Birleşmiş milletler genel kurul yapıyor
Dün Amerika'da Birleşmiş Milletler Teşkilatının Genel Kurul Toplantısı yapıldı. Bu toplantıya Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu katıldı.Toplantıya 192 üye ülke iştirak ediyor.
Bu toplantıda Filistin Devleti'de Birleşmiş Milletler üyesi olacak. Üye olunca ne değişecek. Birleşmiş Milletler mevcut yapısını değiştirmediği sürece on beş ülkenin dışında hiç bir ülkeye bir yarar sağlamaz. Devlet sayısı 193 e yükselecek. Haydi hayırlı olsun diyelim.
Değerli okurlarım, 193 Devletten oluşan bu teşkilatın insanlık adına çok önemli çalışma alanları vardır. Örneğin; insan hakları evrensel beyannamesi çok mükemmel bir manifestodur. Mükemmel bir içeriğe sahiptir. Tanrının verdiği canı, ancak Tanrı alır, anlamına gelen, işlenen suçun niteliği ne olursa olsun, kişinin yaşam hakkına son verilemez hükmü bu kapsamdadır. Cezalandırır, tutuklar ve toplumdan tecrit edebilirsin, ancak, suçlunun canına kast edemezsin.
Bu Manifesto, Birleşmiş Milletler Teşkilatı üyelerinin ceza yasalarında bulunan idam cezasının kaldırılması talimatı niteliğindedir. Bu talimata uygun olarak Türkiye devleti de dahil olmak üzere, bir çok ülkede idam cezası kaldırıldı. Bu kararı aldıran, daimi üyelerden, ABD ve ÇİN ise halen idam cezalarını uygulamaktadırlar. Birleşmiş Milletler üyesi olan, Japonya, İran, Belarus ve Kazakistan da da idam cezası uygulanmaktadır.
Bu kadar, keyfi, ciddiyetten uzak bir teşkilat olamaz. Bu teşkilat beş daimi üyenin emrinde, onların istekleri doğrultusunda işleyen bir yapıya sahiptir. İstedikleri zaman demokrat, istedikleri zaman diktatör olan bu yapının üyeleri, kendilerini Dünyanın sahibi ve efendisi olarak görmektedirler. Teşkilatın bu anti demokratik anlayıştan kurtulması şarttır, diye düşünüyorum. Kuruluş amacı, yazılı metinleri, metinlerinin içerikleri çok insani ve çok mükemmel hazırlanmıştır. Ancak uygulamada, alabildiğince bir keyfilik ve çıkarcılık vardır.
Bu teşkilat içinde ciddi bir muhalefet başlatarak, teşkilatı demokratik bir yapıya kavuşturma mücadelesi verilmelidir. Dünyada sesini yükselten tek lider Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu baş kaldırı, tüm mazlum ülkeler adınadır. Bu baş kaldırı, haksızlığa isyandır. Bu baş kaldırı, adaletsizliğe dur demek içindir. Bu baş kaldırı, Dünyamızda insanların insanca yaşama haklarına kavuşma isteği doğrultusundadır.. Bu baş kaldırı, savaşların bitirilmesi talebidir. Bu baş kaldırı, Dünyada açlıktan ölen insanların ölmemesi için bir haykırıştır. Bu baş kaldırı, Birleşmiş Milletler Teşkilatının hazırlamış olduğu İnsan hakları evrensel beyannamesinin hayata geçirilme isteğidir.
Ya bu teşkilat adam gibi görev ve sorumluluklarını yerine getirir ya da, bunun yerine, altarnatif bir yapı oluşturulur. Bu haksızlıklardan kendileri hariç, rahatsız olmayan hiç bir devlet düşünemiyorum. Alternatif bir kuruluş gündeme geldiğinde, 193 devletin içinden 150'si yeni oluşumun içinde yer alır kanaatindeyim.
Cumhurbaşkanımızın, Birleşmiş Milletler Teşkilatının beş daimi üyesinin anti demokratik yapıları nedeni ile eleştirilerini hiç çekinmeden yapması ve dünyada olup biten her olumsuzluğa karşı duyarlı ve vakur bir duruş sergilemesi, ülkemizi dünyada saygın bir ülke haline getirmiştir.
Geçmişte, yurt dışı gezilerinde ülkemizi ve ülke yüneticilerimizi alabildiğince eleştiren CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu, şu anda Avrupa ülkelerinde görüşmeler yapmaktadır.
Bu gezisinde ülkesine sahiplenen ve bir yurtsever anlayışı içinde, gerek göçmenler konusunda, gerekse Suriyedeki savaşın bitirilmesi konusunda, ülkesini savunmuş ve Avrupa Birliği üye devletlerini eleştirerek, Türkiyeye haksızlık yapıldığını ifade etmiştir.
Tam bir devlet adamı gibi davranan, Kılıçdaroğlu, geçmişte yaptığı tüm hatalarının telafisi için, ilk defa doğruya doğru deme erdemliliğini göstermiştir. Avrupada, ülkesinin haklılığını ilk defa savunan, sayın Kılıçdaroğlunu kutluyorum.
Dünyamız için gerekli olan Birleşmiş Milletler Teşkilatının bir an önce amaçları doğrultusunda, hizmet üretmesini canı gönülden diler, saygılarımı sunarım.