Bir Başarı Hikâyesi: Cevdet Uzunköprü
O, efsane Vansporun uzun yıllar başarıyla formasını giymiş, kaptanlığını yapmış, antrenörlüğünü üstlenmiş ve şampiyonluklarını yaşamış bir neferi.
Oyuncuyken kimi zaman rakibin şutlarını çizgiden çıkararak takımını ipten almış, kimi zaman çalıştırdığı takımı en alttan alıp şampiyonluğa taşımış kocaman bir yürek. Ligin son dokuz haftasına girmişken liderle aradaki puan farkı 9, ikinciyle puan farkı 7 olan bir takımı, istifayı düşünüyor musunuz? Diye soranlara, boş senede imza atıp ‘‘ ne istifası, bu takımı şampiyon yaparım'' deyip 9 da 9 yaparak takımını şampiyonluğa taşıyacak kadar özgüven sahibi, bir fenomen. Onu farklı kılan, çalıştırdığı kulüpleri ya şampiyonluğa ulaştırmış ya yükselme grubuna taşımış ya da düştü düşecek denen takımları uçurumun eşiğinden kurtarmış bir dahi olması. Bu erişilmez kariyerini ona kazandıran inatçı, fedakâr ve disiplinli karakteri, bir de kale gibi samimiyeti kendisini bu âlemde benzersiz kılıyor. 11. haftadan beri bileği bükülmeyen, 3.ligde fırtına gibi esen ve Türkiye kupasında süper ligin güçlü ekibi Çaykur Rizespor'a son anda 90+5'te kaybederek 3. turun kapısından dönen, ayak seslerini duyduğumuz Orhangazispor'u, yakından görmek ve bu başarının mimarı Vanlı Cevdet Uzunköprü hocamız ile sohbet için yola koyulduk. Orhangazispor'un İznik gölü kenarındaki modern tesislerinde bu başarı hikâyesini, son derece samimi bir söyleşi ortamında, kendisinden dinleme fırsatı bulduk.
Hocam futbola ilk olarak nasıl başladınız?
Profesyonel futbol hayatıma 17 yaşındayken Van Şengençler kulübünde başladım. On yıl boyunca Vanspor'un formasını aralıksız bir şekilde Mehmet, Turgay, Cemal, Murat, Nizamettin gibi futbolcularla beraber 94 yılında süper lige çıktığımız sezona kadar formasını giydim.1987 yılında takımda Vanlı olarak tam 8 futbolcuyduk. Süper lige çıkana kadar takımı hep Vanlı futbolcular sırtladı. Şampiyon olduğumuzda da Vanlılar vardı. Bizlerden sonra sadece Faruk, Ziya ve Turan kaldı. 1999-2000 sezonunda Samet Aybaba'yla beraber Vanspor'u çalıştırdım. Vanspor Türkiye'nin futbol tarihine damga vurmuş, unutulmaz bir kulüptür. O dönemlerde maç sonrası stattan 4 saatte tesislere gidebiliyorduk. Her maç sonunda şehirde seyirciyle zafer turu atıp öyle giderdik. Deplasman maçlarımız bile özellikle İstanbul takımlarıyla 5-10 bin seyirciyle oynardık. İdmanlarımızı bile 2-3 bin kişi izlemeye gelirdi. Çöküş Samet Aybaba'yla benim gidişimden sonra başladı ve o dönemki yönetimin aymazlığı yüzünden Vanspor tepetaklak gitti.
11. haftadan beridir bileğiniz bükülemiyor. Taraftarlarla aranızda çok fazla sevgi bağları kurulmuş durumda Orhangazispor'da şimdiye kadar nasıl bir süreç yaşadınız?
