CHP Van'ı dinliyor
Yaşanan sorun ve sıkıntıları yerinde dinlemek ve rapor haline getirmek üzere Van'a gelen Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili heyeti basın ve STK temsilcileri ile kahvaltıda buluştu.
İlhan Siyahtaş
Önceki gün Van'a gelen Van Büyükşehir Belediyesi, Van Ticaret ve Sanayi Odası, Van Ticaret Borsası ve çeşitli kurumları ziyaret eden CHP Heyeti incelemelerini sürdürüyor.
CHP heyeti dün basın ve STK temsilcileriyle bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen toplantıya CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, İstanbul Milletvekili Ali Şeker ve Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, CHP Van İl Başkanı İlkay Gökdere, ilçe başkanları, bazı STK temsilcileri ve gazeteciler katıldı. Van'a oy için gelmediklerini belirten Fikri Sağlar Van'ın sorunlarını dinlemek, tespit etmek üzere Van'da bulunduklarını söyledi.
'Sorunları dinlemek için bir araya geldik'
Toplantının açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Halk Partisi Van İl Başkanı İlkay Gökdere, 'Genel Merkezimizin 7 Haziran seçimleri öncesi aldığı karar üzerinde burada il başkanlığı yapmaya başladım. Bana sürekli bir kadın olarak burada il başkanlığı yapmanın zor olduğu söylendi. Ancak ben bu konuda bir zorluk yaşadığımı düşünmüyorum. Aksine bu bölgede bir kadın olarak il başkanlığı yapmak çok güzel bir duygu. Bugün milletvekillerimiz ile birlikte sizlerle bir araya geldik. Sizin sorunlarınızı dinlemek ve sorularını cevaplamak için bir araya geldik. Bu elbette ki son olmayacaktır. Yine bu şekilde yapılacak olan programlarla sizinle bir araya geleceğiz. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum' dedi.
'Doktorlar ve sağlık çalışanları gitmek istiyorlar'
Savaşın biran önce bitmesini isteyen Van-Hakkâri Tabipler Odası Başkanı Ali Koç, 'Biz burada çalışan sağlıkçılar olarak bu çatışmalı sürecin ve savaşın seçimler ile birlikte ortadan kalkacağına inanıyoruz. En azından bunu böyle umuyoruz. Çünkü doktorlar ve sağlık çalışanları bu süreçte sürekli tayin isteyip batı illerine gitmek istiyorlar. Türkiye'nin bölünmemek için yapmış olduğu bu savaş direk bölünmeye hitap ettiğini görüyoruz. Bu savaşı 30 yıla baktığımız zaman zaten akıl ve mantığa sığmadığını çok iyi bir şekilde görebiliyoruz. Biz doktorlar olarak bu olayları mantıklı görmüyoruz. İşte Türk'ün gücü gösteren bazı güvenliklerinin bir anda ortaya çıkması, anneler ağlamasından bu noktaya gelinmesi gerçekten bizleri üzmektedir. Biz bu savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz' dedi.
'Hatiplerin sayısının artması kimseyi rahatsız etmesin'
Büro Memur Sen Şube Başkanı Mahmut Gülaçar yaptığı konuşmada şunları kaydetti: 'İnşallah bu süreçte kan ve gözyaşının bitmesi için çalışırız. Üzümlü ve Kapıköy'de kaçırılan memurların serbest bırakılması, çatışma ortamının bitmesi gerektiğini belirtiyoruz. Geçenlerde bizim Memur Sen İl Başkanımız güzel bir ifade kullandı. 'Ölen asker ile ölen dağdakilerin annelerinin bir araya gelmesi ile bu sorunların çözülebileceğine işaret etti.' Aynı şekilde 165 STK'nın düzenlemiş olduklarını barış yürüyüşüne katıldık. İmam Hatip Lisesi ile ilgili eleştirilere de katılmıyorum. İmam Hatiplerin sayısının artması kimseyi rahatsız etmesin.' dedi.
