CHP'li Umut Oran Van'da partililere seslendi: Referanduma katılım yüksek olacak
CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 16 Nisan Pazar günü referandumda katılım oranı yüzde 85'i aştığında hayır oylarının çok rahat bir biçimde yüzde 55 ve üzeri çıkacağını söyledi.
Hacı Yılmaz
CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul eski Milletvekili Umut Oran 16 Nisan'da yapılacak referandum çalışmaları kapsamında Van'a geldi. Daha önce birçok ili ziyaret eden Oran dün Van'da partililerle buluştu.
CHP'li Oran 16 Nisan'da yapılacak olan referandumda seçime katılımın 85'i aşacağını tahmin ettiğini belirterek, sandıktan yüzde 55 hayır çıkağını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi İl binasında yapılan basın toplantısında CHP Van İl Başkanı Mehmet Kurukcu'nun kısa konuşmasının ardından söz alan CHP'li Umut Oran, "16 Nisan'da vatandaşlarımız ya demokrasi ya kaos, ya aydınlık ya karanlık, ya iş aş huzur, barış ya da belirsizlik ve kaos arasında tercih yapacak. Çünkü başkanlık istikrar getirmez, çünkü tek adam rejiminde istikrarlı olan tek şey kaostur. Yeni anayasa değişikliği, kuvvetler ayrılığını yok ediyor, parlamento denetimini sınırlıyor ve 21.Yüzyıl Sultanlığını doğuruyor" dedi.
"Van'da sorunlar katlanarak arttı"
Van'a sık sık geldiğini belirten CHP'li Oran, "Van ili büyük göç almakta ama aynı zamanda büyük oranda göç de vermektedir. Bu nedenle Van ekonomisi tam bir çöküş içerisindedir, sınır kenti olmasına rağmen ticareti durma noktasına gelmiştir, sanayi, ticaret, tarım ve hayvancılık bitmiş, vergi borçları çevrilemez durumdadır. Üstelik bunun üstüne bir de Vanlının konut kredisi ve banka kredileri eklenince sorunlar dağ gibi olmuştur. Van'a deprem döneminde sıkça geldim, sorunlarını milletvekili iken TBMM gündemine sıkça taşıdım. Van'ın, deprem öncesinde de zaten iş, aş, sosyal barış olarak sorunları var idi ve deprem sonrasında maalesef bu sorunlar katlanarak arttı, bugün ise sürdürülemez bir hal aldı. 16 Nisan'da vatandaşlarımız ya demokrasi ya kaos, ya aydınlık ya karanlık, ya iş aş huzur, barış ya da belirsizlik ve kaos arasında tercih yapacak. Çünkü başkanlık istikrar getirmez, çünkü Tek adam rejiminde istikrarlı olan tek şey kaostur. Yeni anayasa değişikliği, kuvvetler ayrılığını yok ediyor, parlamento denetimini sınırlıyor ve 21.Yüzyıl Sultanlığını doğuruyor. Türkiye, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar medeni dünyadan, evrensel hukuk ilkelerinden ve demokrasiden uzaklaşmış durumdadır. İlan edilen ve artık sürekli hale gelebileceği görülen Olağanüstü Hal'e rağmen AKP hükümeti toplumun önüne "tek adam rejimini" de koymuş yönünün Ortaçağ olduğunu ispatlamıştır" ifadelerini kullandı.
"Hayır yüzde 55 ve üstünde çıkacak"
Katılım oranı arttıkça hayırlı bir Türkiye daha da somutlaşmaktadır diyen Oran, "Gittiğim yerlerde gördüğüm tablo şudur ki 16 Nisan'da yurttaşlarımız vatan borcu namus meselesi olarak görüp sandığa giderse katılım yüzde 85'i aştığında hayır oylarının çok rahat biçimde yüzde 55 ve üzeri olacaktır. Bunu sokaktan, pazardan, esnaftan çok rahat biçimde görüyorum. Tüm yurttaşların vergileriyle ayakta tutulan TRT kanalları iktidarın sesine dönüştürülmüşken hiçbir muhalif partiye ve görüşe TRT ekranlarında yer verilmemektedir. AKP, devletin kasasını adeta parti bütçesi haline dönüştürmüş ve tüm imkânları "tek adam rejimini" topluma dayatmak için seferber etmiştir. Ancak bilinmelidir ki sadece Olağanüstü Hal'in varlığı bile evrensel hukuk ve demokratik gelenekler açısından bir referanduma engeldir. Zira muhalefetin sağlıklı ve özgürce kampanya yürütmesi, toplantılar yapması ve gerçekleri halkımıza anlatması sistematik olarak engellenmektedir. AKP iktidarı, halkın haber alma özgürlüğünü engellemenin yanında onlarca yandaş kanalda her gün yapay bir gündem üzerinden yaygara yaparak, gerçeklerin konuşulmasını engellemeye ve büyük bir gürültü perdesi oluşturarak gündemi kontrol etmeye uğraşmaktadır" şeklinde konuştu.