Çalıştığım her yerde yönetimden yakın destek gördüm. 17 yıl boyunca batıda çalışabilen tek doğuluyum. Çok zorluklarda yaşıyoruz. Geldiğimiz her yerde öncelikle ön yargıları kırmakla mücadele ediyoruz. Daha sonra farkımız anlaşılınca bu defa el üstünde tutuluyoruz. Biz Allah'ın izniyle 2.lige çıkarız. Buna bir şüphemiz yok. Yönetimiyle, taraftarıyla, bizi hep destekleyen belediye başkanımızla buna inanmış durumdayız. Orhangazispor'da da Emirhan, Burak, Serhat, Abdulkerim gibi lig yapacak oyuncularımız var. Ligin en genç ve en centilmen takımıyız. Kırmızı kart görmeyen tek takımız. Kulüp başkanımız ve Belediye Başkanımız futbolun içinden geldiği için çok iyi empati kurup, bizi anlıyorlar sağ olsunlar. Sonsuz desteklerini görüyoruz.
Hocam kariyeriniz oldukça parlak.2. ve 3. Liglerde Yavuz İncedal ve Mustafa Ceviz gibi tartışmasız en çok aranan ilk üç isimden birisiniz. Çalıştırdığınız takımlarda 4 şampiyonluk, 4 play-off ve kıl payı averajlarla son dakika golleriyle kaçırdığınız 5'te şampiyonluk var. Bu işin tılsımı nedir?
Ben 17 yıldır işin içindeyim ve Ankara'da yaşıyorum. Kendimi bu işe adadım ve başka hiçbir iş yapmadım. Gittiğim tüm takımları ben kendim kurarım. Asla menajer aracılığıyla çalışmam ve en ekonomik en faydalı futbolcuları kendim ekibimle arayarak, izleyerek kurarım. Bu yıl Orhangazispor'a tam 17 oyuncu aldırdım ve hiçbiri menajerle gelmemiştir. 4 yıl çalıştığım Çorum'da da aynı şeyi yaptım. Takımı kendim kurarım ve bir hoca %80 oranında başarı yakalar ise yani aldığı 10 futbolcunun 8'i iyi çıkmak zorundadır. Yoksa sizin bavulunuz hazırdır. Şimdiye kadar hiçbir yönetici işime karışmadı. Çünkü mükemmel bir izleme komitem var. Başarı bir ekip işidir ben ve ekibim Faruk Akıllı, Murat Erbasan, tüm takımları bizzat izleyerek takım kurar, rakip takımları da etüt edip maçlara da ona göre çıkarız. Birde disipline çok önem veririm. Asla taviz vermem, en golcü futbolcularımın bile gözünün yaşına bakmam, disiplinin olmadığı yerde başarı yalandır. Birçok ilçe takımı benimle tarihi başarılar yaşadı. Çalıştırdığım her takımla inanılmaz bağlar kurduk. Karadeniz'de herkes beni bilir. Ya takımlarını şampiyon yapmışım ya da şampiyonlukları Karadenizli takımların elinden kapmışım. Benim kariyerim bellidir. Desem ki Feneri şampiyon yaptım sizce bu mümkün mü? Açıp baksınlar TFF sitesinde, sosyal medyada her şey kayıtlıdır.
Bir yönüyle doğudan batıya bir dostluk köprüsü vazifesindesiniz. Örneğin geçen yıllarda izlediğim Orhangazispor ve Van Bld. Maçlarında tribünleri oldukça gergin görmüştüm. Fakat son oynadığınız Diyarbekir maçında tribünlerin son derece misafirperver davrandığını gördüm. Bunda sizin faktörünüz büyük olsa gerek.Ayrıca yerel medyayla aranız nasıl?
Doğuyu bilmeyen doğu insanını tanımayan farklı konuşuyor. Batıda her gittiğimiz yerde hakkımızda yalan, yanlış kamuoyu yaparlar. Oysa doğuda yabancıyı el üstünde tutarlar ve her türlü misafirperverliği eksik etmeden herhangi bir ideolojik tutum sergilemeden olduğu gibi kabul ederler. Fakat biz maalesef çok sıkıntılar yaşadık bu arenada. Ancak başarılı oldukça ve tanındıkça da tüm ön yargıları kırıyoruz. Hatta öyle ki taraftarlar maç esnasında yaptıkları tezahüratı veya protestolarını bile değiştiriyorlar. Doğu takımlarıyla yaşanan tatsız hadiseler artık yok. Ön yargılar bizimle sona erdi. Yöneticiler veya kulüp çalışanları doğuyla ilgili konuşunca daha usturuplu konuşmaya çalışıyorlar. Orhangazispor'da en ufak bir sorun yaşamadım ne yöneticiler ne de taraftarlarla. Bizi bağırlarına bastılar. Bizde doğunun samimiyetini ve mertliğini görüyorlar. Her şey karşılıklı, zaten bu yöre daha öncede İnegölspor'u çalıştırdığımdan dolayı beni tanıyorlar. Yerel basın da her daim yanımızda ve desteklerini esirgemiyorlar. Gittiğim her yere mutlaka Doğudan ne kadar iyi topçu varsa batıya götürmüşümdür. Bitlis, Tunceli Diyarbakırlı, Vanlı ne varsa. Hem de tüm eleştirilere rağmen bu çocuklarında önünü açmaya gayret ediyorum. Orhangazispor'a da daha önce Van'da forma giymiş Yunus Topçu, ve Abdulkerim'i getirdim. Şimdiye kadar Süper lige 4 -5 oyuncu gönderdim Erkan Rençber, H. İbrahim Sönmez gibi birçok oyuncuyu BAL'dan alıp cevherini ortaya çıkardık.
Sizce Futbolculuk mu zor hocalık mı?
Tabi ki Hocalık daha zor, her şeyden, herkesten sorumlusundur. Futbolcuyken sadece kendinizden sorumlusunuz.
Unutamadığınız maçlar hangileridir diye sorsak?
91 sezonunda Malatyaspor- Vanspor maçı. Düşme potasındaydık. Maç sona erdi fakat Vanspor seyircileri amigolar bile Siirt-Hatay maçı bitene kadar sahayı terk etmedi. O maçtan gelen haberle Vanspor attığı 1 gol fazlalığı ile kümede kaldı ve Hatayspor küme düşmüştü. Büyük bir sevinç yaşamıştık Amigo Nimet'le beraber tüm stad. Yine Vanspor'da yaşadığımız 94 yılında Play-off grubunda İstanbul'da oynadığımız Bakırköy maçı ile Van'da Petrol ofisiyle oynadığımız şampiyonluk maçını unutamam.
Soyunma odasında son olarak futbolcularınıza ne söylersiniz?
Tabi her maçın ayrı bir havası vardır. Koşmadan, çalışmadan, yüreğini ortaya koymadan başarılı olmazsın, tekmeye kafa uzatmayanı, savaşmayanı oynatmam.
Orhangazispor'un geleceği ile ilgili neler planlıyorsunuz?
Bir ilçe takımı olmamıza rağmen güzel bir altyapı ve modern tesislere sahibiz. Kulüp başkanıyla birlikte geleceğin takımını oluşturduk ve son derece mütevazı bir bütçeyle buralardayız. Belediye başkanımızın çok büyük desteği var sezon sonunda güzel şeyler bırakarak anılmak isteriz. Şampiyonluğa ulaştığımız takdirde, görevimi yapmış olacağım.
Tam da bu noktada Hocam, ben defalarca yazmama rağmen bir de size soralım, bir hoca gözüyle, sizce Van neden başaramıyor?