'Bu ülkenin birlikteliğe ihtiyaç vardır'
Toplantıda söz alan Bakkallar Manavlar ve Esnaf Odası Başkanı İsa Berge konuşmasında CHP'nin çözüm süreci ile ilgili nasıl bir projeye sahip olduğunu sordu. Berge, 'Yıllardır kan ve gözyaşı var. 80 yıldır acaba CHP ne yaptı? Bununla ilgili ne yaptınız. Halkların kardeşliğini desteklemek adına acaba ne yaptınız? Onu sormak istiyorum. Van bildiğiniz üzere bir deprem gördü, hala sorunlar çözülmüş değil. Esnaf perişan. Sınır kapılarımız kapandı, herhangi bir çalışma yaptınız mı? Esnaflarımızın daha önce aldığı KOSGEB kredileri son buldu, yeni bir kredi için çalışma olmasını istiyoruz. Ama bizim için esas olan çözüm sürecidir. Halk, 'anneler ağlamasın' diyor. Bu meclisin bu yönde çabalamasını istiyoruz. Necip Fazıl'ın güzel bir sözü var; 'Kökünü beğenmeyen dal, dalını beğenmeyen meyve, olgunlaşmadan çürür' diyor. Biz aynı kökten geldik. Çanakkale'de birlikte savaştık. Bu ülkenin birlikteliğe ihtiyaç vardır. Sizlerin de CHP olarak bu sorunların çözümüne katkı sunmasını bekliyoruz' dedi.
'Nefret dolu söylemlerden kaçınılmalı'
Toplantıda konuşan gazeteci Salih Geçken, özellikle bu çatışmalı süreçte barıştan bahseden siyasetçilerin nefret dolu söylemlerini bir kenara bırakmaları gerektiğinin altını çizdi. Geçken, 'Ankara'daki bir siyasetçinin diğer partilere karşı nefret dolu söylemlerinin kendisine bir zararı olmaz. Ancak söylenen o nefret dolu söylemler, yaşanılan bu bölgede farklı sonuçlara neden olabiliyor. Bu nedenle hangi partide olursa olsun siyasetçilerin nefret dolu söylemlerden kaçınmalarının barışa daha çok katkı sunacağını düşünüyorum' dedi.
'Van İstanbulsuz, İstanbul Vansız olmaz'
Muhtarlar Derneği Başkanı Temez Demez ülkede bir yangın olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: 'Sizler milletvekili olarak ne istediniz de biz vermedik. Para verdik, köşk verdik, devlet istediniz verdik. Ama siz süper emeklilikten vazgeçebilir misiniz? Ama bugün binlerce çocuk ölüyor. Bütün mesele Öcalan'ın cezaevinde olmasıdır. Öyleyse bu çocukların ölmesini istemiyorsanız bu sorunu çözün. Sadece Öcalan'dan dolayı bu çocuklar ölüyorsa, bir milyon insanı öldürmekten vazgeçin, derhal serbest bırakın. Bunun yanında ayrıca sizin önünüze çıkan sorunları da çözmek için anayasayı da bir an önce değiştirin. Van İstanbulsuz, İstanbul Vansız olmaz. Biz et ve tırnak gibiyiz. Gidecek başka yerimizde yoktur. Barış kardeşlik sağlanarak bu ateşe su dökülmelidir.' dedi.
'Nefret diline karşı tepki göstermeniz gerekir'
Gazeteci Naif Yaşar, CHP'li milletvekillerinin bulunduğu illerde Kürt halkına yönelik bir nefret dilinin olduğunu ileri sürdü. Yaşar, 'Sayın vekiller sizin oy oranlarının yüksek olduğu Antalya, İzmir, Manisa gibi illerde Kürt işçilere, yolculara, esnaflara karşı linç girişimleri var. Bu nefret diline karşı tepki göstermeniz gerekir. Biz burada asker, polis cenazelerini gözyaşı ile uğurluyoruz. Ama Varto'da çocuklarımız çırılçıplak edilip cesetlere basıldığı zaman CHP hiç tepki göstermiyor. Bu da size karşı ön yargıya yol açıyor. CHP'nin Van'da sadece yüzde birlik oy oranı varsa, bunun düşünülmesi gerekir. Mahallelerde çatışmalar var, tanklar giriyor. Bunları dile getirin istiyoruz' dedi.
'AK Parti'nin çoğunluğu olduğu komisyonlar tarafından reddedildi'
Toplantıda konuşan gazeteci Ömer Aytaç Aykaç bölgede son yıllarda siyasette yeni bir dönemin başladığını söyledi. Aykaç şu ifadeleri kullandı: 'HDP'nin bölgede oy oranı ciddi anlamda arttı. Buradaki insanların tek talebi barış. Son genel seçimlerde buradaki insanlar HDP'yi tercih etti. Türk Bayrağı ile HDP'nin mitingine gidildi. CHP'nin de bu tabloyu iyi değerlendirmesi gerekir. Depremin ardından yaşadığımız sorunlarımız var. Vergiler birikti, vergi terkini talepleri karşılık bulmadı. Van, iktidara oy vermediği için mi oldu? İmar sorunu, çevre yolu, sahil yolu durdu. Van'daki yatırımlar durdu. Devletin Van'dan elini çektiği söylendi. Yani siyasi tercihten dolayı cezalandırılıyorsa bu halk, yanlış şeyler yapılıyordur. Vergi terkini ve diğer talepler HDP ve CHP tarafından gündeme getirildi, ama Ak Parti'nin çoğunluğunun olduğu komisyonlar tarafından reddedildi. Bence CHP bundan sonra halkı dinlerse bölgede iyi bir oy alır.'
