'Biz bize Benzeriz' de...

Cehalet üzerine demokrasi kurulamaz. Bu yargı benim değil, herkesin... Akıllı diye geçinen ve de adının önüne ' aydın kimlik' yakıştırması yapan kimi akademisyenlerin hiç birinin ağzından cehalet üzerine demokrasi kurulamayacağı konusunda bir söz işittiniz mi?

Cehalet üzerine demokrasi kurulamaz. Bu yargı benim değil, herkesin... Akıllı diye geçinen ve de adının önüne ' aydın kimlik' yakıştırması yapan kimi akademisyenlerin hiç birinin ağzından cehalet üzerine demokrasi kurulamayacağı konusunda bir söz işittiniz mi?

İşte bu nedenle 'Biz bize benzeriz.'

Daha doğrusu kimseye benzemediğimiz ve de kimse bize benzemediği için olduğumuz yerde dönüp duruyoruz.

'- Ya kimi örnek alacağım? Onlar beni örnek alsın...' diye ahkam kesenlerin yaşadığı dünyayı paylaşıyoruz.

Televizyonlardaki kimi programlarda buluşan tarafların doğmayan çocuğa zıbın dikmesi örneği, sanki demokratik yaşam tüm yan ve yönleriyle bu ülkede oturmuş, işliyormuş gibi akıl yarışı yapıp öneri getiriyorlar akıllarınca...

'- Yahu, ağaç meyve vermiyor, meyve!..'

xxx

Biz başlangıçtan bugüne sandık ki, zannettik ki, demokrasi neyi gerektiriyorsa, ona göre düşünüp aklımıza uyan yasaları çıkarır 'demokratik düzen'i kurarız.

Öyle düşündük ve kurduk!

İşte durumumuz.

Hala demokrasimizi geliştirme kavgası veriyoruz.

Yasa değişiklikleri kavgası veriyoruz. Değişiklik üzerine değişiklik yapıyoruz.

Dikiş tutar yanı kalmadı.

Bir elbiseyi ancak bir kez tornistan; ters/düz edip yenilerdik eskiden.

Yeniler, yeni kuşak bugünlere nasıl geldik bilmezler. 'Demokrasiye geçiyoruz'denildi, herkes sevinçle horona kalktı. Bilen de, bilmeyen de kolkola al aşağı, vur yukarı tepinip aklınca horon oynadı bugüne değin.

Davul/zurna/kemençe güzel de horon birşeye benzemiyor.

Yani, yasaları günün koşulları ve koltuğu kaybetmeme anlayışıyla yapınca 'Biz bize benzeriz' demokrasi horonu oynayıp duruyoruz.

'-Al aşağı-yukarı, nenen görmesin bizi...'

Bu kafalarla daha çok horon tutar, oynarız ama birşeye benzemez.

xxx

18 yaşından küçük çocuğa tecavüz etmek...

Ne demek?.. Bir de bu iğrenç olayın üzerine af düşünmek...

Böyle bir düşünceye sahip kafalarla tecavüze uğramışların kız çocuklarımız için evlenmeyi çözüm olarak görenler; kendi çocuklarının böyle menfur/alçak bir olaya maruz kalmalarını hiç mi akıllarına getirmiyorlar?

Kız çocuğuna tecavüz et, ardından nikahla...

- Çüüşşşşş!..

Yahu, böyle bir yobaz, erkek çocuğuna da aynı iğrençliği yapmışsa ne olacak?

xxx

Kimilerinin kafalarında toplumsal yaşamın gelişmesi, demokratikleşmesi konusunda akortsuzluk var.

Nereye el atılsa bu tipler, hemen ucuz kafalarıyla ucuz çözüm üretirken arkadan ne geleceğini düşünemiyorlar.

İşte, bu noktada 'Biz bize benziyoruz!'

Hiç bir siyasetçi, demokrasimizi bilim/kültür/sanat ile beslemeyi/geliştirmeyi niçin düşünmüyor, acaba?

Ah koltuk, sen varsın ya, sen...

Bakmadan Geçme