Van'daki en büyük sıkıntı bana göre profesyonelce yönetimin olmaması. İyi niyetle bu işler yürümez. Hatırla, gönülle futbolcu, hoca alıyorsun bu yanlış! Yabancı hocaların hiçbir başarısı yok ama geliyor Van'a. Oysa Van'ın bir markası var, Van'ı basamak olarak kullanıyorlar. Ben Ankara'da kavgasını yapıyorum, bu oyuncunun, bu hocanın Van'da ne işi var? Nasıl alırsınız! Sen menajere göre oyuncu alırsan, hayatta başarılı olamazsın. Her yıl cepten yersin. Ve bir arpa boyu yol alamazsın. Van Bşb spor asılında Türkiye'de tek düşmeyecek takımdır. Dünyanın hiçbir yerinde takımı küme düşüren bir hocayı, iki yıl boyunca o takımda tutmazlar. Menajerlerden kurtulamadan alacağın hocayı veya topçuyu iyi araştırmadan bir başarı elde edemezsin. Mesela beni alacak kulübe, daha önce çalıştığım takımlara sorun derim. Menajerler insanı yanıltır, çok yanıltır. On yıldır Van BŞB çıkamıyor. Üstelik trilyonlar harcanıyor fakat bir kişi de çıkıp hesapta sormuyor. İşin garip yanı, bir bilene danışanda yok. Geçmişte Vanlı hocalar Mehmet Tuğrul, Ramazan Kıvançla sürekli dirsek temasındaydık ve bu kulübün en başarılı yıllarına imza attılar. Keza Turgay Karatekin yine öyle.
Hocam Vanlı hocalara maalesef gereken tolerans gösterilmiyor. Bir Vanlının Van da yönetici olması tam manasıyla bir ateşten gömlek giymeye benzer. Şimdi Zeki Yılmaz bu ateşten gömleği giydi. Neler söyleyeceksiniz.
Memlekette çalışmak zordur, 17 yıldır dışardayım. Memleketinden yetişmiş, o takımın formasını terletmiş, başarılı insanlar varken yabancı hayranlığı neden? Yabancılar bizden daha mı az para istiyor. Vanlı hiçbir hoca Van'da başarısız olmadı. Turgay Karatekin, Nevzat Şipal, Mehmet Tuğrul, Ramazan Kıvanç, Murat Yiğiter gibi isimlerin çalıştırdıkları döneme bakın hep başarılara imza atmışlardır. Bugün Diyarbakır'ın, Van'ın bizlerden bilgi alması danışması gerekir ama bunu yapmıyorlar. Van bir Bergama, Bayburt, Çatalca, Dersim değil. Bir ilçe değiliz, bir Diyarbakır'ın bir Bursa'nın altında değiliz. Süper lig görmüş 1 milyonluk bir şehir takımının 3. Ligde olması çok acı, düşünmek gerekir. Ayrıca tek çiçekle bahar olmaz derler ya, Belediyespor'la birlikte örneğin 1974 Vanspor gibi takımlarında desteklenmesi ve alternatif oluşturması gerekir.
Hocam son derece samimi cevaplarınız ve bu güzel sohbetiniz için çok teşekkür ederken son olarak Cevdet Uzunköprü'nün gelecekle ilgili hayali nedir diye soralım?
Hayatta tek uğraşım futbol oldu. Ne başka bir iş yaptım ne de başka bir alana yeltendim. 17 yıldır hep iddialı oldum, hep hedef koydum, her takımda bunu başarmak istedim. Biz, ismi cismi belli olmayan takımlara inanılmaz tarihi başarılar yaşattık. Yerimiz asla 2. veya 3. Lig değil ama kimlikle ilgili talihsizliği her daim yaşıyoruz. Batıda çalışan Doğu ve Güneydoğulu tek isimim. İşin garibi, kimlikle ilgili sorunu doğuda da yaşıyoruz. Yine de batıda el üstünde tutuluyoruz fakat doğudaki bir takımla ismimiz anılırken, haset ve kıskançlıklar nedeniyle hak etmediğimiz bir şekilde ithamlarla karşılaşabiliyoruz. Beni en çok üzen 2. 3. ligde bu kadar başarıya rağmen bununda gözükmemesi. Tabi ki nihai hedefim süper ligde bir takım çalıştırmaktır. Tüm takipçilerimize selam ve saygılarımla…