Bozuk saatten ayar almak...

Teknoloji, insan aklının elinde günden ne gelişiyor. Bilim adamları, özellikle iletişim alanında yeni buluşlar için adeta uzun atlama yarışı yapıyor aralarında.

Teknoloji, insan aklının elinde günden ne gelişiyor. Bilim adamları, özellikle iletişim alanında yeni buluşlar için adeta uzun atlama yarışı yapıyor aralarında.

Manyetolu telefonlar çoktan müzelik oldu ya da çöpe atıldı. Şimdilerde cep telefonlarının sağladığı teknik olanaklar modelden modele, aydan-aya değişikliğe uğruyor her ay...

Zaman, insan gibi teknolojiyi de eskitip bir kenara koymayı biliyor.

Değer bilenler; eskiyen zamanın saat-hafta-ay-yıl dilimlerini günlüklerine yazıyor, belleklerinde yaşatmaya çalışıyor.

Ama... Eskiye rağbet olsa "Bat Pazarı'na nur yağar" anlayışındaki kimileri; bilmeyerek "yitikler hanesi"ne yazdıkları ve bir daha yaşayamayacakları 'zaman'a ve, o an'a ait objeleri, nesneleri istese de hiç anımsayamıyorlar bu nedenle...

Oysa, yaşanan iyi- kötü her olayın ders alınacak yönü/yanı var hepimiz için...

Böyle düşünüp davranmadığımız için de; yaşamın kimi alanlarında "dön Hacıbaba" örneği aynı konuları tekrar-tekrar yaşıyoruz.

Bir tür bozuk saati kurup, doğru zamanı yakalama yanlışına düşüyoruz böylece...

Saat dediğimde -ben de eski olduğum için- hep aklıma eskinin masaüstü, duvar vb. saatleri gelir.

Yiğit Köroğlu'nun, "Martin icat oldu, mertlik bozuldu" deyişindeki gibi, sözünü ettiğimiz saatlerin günümüzdeki kullanılırlığı nedir ki!..

Digital ortamın sağladığı olanakları benim gibi kullanmakta zorlanan kimilerimiz; "eskinin değerini bileceksin" anlayışıyla yelek cebinde taşıdıkları -onlarca- değerli Nacar, Hislon, Demiryolu, Sergisof marka saatlerini gösteriş için değil; bir kenara koyamaya kıyamadıklarından taşıdıklarını bilelim.

Bir de, sadece -digitalleri gibi- 'zaman'ı doğru gösterme dakikliği yanında, sahiplerinin bu eski saatlere aşık olduklarını da unutmayalım.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme