararı mahkemenin takdirine bıraktığını ifade etti. Mahkeme, Elvan ailesinin suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşıldığından katılma taleplerinin kabulüne karar verirken, baroların katılma taleplerini ise atılı suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti.
'KİMSENİN ÖLÜMÜNE SEBEP OLACAK ŞEKİLDE GAZ ATMADIM'
Halen Van İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli sanık polis Fatih Dalgalı SEGBİS ile verdiği savunmasında, Gezi olaylarında çalıştığı 3 günde hiç kimsenin ölümüne sebep olacak bir şekilde gaz atmadığını böyle bir olaya da şahit olmadığını iddia etti. Sanık polis Fatih Dalgalı'nın ifadesi şu şekilde: "15 Haziran 2013'te Çevik Kuvvet Gezi Parkına müdahale etti akşam saatlerinde bir ayaklanma meydana geldi. Olay günü yoğun çalışıyordum, 25 saat görev yapmıştık. Bizi de Okmeydanı'na gönderdiler. Yol kapalıydı oradaki grup çelik bilyelerle bize saldırdılar biz de E5'i açmak için müdahale ettik. Yolu açtık. Arada gidip otobüslerde dinleniyorduk. Gezi olaylarında çalıştığım 3 günde hiç kimsenin ölümüne sebep olacak bir şekilde gaz atmadım böyle bir şeye şahit de olmadım."
Mahkeme heyeti başkanı sanık polise, ZET tüfeği kullanıp kullanmadığını sordu. Sanık ise, her grupta gaz kullanma yetkisi olan 4 kişi bulunduğunu, bunların içinde bir kişinin kağıt üzerinde sorumlu göründüğünü, olduğu grupta da kağıt üzerinde kendisinin göründüğünü fakat bunun sürekli kendisinin kullandığı anlamına gelmediğini söyledi. Heyet başkanı sanığa bu kez de olay anına ait görüntülerde yüz tanıma sistemini kullanan bilirkişinin ateş eden kişinin sanık olduğu yönünde raporu olduğunu söyledi. Sanık ise "Ben kendimi teşhis edemedim. Çevik kuvvetin boy ortalaması hemen hemen 1,80 civarında çok sağlıklı raporlar değil" dedi.
'BIYIĞI SAHTE'
Van'dan duruşmayı izleyen Elvan ailesi avukatı Murat Timur da sanığa, "bıyığınız takma mı, saçınızda boya ya da protez var mı gözlük size mi ait" diye sorular yöneltti. Sanık ise bıyık ve saçında bir şey olmadığını, gözlüğü de aksesuar amaçlı kullandığını söyledi. Avukat Murat Timur sanığın cevapları yanıtlarken çok tedirgin olduğunu ve 1 metre uzağındaki sanığın bıyığının sahte olduğunu ifade etti.
DİĞER ZET'ÇİLERİ HATIRLAMIYORMUŞ
Ardından Elvan ailesi avukatlarından Oya Aslan soru sordu. Sorgu sırasında sanık polis Dalgalı, 2012 yılının ortalarına kadar özel timde görevli olduğunu ve ardından Çevik Kuvvette görev aldığını, Kasım 2013'te de çevik kuvvetle ilişkisinin kesildiğini söyledi.
Avukat Can Atalay'ın “Birimde birlikte görev aldığınız ZET'çilerden birinin adını söyler misiniz? Ya da bir özelliğini söyler misiniz?” şeklinde ki sorusuna “Hayır, hatırlamıyorum” diyerek yanıt verdi.
