Biz çocuktuk, memleketimiz Van'dı
Biz çocukken Van bahçeli evlerle dolu, yemyeşil bir yerleşim yeriydi. Şehrin arazisi geniş, nüfusu bu günle karşılaştırıldığında çok azdı.
Biz çocukken Van bahçeli evlerle dolu, yemyeşil bir yerleşim yeriydi. Şehrin arazisi geniş, nüfusu bu günle karşılaştırıldığında çok azdı.
O zamanki evimiz Hüsrevpaşa İlkokulunun tam karşısındaydı. Evimizin bitişiğindeki evin hemen yanında Yüzbaşıoğlu Sokak, onun karşısında da komşumuz Kemalettin Görgülü beylerin bahçesi vardı.
Bahçeler ailelerin adları ile anılırdı. Falancaların bağı, filancaların bahçesi diye. Başka yapacak işleri olmadığından mıdır, nedir, o zamanın çocukları da diğer pek çok yerleşim yerinin çocukları gibi bahçelere girmeyi, meyve koparmayı severdi. Bu işi iyi becerenlere genellikle hırsız anlamında hırhız denirdi. Hırhız Neco, Hırhız Refo gibi.
Biz, iyi çocuklar genellikle o hırhızların yönlendirmesi ve cesaretlendirmesi ile korka korka ve çok seyrek girebilirdik başkalarına ait bahçelere. Ustalarımız her türlü işi soğukkanlılıkla, heyecana kapılmadan yaparken biz heyecanlı ve ürkek olurduk.
Bugünkü gibi aklımda, içimizden birinin "vıle gaçın geliler" diye bağırması ile can havli ile koşmaya başlardık. Vukuat alanından bir an önce uzaklaşmak, bir ölüm kalım meselesi olurdu. Şimdiki moda deyimiyle adrenalin en üst seviyeye vururdu. Ayaklarımızı kontrol edemezdik; onlar kendi kendilerine ve en son hızlarıyla çalışırlardır.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