Bu talihsizlikleri de görmek varmış...

Yüce Allah ulusuma/milletime acısın... Bilemiyorum, böylesi manzarayı yaşayan başka bir toplum var mı acaba? Son günlerde ülke gündemine oturtulan Anayasa Mahkemesi'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği karardan söz etmek istiyorum.

Ya, söyler misiniz Allah aşkına bu ne hal?

Lütfen, bu siyasal ve de hukuksal tartışmaları ya belleğinizde iyice tutunuz ya da bir kenara bu anlamsızlığı not ediniz.

Çünkü, ileride kişisel olarak alınacak siyasal kararlarınız için çok lazım olacak...

Birinin 'ak' dediğine, karşı tarafın 'kara' deme zorunluluğu var sanki bu ülke siyasetinde...

Anayasa Mahkemesi'nin aldığı ve de kamuoyuna duyurduğu son kararın, kimilerin üzerinde bahar iklimi; karşı tarafta ise Zemheri Fırtınasının soğuk havasını estirdiğini, görüş bölüntüsüne yol açtığını ibretle izliyor siyaset dışı sağduyu sahibi çevreler.

Ortada rayından/geleneğinden çıkarılmak istenen bir siyaset...

Ve Anayasa Mahkemesi'nin kapatılmasını isteyen/açıklayan toplumsal dönüşüme/gelişmeye/yenileşmeye kapalı küt kafalar...

Sonuçta, bizde siyaset iklimi işte böyle ayarsız bir dönem yaşıyor.

Gün günü tutmuyor... Bahar hiç gelmiyor.

XXX

'Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar' diyen bir hukukçuya yanıt yetiştiren siyasetçinin ekip oluşturup 'dar alanda' hemen paslaşma çabasına koşması/kapılması ülke siyasetinin açmazları olarak öteden beri sürüp geliyor.

Böyle de gideceği/ süreceği görünüyor.

Peki, doğru nerede?

Hadi, diyelim ki; siyasette birikimi olan-olmayan ve de ağzı olanın konuştuğu bir dönemi yaşıyoruz. Ama, 'Siyaset Korosu'nda bu akortsuz seslerin çıkışını frenleyecek birisi mi yok siyaset dünyasında Allah aşkına?

Yaban bir mahalleye düşmüş gibi Anayasa Mahkemesi Başkanı... Kimse tanımıyor, saldırıyor...

Oysa, devletin var oluş nedeni, hukuk düzeninin temel direği Anayasa'nın varlığıyla 'Hikmet-i vücut bulan'ların içine düştükleri ofsayt durumunu kim-kime nasıl anlatacak/duyuracak? Birileri ortaya çıksa da gösterse, ne iyi olacak...

Gel de çık şimdi bu labirentten...

'Sen zot, ben zot... Ata kim verece ot!' durumu..

XXX

Siyasette basiretin kasten raydan çıkarıldığı durumlar da varmış...

Bunu görmek/yaşamak da bizim talihsizliğimiz...

Bakmadan Geçme