BİBLİYOTERAPİYLE İYİLEŞMEK MÜMKÜN MÜ?
Psikolog Sümeyra Güden yazdı...
Bir Terapi Çeşidi Olarak Bibliyoterapi
Bazen şöyle cümleler duyarız 'Bu kitabı okudum ve hayatım değişti.' Peki bu gerçekten doğru mu? Bir insanın hayatı okuduğu bir kitapla değişir mi? Amerika'da yapılan ve bilimsel dergilerde yayınlanmış 5 kontrollü çalışmada Dr. David Burns'ün 'İyi Hissetmek' adlı kitabını okumuş depresyona sahip kişilerin sadece dört hafta içerisinde %70 iyileşme sağladığı görülmüş. Hem de bu dönemde başka bir ek tedavi almamalarına rağmen.
Hangi Durumlarda Tercih Edilmeli?
5 senelik klinik tecrübemden sonra söyleyebilirim ki herkesin her zaman ulaşabileceği bir terapisti olmayabiliyor. Bazen çevre baskısı bazen maddi imkanlar bizim ihtiyacımız olan profesyonel yardımı almamızı engelliyor. Burada vurgulanması gereken bu tür kitapların bir ruh sağlığı profesyoneli eşliğinde daha hafif vakalar üzerinde tercih edilmesi gerektiğidir. Özellikle kişinin intihar düşünceleri vs. varsa mutlaka profesyonel destek alması gerekmektedir. Bibliyoterapiyi, benim de bazen mesafeler (yurt dışında yaşama, köyde yaşama gibi) bazen de maddi imkanların el vermediği durumlarda tercih ettiğim ve sonrasında danışanla yaptığım görüşmede ilerleme olduğunu gözlemlediğim birçok vakam olmuştur.
Yukarıda sadece bir kitap üzerinde yapılmış çalışmalardan bahsettim. Bunun gibi binlerce kitap ve yüzlerce çalışma var. Ama alanda kabul görmüş kitaplara baktığımız zaman özellikle Türkiye'de kendisi de bir bilişsel davranışçı psikoterapist ve psikiyatrist olan Prof. Dr. Hakan Türkçapar'ın 'Fark Et Düşün Hisset Yaşa' kitabı daha ön plana çıkmaktadır.
Bu Kitaplar Terapötik Etkiyi Nasıl Sağlar
Bu kitaplar Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) baz alınarak hazırlandığı için öncelikli hedefleri kişilerin bilişsel düzeyde kendileriyle alakalı farkındalığını arttırmaktır. 2018 yılında Prof. Dr. Murat Atmaca'dan BDT eğitimi alırken, eğitim sırasında ondan duyduğum şu cümle aslında BDT'nin özetiydi: 'Olaylar değil bizim olaylara bakışımız bizi incitir.' Eğer ki biz olaylara bakışımızı değiştirirsek daha az inciniriz. Bakış açımızı değiştirmek, olaylara farklı yaklaşmak, otomatik düşüncelerimiz keşfetmek, alternatif düşünceler oluşturmak kolay değil. Ama bu kitaplar; ev ödevleri aracılığıyla, yönlendirmelerle bunu sağlamaya çalışır. Bu kitapların en çok hoşuma giden özelliği içlerinde bulunan testler olmuştur. Kendini kitabı okumadan önce, kitabı okuduktan sonra, her ay test edip depresyon düzeyinde, kaygı düzeyinde bir gerileme söz konusu mu görebiliyorsun. Sanırım insan olarak kendimizi test etmekten, kim olduğumuzu anlamaya çalışmaktan çok haz alıyoruz. Aksi takdirde bireye çok fazla bilimsel(!) alt yapısı olan kişilik testleri, zeka testleri ve bir sürü başka test uygulamayı sağlayan Onedio gibi web sayfalarının bu kadar popüler olmasının başka bir açıklaması olabilir miydi?