"7 milyon işsiz ve Doğu'da biten hayvancılık anayasada yok"
Ülkemizin çözülmeyi bekleyen ve ertelenemez onlarca sorunu olduğunu söyleyen CHP'li Oran, "Bunlardan biri ve belki de en önemlisi işsizliktir. Resmi açıklamalara göre çoğunluğu genç olmak üzere yaklaşık 7 milyon evladımız işsizdir. Yani üretebilecek güce ve isteğe sahip olmasına rağmen işgücü piyasasına girememektedir. Bu durum üniversite mezunları arasında da çok büyük sorundur ve genç kadınlar en büyük sorunu yaşamaktadır. Ancak hükümetin işsizlik konusunda 80 milyon yurttaşımıza önerdiği hiçbir anlamlı söz yoktur. Özellikle Doğu Anadolu için büyük potansiyel ifade eden hayvancılık ve hayvancılığa bağlı ürünler konusunda hiçbir ciddi proje ortaya konmamıştır. Ve Türkiye, kendi meraları boş durumdayken yurtdışından canlı et ithal eder hale gelmiştir. İşsizlik ve geleceksizlik doğal olarak toplumsal huzuru da bozmaktadır. Toplum doğudan batıya ve kuzeyden güneye büyük bir gerginliğin ve çatışma ikliminin içine düşmüş bulunmaktadır. Her ilden yurttaşlarımız doğdukları yerde geçimini sağlayamadığı için akın akın büyükşehirlere göçmektedir. Hem köyden il ve ilçe merkezlerine hem de Türkiye'nin dört bir yanından büyük şehirlere devam eden göç dalgası ülkenin her yerinde kent sorunlarını had safhaya ulaştırmaktadır. Sefalet ve çaresizlik iş bilmez politikacıların sayesinde bir karabulut gibi Türkiye'nin üstüne çökmüştür" dedi.
"Ülkeyi 15 yıldır kendileri yönetiyor"
CHP'li Oran, Van'da hala deprem konutlarına mahkûm edilenlerin mağdur olduğunu belirterek, "İşte böyle bir iklimde "Tek Adam Rejimi" dayatması gündeme gelmiştir. Türkiye'yi kan ve gözyaşı gölüne çeviren iktidar bloğu geçen 15 yılda Türkiye'yi aralıksız yönettiklerini unutarak herkesi suçlu kendilerini ise mağdur olarak konumlandırmaktadır. Oysa 15 yıldır vatandaşın vergilerini lüks makam arabaları ve temsil giderleri için har vurup harman savuranlar değil Van'da hala deprem konutlarına mahkûm edilenler mağdurdur. Her türlü yalanı söylemek için televizyonlara çıkarılan ve gazetelerde köşe verilen yandaşlar değil asgari ücret için günde 14 saat çalışmak zorunda bırakılanlar mağdurdur. Nerden geldiği belli olmayan servetlerle, lüks konutlarda sefa sürüp, tek kuruş vergi vermeden keyif çatanlar değil toprağından kopup büyükşehirlerin girdabında bir lokma ekmeğe muhtaç olan analar ve babalar mağdurdur. Mağdur olanlar okula gidemeyen genç kızlardır, hayatı boyunca başını sokacak bir ev sahibi olamayacak olan işçilerdir, emekçilerdir. Türkiye'nin mağdurları işsizlerdir, yurt bulamayan üniversite öğrencileridir, hukuksuzlukla terbiye edilmeye çalışılan muhaliflerdir. Türkiye'de mağdur olan her kökenden sırandan halktır! Ama 15 yıldır olduğu gibi yine mağdur edebiyatı yapan da iktidar koltuklarında oturanlardır" diye konuştu.
"Demokrasi için insan onuru için Van hayır diyecektir"
Oran konuşmasını şöyle tamamladı; "Buraya gelmeden önce ziyaret ettiğim 29 ilde olduğu gibi ben Vanlı kardeşlerimin de demokrasiye, insan onuruna, özgürlüklere, barışa ve kardeşliğe bir şans daha vermek için "tek adam rejimine" hayır diyeceğine inanıyorum. Vanlıların sadece kendileri için değil bu topraklarda nefes alan ve gelecekte nefes alacak olan her kuşak için de "hayır" demesi gerektiğine inanıyorum. Zira bugünün Türkiye'sinde onlarca sorun olsa da parlamenter sistem, mevcut hukuk düzeni ve yerleşik siyaset anlayışı hala bizlere çözüm için bir şans veriyor. Hala yurdun dört bir yanından insanlar birbirinin yüzüne bakabiliyor, hala barış ve kardeşlik adına bir söz söyleyebiliyor. Ancak "tek adam rejiminde" bizlere sunulacak olan tek seçenek "ya itaat et ya da sonsuza kadar sus" olacaktır. Ben genel anlamda Doğu Anadolu'nun, özel anlamda da Van'ın her bir evladının "tek adam rejimine hayır" diyerek mutlu, huzurlu, barıştan ve özgürlükten yana tavır alacağına inanıyorum. Bunu yaptığımız zaman. Sandıklarda "80 milyon kere hayır" diye haykırdığımız zaman daha özgür, daha adil, daha huzurlu bir ülkenin de var olabileceğini hep beraber göreceğiz. Türkiye'nin tüm sorunlarını el ele, gönül gönüle çözeceğiz. Şiddetin ve düşmanlığın dilini değil barışın ve kardeşliğin renkli dilini inşa edeceğiz. O zaman hepimiz özgürleşeceğiz"