'Ölümleri durduracak tek güç kadın gücüdür'
CHP'nin eski Van İl Başkanı Cemal Şen son zamanlarda bölgede ve kentte yaşananları nasıl anlatacağını bilmediğini ifade etti. Şen, 'Son zamanlarda insanlar bir birine düşman ilan edildi. Buradaki durumu nasıl anlatacağımı gerçekten bilmiyorum. Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda ciddi bir savaş var. Bunu inkâr edemeyiz. Kentler, kasabalar, ilçeler abluka altına alınıp, giriş-çıkışlar kapatılıp insan avına çıkılıyor. Silvan'da, Lice'de, Şemdinli'de insanlar katlediliyorsa, bu kanda bizim de sorumluluğumuz ve payımız var. Bu kirli savaşı, ölümleri durduracak tek güç kadın gücüdür. En çok acı çeken, en çok ağıt yakan annelerdir. Bu yüzden bu kanı ancak kadınlar durdurabilir. Büyün anneler bir araya getirilmelidir. Savaş ancak böyle son bulur' sözlerine yer verdi.
'Biz de barışa 'gel' demeliyiz'
STK ve basın mensuplarının yaptıkları konuşmaların ardından milletvekillerinden ilk olarak İstanbul Milletvekili Ali Şeker söz aldı. Şeker'in konuşmasında en büyük tepkisi iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'aydı. Şeker şu ifadeleri kullandı: 'Sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerekiyor. Barışın olması için 80 darbesinin anayasasını değiştirmeliyiz. Yine parlamentodaki sistem değişmeli. Liderler veya Sarayın emrindeki vekillerle olmaz. Savaşların olmaması için çabalamalıyız. Nasıl ki Emniyet Müdürü Gaffar Okan kendisini Diyarbakırlılara sevdirdiyse, biz de bu halkla iç içe olmalıyız. Olaya sadece şehit cenazeleri üzerinden yaklaşmıyoruz. Şehitler de bizim şehidimiz, burada öldürülen gençlerde bizim gencimiz. Patlamada kaybettiğimiz çocuklar da bizim çocuklarımız. Bunun bir sebebi var. Seçimlerde başarılı olamayan bir yapı, ölümlere 'gel gel' yapıyor. Biz de barışa 'gel' demeliyiz.'
'CHP bütün sorunları biliyor'
Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın CHP heyeti olarak Van'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu ve büyük bir misfirseverlik gördüklerini belirterek' CHP bütün sorunları biliyor. Bu konuda raporlarımız var. Mecliste bunlarla ilgili önergelerimiz, kanun tekliflerimiz var. Van'da değerli arkadaşlarımız dinlemekten mutlu olduk' dedi.
'Van'ın sorunları İstanbul'un sorunudur'
Konuşmaların ardından kürsüye çıkan CHP milletvekilleri, kentin sorunlarının aslında Türkiye'nin sorunları olduğunu belirttiler. Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, bir siyasi parti olmalarına rağmen Van'a siyasi bir parti çalışması için gelmediklerini söyledi. CHP'nin 15 yıldır bir öz eleştiri yaparak bu bölgeden çekildiğini ve yeterince bu bölgedeki insanlara, olaylara katkıda bulunabilecek bir yapıyı oluşturamadığını ifade eden Sağlar, 'Bu bizim hatamız, bir öz eleştiri, ama bundan böyle CHP'nin anlayışı ve özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan süratle çıkabilsin doğrultusundaki kararlığı, bizim bu yörelere, sizlere ve sizlerle birlikte daha fazla olacağımızı şimdiden açıklamak isteriz' dedi.
Van'ın sorununun aslında Türkiye'nin sorunu olduğunu ifade eden Sağlar, 'Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan haklarına, insana saygı duyulabilmesi için en önemli sorunlardan bir tanesi. Bunu iyi anlatmalıyız. Doğru anlatamadığımız için batı ile doğunun, güney ile kuzeyin arasında fark oluşmaya başladı' ifadelerini kullandı.