'ÇOCUĞUMU EMRİ VEREN ÖLDÜRDÜ'
Duruşma, Anne Gülsüm Elvan'ın beyanları ile devam etti. Anne Elvan, “Cumartesi günü öğlen eve geldik Salı günü oğlumun mezuniyet töreni olduğu için alışverişe gittik. Pazarda oğlum bana arkadaşlarının yanına gideceğini söyledi. 5 lira para verdim. Kız kaçıran almaya gitmişti. Pazara gittik alış-veriş yaptık döndüm. Dönünce oğlumu gördüm ve eve gel yemek ye dedim. “Ben dürüm yedim” dedi. “Tamam, oğlum” dedim. Eve geldim kızımla. Evde bir daha aradım tok olduğunu söyledi. Sofrayı topladığım sırada yürüyüş başladı. Saat 7 gibiydi. Bizde gittik, kızlarımda vardı yanımda. Polis yoktu o sırada. Yürüyüşün içerisinde Berkin'i bulamadım. Ondan kaynaklı bende Endüstri Meslek Lisesi'ne kadar gittim. Ağabeyim geldi. Sonrasında Berkin'i gördüm. Meğerse o süreye kadar Berkin mahalledeymiş. Eve dönecektim. Berkin ile oradan eve geri geliyorduk. Birkaç çocuk Okmeydanı Meydanı'nda duruyordu. Herhangi bir olay da yoktu. Berkin de onların yanına gitti. Halk sokaktaydı ama molotof atan falan yoktu. Ama çok gaz atılıyordu. Halk evine geri geliyordu yavaş yavaş. Biz de eve geldik. Eşim hiç çıkmadı evden. Sonra bizim evin orada çok ses geldi. Cemevinin orada halk toplanmıştı. Çok yoğun gaz vardı. Oğlum acıktığını söyledi. Ben de tamam dedim. Ekmeğe ben gidecektim ama oğlum “ben gideceğim” dedi. Herhangi bir olay yoktu ama o sırada. Ben çay demledim. Kapılar falan kapalıydı. O sıra hafif hafif sesler geliyordu. Berkin gecikmişti ama. Berkin'e bakmaya gidecektim ki zil çaldı. Balkona çıktım. Berkin'in kafasının kırıldığını söylediler. Hiçbir şey yok. Aklıma gelmedi. Bir yürüyüş olsaydı ben çocuğumu gönderir miydim? Ben normal düştüğünü düşünüyordum. Sonra bir komşumuz bana sarıldı ve ağladı. En önemlisi, vurdunuz, benim oğlumun kurtulma şansı yüzde 50 iken onu elinde aldılar. 5 dakikalık hastanelik yolu 25 dakika oldu. Ölüme kast değil mi bu? Daha çocuk, çocuk! “Elinde molotof var” diyorlar varsa benden alıp devletin korumasına koyacaktınız. Şerefli Türk polisiysen bunu yapacaktın katil! Siz bakamıyorsunuz diye koruma altına alacaktınız. Çocuk katilleri bunlar. Kanlı cellatlar çocuğumun kanını o ekmeğe sürdüler. Bunların hepsi çocuk katilleri. Siz bu yargıları yapmadığınız sürece bu ülkede daha çok çocuk öldürülecek. Hepinizin çocuğu var. Ben daha diplomasını alamadım, aldığım kıyafeti giydirmedim bombacı yaptılar çocuğumu. Çocuklarımın can güvenliği yok tehdit ediliyoruz. 2 kızım kaldı saçlarının teline zarar gelse bu devlet suçlu. Yargıçlar ülkeye adalet getirmedikçe daha çok çocuk öldürülür, evlerin içine girip öldürürler, 3 aylık Miray bebeği de öldürürler. Eşim hamile diyor katil dilerim o çocuğu kucağına alamaz" diye konuştu. Anne Gülsüm Elvan beyanının ardından fenalaştı. Bunun üzerine mahkemeye 15 dakika ara verildi.
'ADALET VAR MI'
Aranın ardından Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan beyanda bulunarak o gün yaşadıklarını anlattı: “Zil sesi ile uyandım. ‘Berkin'in kafası kırılmış' dedi kızım. Sağlık ocağının önüne indim. Kızlarımı eve gönderdim. Eşimle ben, Berkin'i hastaneye götüren araçla hastaneye geldik. Hastaneye vardığımızda ameliyathanenin önüne bizi götürdüler. Ameliyattan çıktı. Yoğun bakıma aldılar. O günden beri hayatım değişti. Benim çocuğumu kim öldürdüyse, görüntülerde her şey biraz belli. TOMA'nın önünde bu kişiler dinleniyor. Çocuğumu vuran kişi belli. Emniyet bilinçli şekilde isim vermiyor. Çünkü dönemin başbakanı ‘Emri ben verdim' dedi, 14 yaşında çocuğu terörist diye tanıttı. Ailem ölüm tehditleri alıyor. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız.
Adalet var mı? 4 yıldır bunu arıyorum. En küçüğünden en büyük rütbesine kadar, herkesin yargılanmasını istiyorum. Benim çocuğum kimseye bir şey yapmadı."
