Bizi esir alan duygusal kapitalizm

İlkbaharın simgesi tarlalarda sıkça rastladığımız çiğdemler, papatyalar, gelincikler, kır çiçekleridir. Bir de kırk ikindi yağmurları. Onları görmeden mayısın geldiğine inanasım gelmez.

İlkbaharın simgesi tarlalarda sıkça rastladığımız çiğdemler, papatyalar, gelincikler, kır çiçekleridir. Bir de kırk ikindi yağmurları. Onları görmeden mayısın geldiğine inanasım gelmez.

Masumiyetin, doğallığın timsali kır çiçekleri.

Dalındayken kırmızı rengi ve parlaklığı, canlılığıyla dikkat çeken, narin, zarif , tıpkı bir kadın gibi capcanlı. Küçücük bir esintide narin, narin salınan, koparıldığı anda solan, canlılığını güzelliğini yitiren, inceliğiyle en ufak sarsıntıda hayata küsen çiçeğimiz gelincikler değilmidir?

Çocukluğunuzda bir gelincik tarlasında koştuysanız eğer onları artık unutamazsınız. Yıllar sonra rüyalarınızda kendinizi gelincik tarlalarında görmeniz kaçınılmazdır. Hele dokunmadan bakarak sevdiyseniz o göz alıcı parlaklığına, o kırmızı rengi yüreğinizi kuşatıverir o an. Şayet dalında sevmeyi öğrenirsiniz tüm çiçekleri, bir daha koparmaya kıyamazsınız.

Çiçeği dalında koklamayı, sevmeyi öğretemediğimizdendir ki böyle özel günler diye adlandırılan zamanlarda; dağda, bayırda, bahçede, parkta çiçek koparan insanlara çok sık rastlarız. Sevdiğimiz insana en azından bir çiçekle gitmeyi isteriz. Genellikle çoğumuz günün önemine binaen alışveriş merkezlerinde soluğu alırız. Küçük ,büyük ya da en pahalı hediyeyle sevgimizi taçlandırmaya çalışırız. Böylelikle duygusal kapitalizm bizi esir alır ve ona yenik düşeriz. Nasıl mı?

Kapitalizm duygusal ve anlamlı görünümlü gün isimleriyle bir takım günler yaratmıştır. İsimler insanların kafalarında duygusal çağrışım yaptığı için bu davete gönüllü olarak katılırlar.

Örneğin anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, kadınlar günü gibi birçok gün isimleri gün gelmeden alıcısını bulmaya başlar. İnternette sırf bu nedenle kurulan alış veriş siteleri her geçen gün artmaktadır. Kendisini sattıran bu günler duygusal kapitalizme en iyi örneği oluşturmaktadır.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme