Bir yağmur damlası olmaktı niyetim
Mevsim yağmur mevsimiydi artık. Ağaçlar, sokaklar, bağlar, bahçeler hazırdı, büyük bir özlemle bekliyordu tüm tabiat yağmuru.
Mevsim yağmur mevsimiydi artık. Ağaçlar, sokaklar, bağlar, bahçeler hazırdı, büyük bir özlemle bekliyordu tüm tabiat yağmuru.
Benimse bir bulutun koynunda hiç bilmediğin bir mecraya yolculuk yapmaktı ve bir yağmur damlası olmaktı niyetim.
Bağrı çatlamış toprak büyük bir özlemle bekliyordu can suyu yağmurun gelmesini. Toprak için ab-ı hayattı, yaşam kaynağıydı yağmur.
Bir yağmur damlası içinde muhteşem bir olaydı bereketli toprağa can verirken topraktan can bulmak. Ama bir yağmur damlasının ömrü kadar da kısaydı vuslat.
Oysa vuslat gönül topraklarımızı hatta umut topraklarımızı serinleten yağmurları getirir bize.
Yağmurun gelişine toprak bir başka sevinir. Gök gürültüsü yağmurun habercisidir sevdiğinin geleceğini müjdeler toprağa. Yağmurun ve toprağın kavuşması kavuşmaların en görkemlisidir.
Özlemlere son veren kavuşma, yeniden yaşama karışma, canlanma, filiz sürme toprağın o çok özlediği, beklediği yağmur damlaları…
Önce ürkek ve çekingen bir iki damla düşerken ardından üç dört, daha sonra damlalar çoğalır hızla iner toprağa.
Onlar kavuşmaları ile birlikte çevreye muhteşem bir toprak kokusu yayarlar. Bu aslında kavuşmalarının mutluluklarının müthiş bir tabiat olayına dönüşmesinin kokusudur. Tüm evreni saran ilahi bir kokudur toprak kokusu.
Doğanın en tatlı dokunuşu, gökyüzünün inci tanecikleridir onlar. Hele bahçeye bakan penceremin camına ritmik bir şarkının ezgisi gibi vurması doğanın bizler için yapmış olduğu beste beni her defasında adeta eşsiz bir zaman dilimine taşıyor.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