Bu dünyada sadece Batı yok!..

BRUSSELS - Batı'da/Avrupa'da bulunmak güzel de, bir de bunun görünmeyen perde arkası var. Geçen hafta, burada yüzyıllardır sürdürülen ve gelenekselleştirilen bir katliam yaşandı. Hani derler ya gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, dilleri var söylemezler diye...

BRUSSELS - Batı'da/Avrupa'da bulunmak güzel de, bir de bunun görünmeyen perde arkası var. Geçen hafta, burada yüzyıllardır sürdürülen ve gelenekselleştirilen bir katliam yaşandı. Hani derler ya; gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, dilleri var söylemezler diye...

Tıpkı onun gibi.

Danimarka'nın özerk eyaleti Faroe Adaları, korkunç bir geleneğe evsahipliği yaptı geçen hafta. Geleneksel Grindadrap Festivali'nde adalı balıkçılar yüzlerce balinayı katletti.

Denizin maviliği kan rengine dönüştü.

Festival(!) her yıl olduğu gibi bu yıl da, ürkütücü görüntülere sahne oldu. 16. yüzyıla değin uzanan ve grindadrap adı verilen festivalde yüzlerce Faroe'li balıkçı, balinaları öldürerek atalarını anmış oldular.

Bu da güya bir gelenek, bir inanış!..

Batı dünyasından kimsenin sesi çıkmadı bu katliama...

Demek ki, gerçekten gözleri görmüyor, vicdanları yok, hmiyorlar. Örneğin, böyle bir gelenek bizde olsa; Batı dünyası birleşip üzerimize "Haçlı seferleri" düzenlemezler mi? Ne dersiniz?

***

Yarım yüzyıl önce Karadeniz'de her tür balık üreyebiliyor, yaşam alanı bulabiliyordu kendine... Hem de; avlayıp soframıza getirdiğimiz tüm balıkların en büyük tüketicisi yunus balıklarının varlığına rağmen...

O yıllarda denizdeki balık türünün varlığını korumak için devlet, balıkçılara yaz aylarında Mauser tüfek ve mermi verip -belli miktarda- Yunus balığı avcılığı yaptırıyordu. Avlanan yunuslardan balıkyağı çıkarılıyor ve etrafa yayılan pis koku nedeniyle sahildeki balıkçı köylerinden geçilemiyordu.

O derece pis kokuyordu.

Devletin, o günlerde Karadeniz'deki balık türü dengesini korumak için böyle bir yöntem uygulaması doğru mu idi? Tabii ki tartışılır...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme