Büyük İskender Zülkarneyn mi?
Dr. Muhammet Veysel Zortul yazdı...
Büyük İskender'i büyük yapan şey sayısız fetihleri değil, gittiği yerlerde insanların inançlarına, gelenek ve göreneklerine saygı göstermesiydi.
Çocukluğunda çelimsiz ve de naif bir çocuktu İskender. Geceleri hikye dinlemeden uyumazdı. En çok da Aşil'in hikyelerinden keyif alırdı.
Babası gözlerinin önünde öldürülüp kendisini tahtta bulduğunda tecrübesiz bir gençti henüz. Bu yüzden Pers Kralı Darius, kendisine oyuncaklar göndererek çocuk olduğunu ve kendi dengi olmadığını ima etmeye çalışmıştı. İskender sadece kendisini çocuk gören Darius'un ülkesini değil neredeyse tüm dünyayı fethetti.
Birçok kralın aksine savaşlarda hep en ön safta savaştı ve ilginç bir şekilde yatağında sıtmadan öldü. İlk fatih kabul edilen İskender 33 yaşında ölürken geride büyük bir miras bıraktı. Bu miras sonraki nesilleri o kadar etkiledi ki bazı İslam limleri bile onu Kuran'da anlatılan ve gizemli kişilik olan Zülkarneyn ile özdeşleştirdiler.
**
Pisa Kulesi
Pisa Kulesi'nin inşaatı için yanlış bir yer seçilir. Yer bataklık olduğu için kule devamlı eğilmektedir. Fakat bu yanlış, kuleyi dünya harikalarından biri haline getirmiştir. Sırf bu ilginç yapıyı görmek için her yıl milyonlarca turist İtalya'ya akın etmektedir.
Tabi zemin bataklık olduğundan kule her yıl milimetrenin onda yedisi kadar eğilmeye devam etmektedir. Hal böyle olunca kuleyi kurtarmak için 1990-2001 yılları arasında zemin güçlendirme çalışması yapılmıştır.
Pisa Kulesi'nin hikyesine bakınca yerine göre yanlış yapmak bile iyi şeydir, diye düşünmeden edemiyor insan…
**
Eylül
1202 yılı İstanbul depremi ilginç bir olaya sahne olur. Şiddetli depremde İmparator III. Aleksios'un yatağının hemen önü yarılır. İmparator kurtulsa da yatağın ucunda bekleyen saray görevlisi yarığa düşerek ölür.
İstanbul'un tarihi yazılsa en çok da depremlerden bahsedilir herhlde. Dile kolay; kuruluşundan günümüze kadar yaklaşık 550 deprem görmüş bu eşsiz şehir.
Rivayete göre, bu depremlerden bazıları Eylül ayına denk geldiği için halkta bir Eylül ayı fobisi oluşmuş. Kimilerimiz için Eylül nasıl aşkı çağrıştırırsa İstanbullular için de depremi çağrıştırırmış. Yüce Rabbim ülkemizi depremlerden ve her türlü felaketlerden korusun inşallah…