'POLİSLERCE TEHDİT EDİLİYORUZ'
Berkin'in kardeşi Gamze Elvan ise, "Berkin'in vurulduğu gün arkadaşımı gördüm yolda, Berkin'in ne durumda olduğunu anlattı. Babam öğrenmesin şeker hastası dediğini, kustuğunu söyledi. Annemle babam tehditler aldığımızı söylediler. Alıyoruz, polislerce tehditler alıyoruz. İki kere önümü kestiler. Bir tanesi Berkin'in dövmesi kolumda diye oldu. “Yerinden kıpırdarsan vururuz” dediler. Biri diğer önümü kesip “kardeşini vuran iyi yapmış, mahalleden teröristleri temizleyeceğiz” diye tehdit ediyorlar. Asıl sorumluların, tüm faillerin yargılanmasını istiyorum" dedi.
TANIK: POLİSLER KÜFÜR EDİNCE FOTOĞRAFINI ÇEKTİK
Daha sonra tanık beyanlarına geçildi. Okmeydanı'nda özel bir klinikte diş hekimi asistanı olarak çalışan Perihan Kok, olay günü gaz atan bazı polislerin fotoğrafını çektiğini söyledi. Kok, olaylar sırasında yoğun gaz atıldığı için klinik önündeki polisleri 'hasta var' diye uyardık. Ancak polisler bize küfür edince ben de sinirlenerek fotoğraflarını çektim. Ertesi gün iş yerine gelince bir tane çocuğun polis tarafından vurulduğunu söylediler. Ben de bize küfür eden polislerden biri olabilir diye fotoğrafı savcılığa verdim" dedi.
TANIK: FOTOĞRAFINI ÇEKTİĞİMİZ POLİSLER BERKİN'İN VURULDUĞU YERE DOĞRU KOŞTULAR
Tanık olarak dinlenen Diş Hekimi Meltem Başbuğ da, yoğun gaz atmaları nedeniyle içeride astım hastası olduğu için polisleri uyardıklarını ancak kendilerine cinsiyetçi küfürler savurdukları için polislerin fotoğrafını asistanıyla birlikte çektiğini anlattı. Fotoğrafı 07.05'te çektiklerini söyleyen Başbuğ, polislerin ise 5-10 dakika sonra Berkin'in vurulduğu yere doğru koştuklarını söyledi.
Tanıkların dinlenmesi için mahkeme ara verdi.
DAVA 6 TEMMUZ'A ERTELENDİ
Mahkeme heyeti ara kararında, sanığın tutuklanmasına ilişkin talebi dosyadaki delil durumu, sanığın duruşmaları takip etmiş olması, yaptığı görev itibariyle kaçma şüphesinin bulunmaması dikkate alınarak yerinde görülmediğinden reddine karar verdi. Heyet, sanığın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek bıyığı ve saçıyla ilgili rapor aldırılması yönündeki talepleri de dosyada fotoğrafların bulunması, görüntü kayıtları, sanığın görüntü kayıtlarının yeniden aldırılmasına ilişkin hususlar dikkate alınarak reddine hükmetti. TÜBİTAK'a görüntü iyileştirilmesine dair müzekkerenin beklenmesine de karar veren heyet, duruşma sırasında taraflarca iddia ve savunma dokunulmazlığını aşan söz ve eylemlerin olup olmadığının takdir ve ifası için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmesini kararlaştırdı. Duruşma, 6 Temmuz tarihine bırakıldı.
Duruşma sonrasında açıklama yapan Sami Elvan "Davayı sonuna kadar takip edeceğiz bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederiz" dedi.
Duruşmaya ilişkin bilgi veren Oya Aslan da, "Dosyadaki delillerde sanığın Fatih Dalgalı olduğu ortaya çıkmasına rağmen mahkeme tutuklama talebini reddetti. Bir sonraki duruşmayı da daha küçük bir salonda yapmaya karar verdi heyet. Biz yargı üzerinde baskı olduğunu düşünüyoruz. Devletin baştan beri olan baskısını yargılamada da görüyoruz Ceza vermiyor olabilirler ama gerçek yerinde duracak" diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Berkin Elvan, Gezi direnişinin sürdüğü 16 Haziran 2013 tarihinde Okmeydanı'da ekmek almaya giderken polis tarafından atılan gaz bombası fişeğinin başına isabet etmesi sonucu aylarca komada kalmış, 11 Mart 2014'te 14 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmanın sonuçlanması ve iddianamenin tamamlanması 3 yıl sürmüştü. 7 Aralık 2016'da hazırlanan iddianamenin tek sanığı ise “olası kastla öldürme” suçundan yargılanan tutuksuz polis memuru Fatih Dalgalı.
Kaynak: Evrensel