Bütün inançlarıma yemin ediyorum Kİ…
Bahri Yıldızbaş yazdı...
Hangi parti iktidara gelirse gelsin ve hükümet olursa olsun: Birilerine yaranmaya değil, ülkemiz insanına ve yarınlarımıza hizmet etmediğimiz, merhametli, alçak gönüllü, yürekli, çok yönlü, çok yetenekli, sosyal yönü güçlü, sporcu, sinema ve tiyatroya giden, kitap okuyan, uluslararası dünyadan haberdar çok kültürlü, çocuğu, genci, insanı, hayvanı, doğayı çok seven, bilgili birikimli, akademik gelişmiş, ahlaklı ve adaletli entelektüel öğretmenler ile üniversite öğretim görevlileri yetiştirmediğimiz sürece…
Büyümüş, okumuş, duyarlı ve nitelikli öğrencim Damla Yurdakadim ile sohbetimizden:
— Halimiz çok kötü öğretmenim, bu ne böyle.
Böyle yapmışız, hırsızlık ve vicdansızlık içimize işlemiş.
— Çok üzüldüm ya, ne ara böyle olduk, ya da ben safım.
Evet, sen safsın. Sizler ve biz temiz kaldık, kirlenmedik.
— İyi insanlar tarafından eğitildik, O yüzden biraz saf kaldım.
Çoğunuz, bize benzediniz. Oğlumla, kızımda öyle söylüyorlar.
— Doğru söylüyorlar, bence. Bahri hocam sizden sonra okulda eğitim sistemi ve düzen bozuldu, sizden aldıklarımızla devam ettik. İyi ki, size denk geldim.
Ülkemizin genel sorunu, durum böyle olunca halimiz ortada.
Bakanlarımızı, milletvekillerimizi, belediye ve STK başkanlarımızı, danışmanlarımızı, bürokratlarımızı, yöneticilerimizi, amirlerimizi, memurlarımızı ve iş insanlarımızı onlar yetiştirmediği sürece…
Kalkınmış, gelişmiş, büyümüş, refah payı yüksek, adaletli ve sorunsuz bir ülkemiz olmayacağı gibi, sağlıklı, huzurlu, özgürlükçü, barış ve mutluluk içinde yaşayamayacağız.
Okuma yazma oranının yüzde üçlerde olduğu 1920 yıllarında, TBMM kararı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün dahi fikirleriyle başlatılan eğitim seferberliği, planladığı ve ölümünden sonra hayali olan Köy Enstitüleri ile devrim niteliğinde dünyaya örnek olmuşken, iç güçlü muhteremlerin dış güç emirleriyle kapatılması sonucunda, vatanperver eğitimcilerin mücadelesi ile Köy Enstitülerinin devamı olsun diye Köy Öğretmen Okulları, onlar kapatılınca Öğretmen ve Yüksek Öğretmen Okulları, onları kapatınca Kız İlk Öğretmen Okulları, onlar kapatılınca Eğitim Enstitüleri ve hızını alamayan dıştan iç güçler Eğitim Yüksek Okulları ile eğitimi yozlaştırmaya ve yaz boza çevirdiler.
Bunlar da az geldi ki, 12 Eylül muhteremleri YÖK ucubesini kurarak, öğretmenliği gönüllü bir meslek veya görev olmaktan çıkarıp, bir iş ve bir kaç ÖSS sorusu İLE eğitim fakülteleri, fen edebiyat ve sonradan her türlü sebadiyat ve tarikatların arka bahçesi yaptılar.
Afetlerde, heyelanlarda, maden facialarında, depremlerde ve sellerde düştüğümüz halleri, acılar içindeki insanlara zulmü, binaların altında kalan canları, su çarptı mı yıkılan köprüleri, yolları, rezillikleri, hileleri, yalanları ve talanları kimler mi yapıyor!
Eğitimsiz eğitimcilerin yetiştirdiği eğitimsiz, liyakatten, ahlaktan, adaletten, merhametten, insanlıktan ve en önemlisi, bilimden uzak yöneticiler.